Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos basın toplantısında, tek düşmanlarının adadaki Türk askeri olduğunu söylemiş. Konuşmasında “Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yeni bir çabada BM’nin hakemliğine asla izin vermeyeceğini” belirtmiş. KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat ile yaptığı görüşmenin başarısızlığa uğramasından da Türk tarafını sorumlu tutan Papadopulos “Annan planını reddederek Rum halkını büyük bir tehlikeden koruduğunu” ileri sürmüş. Bu adamın sözlerini bir Türk devlet adamı söyleseydi, ne olurdu acaba! Ben sadece yurt dışındaki tepkileri kastetmiyorum. Hani içimizde hepimiz şuyuz, buyuz diyenler, Türk devletinin askeri ve siviliyle her yaptığını kınayanlar, barıştan, kardeşlikten bahsedenler var ya, onlara soruyorum, neredesiniz? Bölücü teröristler kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları katleder, köyleri basıp yakar, yıkar, yollara kahpe mayınlar döşeyip günahsız insanları kolsuz, bacaksız bırakıp sakatlar veya şehit eder, çarşıdaki mağazaları, kafeteryaları, büfeleri, otoparkları, belediye otobüslerini, demiryollarını, bölgeye hizmet için kurulmuş şantiyeleri, çöp bidonlarını kundaklayıp, bombalıyarak masum sivillerin ölmelerine sebep olur, okullardaki öğretmenleri öldürür, esnaftan, tüccardan, işadamından silah zoruyla haraç alır, şehirlerde ve turistik bölgelerde bombalamalar yaparak yine birçok masum insanın yaşam hakkını elinden alır, bizim aydıncıklar, insan hakları savunucuları hiç görünmezler, duymazlar, bilmezler. Kıbrıs’ta Türkler katledilirken de bunlar ortada yoktu. Seyirci kalsaydık bugün orada Türk olmayacaktı. EOKA’cılar dünyanın gözü önünde bu işi halledeceklerdi. Tıpkı Bosna’da olduğu gibi, üstüne bir de madalya verirlerdi. Birinci dünya savaşı sırasında ve sonrasında Anadolu ve Balkanlarda da masum Türkler aynı katliamlara maruz kalmamışlar mıydı? Rum ve Ermeni çeteciler köyleri basıp koyun gibi insanlarımızı kesmedilermi? Papadopulos gerçek yüzünü göstermiş. Ayıdan post, …..dan dost olmaz şeklindeki ata sözümüzü hatırlamamak elde değil. Bazı Yunanlı aydınların kendi ifadeleriyle “yer ile gök birleşse, Yunanlılar Türklerle dost olmazlar” diyecek kadar fanatik Türk düşmanlıkları olduğu sürece gerçek bir dostluğun tesisi mümkün değil. Batılılar ve Rumlar, taraflı bir tutumla, Türkiye’yi Kıbrıs’ta işgalci göstermek için her platformu kullanmakta ve ısrarla çözümsüzlüğün Türk tarafından kaynaklandığını işlemektedirler. Eğer taraflar arası bir sorun varsa bunun tek bir sorumlusunun olamayacağını ve tek taraflı çözümün de olamayacağını herkesin bilmesi lazım. Adam kendi ağzıyla sizin askerinizi dünyadaki tek düşman ilan ediyor. Bu zihniyete sahip birisinin barışa ne katkısı olabilir. Eğer Kıbrıs’ta çözüm isteniyorsa Rum-Yunan ikilisinin ve Batılıların, Türk kompleksinden ve iki yüzlülükten arınıp eşit şartlarda davranmak ve adil olmak için çaba harcamaları gerekmektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sadece Kıbrıslı Rumlardan oluşan bir idare tarafından temsil edilemeyeceği AB tarafından bilindiği halde üyeliğe kabulü doğru muydu? Askerimin düşmanı Türkiye’nin de Kıbrıs Türklerinin de düşmanıdır. Kıbrıs Rum Yetkilileri daha sağduyulu ve yapıcı olmalı, düşmanlık üretmektense barışa hizmet etmeli ve Kıbrıs sorunun çözümü için çaba harcamalıdırlar. [email protected]