Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış demek. Ancak ülkemizde bu biraz sapmış ve particilik manasına gelmeye başlamıştır.. Ebette ki politika içerisinde particilik olacaktır. Öncelikle söyleyeyim hiçbir partili değilim. Bence tüm partilerin doğruları ve yanlışları var..

Bu ülkede yaşadığım için Türkiye ile ilgili fikirlerimi konuşabilirim diye düşünüyorum. Ancak olumlu ya da olumsuz eleştiriler alabilirim. İnanın sorun değil. Zaten gazeteci - yazar olmak bunları kabullenmek ve hoş karşılamaktır.

Maalesef ülkemizde particilik öyle bir boyuta gelmiştir ki, örneğin X bir kişi, X bir partinin yaptığı her konuşmayı ve her icraatı yanlış bulup eleştirmekte. Aynısını X partili biri de yaparak diğer X partilinin her hareketini eleştirmekte..

Kimse doğruları taktir edip yanlışlarını eleştirmiyor. Kendi camiası içinde ya da karşı taraf içinde de aynı durum söz konusu..

Fanatik bir düzen oluşmuş vaziyette. Partiler ülkeye devlet yönetimini kazanıp hizmet etmek için kurulmuyor mu? Ben mi yanlış biliyorum? Peki hizmet etmek için kurulan bu partiler tamamen mi farklılar? Bu ülkeye yarar sağlayacak hiçbir ortak fikirleri olmaması saçmalık değil mi?

Siyasilerin seçim öncesi ve sonrası birbirlerine karşı tavırlarını gördükçe, ben ne yapmaya çalıştıklarını kendimce şöyle anladım; Maalesef benim fikrim ülkemizde politika, beynimizi ve mantığımızı kullanmayı bırakarak futbol takımı destekler gibi parti ve kişi destekleme noktasına geldiği.. Politika ülkeye bir şey kazandırmak için varken kaybettiriyor sanki şimdiki sistemle..

Fakirden çalmakla zengin olunuyorsa, üç kuruş maaşla geçinmeye çalışanlar varsa, ekmek aslanın ağzındaysa, her şeye rağmen günlerdir yap-boz oynar gibi sayılamayan oy sonuçları sabırla bekleniyorsa, yaşadığımız dünyanın eşitsizlik ve adