Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın geleneksel hafta sonu konferans dizisinin konusu “Avrasya Kıtasında Kazakistan’ın Önemi ve Yeri” ile Kazakistan’ın BM Güvenlik Konseyi üyeliği idi.
Bu çok önemli konferansın konuşmacıları Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Yerkebulan Sapiyev, Prof. Dr. Abdulvahap Kara ve Doç. Dr. İlyas Topsakal’dı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Avrasya Bir Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkaya, bölgede yaşanan gelişmelere ve Kazakistan’ın sahip olduğu zenginliklere dikkat çekerek konuşmacıları tanıttı.
Oturum Başkanlığını Doç. Dr. İlyas Topsakal’ın yaptığı panelde Topsakal, “Yeraltı zenginlikleri, Rusya, Türk toplulukları ve Batıyla olan çok yönlü ilişkileri dolayısıyla Kazakistan, Avrasya’nın önemli ülkesidir. Kazakistan’ın sahip olduğu saygınlığı dolayısıyla, Türkiye ve Rusya arasında yaşanan son krizde, Nursultan Nazarbayev’in arabuluculuk yapabilir. Kazakistan’ın, BM Güvenlik Konseyi üyeliği, Türk Dünyası ve bölge barışı ve küresel barış adına önemlidir” dedi.
Prof. Dr. Abdulvahap Kara Kazakistan’ın Avrasya’daki önemini belirttikten sonra Türkiye ve Rusya arasındaki gerginliği çözmede Türk Keneşi’nin de harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Genel Sekreter Ramil Hasanov’un üye ülkeler liderlerini bir araya getirerek bu meselenin çözüm yollarının görüşülmesini sağlaması gerektiğini savundu. Çünkü, Türk Keneşi’ndeki iki ülke, Kazakistan ve Kırgızistan aynı zamanda Rusya’nın da üye olduğu Avrasya Ekonomik Birliği’nin de üyesidir. Türkiye ile Rusya arasındaki gerginliğin birliğe üye ülkelerin de ticaretine zarar vermeye başlamasından dolayı, konu bu birliğin de gündemine taşınmalı bir çözüm yolu bulunmalıydı.
KAZAKİSTAN İSTANBUL BAŞKONSOLOSU YERKEBULAN SAPIYEV: “KAZAKİSTAN’I İLK TANIYAN ÜLKE TÜRKİYE OLMUŞTU”
Kazakistan Başkonsolosu Yerkebulan Sapıyev ise konuşmasında, ’’Türkiye bağımsızlık sonrası Kazakistan’ın ilk tanıyan ülke oldu. Kardeş bir ülkedir. 1991’den bu yana 24 yılda büyük adımlar atıldı. İlişkiler giderek artıyor’’ dedi. Başkonsolos Kazakistan’ın uluslararası alanda yaptığı üst düzey çalışmaları ve 2017-2018 yılları için BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı üyelik başvurusunun bölge ve dünya barışı açısından önemini vurguladı. Başkonsolos Yerkebulan özetle şunları anlattı:
“KAZAKİSTAN BM ÜYELİĞİNİ HAK ETMİŞ BİR ÜLKEDİR”
Kazakistan’ın 2017-2018 yılları için BM Güvenlik Konseyine (BM GK) üyelik başvurusu umut vericidir. Bu tespiti KC Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Ukrayna çatışmaların çözümlenmesi konusundaki aktif çabaları dâhil olmak üzere Astana’nın attığı birçok barışçıl adımlar desteklemektedir. Avrupalı ortaklar Kazakistan’ın kendi bölgesindeki güvenlik ve istikrarın dayanak noktası, ayrıca terörle mücadelede ortak olduğu kanaatindedir.
Kazakistan uluslararası gündemin en karmaşık sorunlarının çözümüne katılımda ciddi deneyime sahiptir. Ülkenin bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliğe, ayrıca nükleer silahsızlanma ve yaygınlaştırmamaya katkısı, çok yönlü diplomasi alanındaki aktif çalışmaları BM GK geçici üyeliğine seçilmesini destekleyici faktörlerdir. Çok yönlü diplomasi yürütmesinin bir örneği olarak Kazakistan’ın Asya’da İşbirliği ve Güvenliği Arttırıcı Önlemler Konferansının (AİGK) oluşturulması ile ilgili inisiyatifi verilebilir.
Bölgesel güvenlik sorunlarının çözümünde yer alan Kazakistan Afganistan’da barış ve uzlaşmanın tesis edilmesine çok katkı sağlamıştır. Bilhassa bu ülkeye insani ve teknik destek vermiş, 2010 yılından itibaren uygulanan eğitim programı çerçevesinde binlerce Afgan gencinin Kazakistan üniversitelerinde eğitim görmektedir.
Bilindiği üzere BMGK’ne, beşi (Rusya, ABD, Çin, İngiltere ve Fransa) “veto” hakkına sahip daimi üye olmak üzere, 15 devlet dâhildir. BM GK’nin on geçici üyesi, her yıl oylama ile seçilmektedir. BM GK geçici üyeleri karar alma sırasında oylamaya katılmakta, fakat daimi üyelerden farklı olarak kararları veto edememektedir. BM GK Başkanlığı üye devletler tarafından sırayla yapılmaktadır.
BM GK geçici üyesi olabilmesi için, aday ülkenin, BM üye devletlerinin üçte iki oyunu alması gerekmektedir. Yeni GK geçici üyelerinin seçileceği koltuklar bölgesel gruplara göre dağılmıştır: Afrika, Asya-Pasifik, Latin Amerika ve Batı Avrupa ve diğer devletler grubu. BM mevcut 193 ülkesinin üçte birinden fazlası hiç GK üyesi olmamıştır.
“KAZAKİSTAN KÜRESEL ÇAPTA ORGANİZASYONLAR KONUSUNDA KENDİNİ KANITLAMIŞ DENEYİMLİ BİR ÜLKEDİR”
Geçmişe bir göz atılacak olursa, AGİT başkanlığına hazırlık aşamasında Kazakistanlı diplomatlar hemen Dağlık Karabağ, Pridenstrovie, Güney Osetya, Abhazya, Balkanlarda “dondurulmuş” ihtilafların çözümlenmesi için çabaları yoğunlaştırma rotasını tutmuştur. Ayrıca Astana’nın AGİT başkanlığı döneminin yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) başkanlığı sırasında bölgesel güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi alanında deneyimi bulunmaktadır. Kazakistan’ın başkanlığı döneminde İİT’da insan hakları daimi komisyonu kurulmuş, İİT’nin Orta Asya ile işbirliğiyle ilgili çalışma planı kabul edilmiştir. N. Nazarbaev’in Müslüman ulemasına açılış konuşması İİT Astana bildirgesinin temelini oluşturmuştur.
Kazakistan’ın Afganistan’da yasadışı uyuşturucu ticareti ve dolaşımı ile mücadele, eski Semey nükleer poligonu ve Aral Denizi bölgelerinin rehabilitasyonu konularında kararları da belirtilmelidir. Kazakistan, diplomatik esneklik göstererek, durumu makul değerlendirebilme başarısını sergileyerek ve İslam ülkelerinin sorunlarının çözümünde çaba sarf ederek İİT 2011-2012 yılları Konseptine yansıyan planlarını aşamalı olarak hayata geçirmiştir.
İslam Alemi’ndeki karmaşık ilişkiler şartlarında Suriye ve Libya’daki çatışmaların çözümlenmesi ile ilgili konuların müzakere edildiği İİT olağanüstü toplantıları yapılmıştır. İslamofobi ile mücadele ve dinlerarası çatışmaların önlenmesi üzerinde durulmuş, ayrıca Somali’deki insani felâketin sonlandırılması için Kazakistan başkanlığı himayesi altında kapsamlı kampanya yapılmış, bu sayede 500 milyon dolar toplanmıştır.
Kazakistan’ın Orta Asya’daki rolünün hissedilir derecede arttığı göz önünde bulundurulduğunda, ülkenin kendini birçok İİT ülkeleri arasında modern ve tartışmasız lider olarak gösterdiği belirtilebilir. Astana’nın başkanlığı döneminde İİT iç reformu, AB, AGİT, SCO, CICA ile işbirliğinin pekiştirilmesi ile ilgili bazı atılımlarda bulunmuştur. Kazakistan başkanlıklarının derin anlamlılığı ve profesyonelliğini kaydederek, İİT genel sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu, söz konusu dönemi Teşkilatın tarihindeki en çarpıcı dönemlerden biri olarak belirtmiştir.
KAZAKİSTAN, İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI’NDA BAŞARILI ÇALIŞMALAR YAPMIŞTIR
Kazakistan’ın, İTT gibi, uluslararası arenada BM’den sonraki İslam ülkelerinin çıkarlarını temsil eden yegâne büyük uluslararası örgüt ve teşkilata başkanlığı, Kazakistan diplomasisinin profesyonelliği sayesinde mümkün olmuştur. Ülkenin uzmanları, hâlihazırda 57 üyesi bulunan teşkilatta başarıyla çalışmaktadırlar. Bununla birlikte belirtilmelidir ki, İslam ümmeti tekdüzen değildir, İİT ülkeleri ekonomik gelişmişliği ve yaşam standartları bakımından birbirinden çok farklıdır.
Elbette, BM GK üyeliği ile Kazakistanlı diplomatlar, küresel çaptaki başarılarına bir yenisini ekleyebilirler. Ülkenin BM GK geçici üyeliğine seçilme çabası tesadüfi değildir. Geniş toprakları, zengin doğal kaynakları, eğitimli nüfusu ile Kazakistan’ın geleceği parlaktır. Uluslararası süreçlere katılım deneyimine sahip ve günümüzün tehditlerine hızlı ve makul tepki verebilme yeteneğini sergileyen Kazakistanlı profesyonel diplomatlar, dünya güvenliğinin en güncel tehditlerinin çözümünde aktif yer almaya hazırdır.”
Konferans sonrasında Avrasya Bir Vakfı Başkanı Şaban Gülbahar konuşmacılara teşekkür belgesi verdi.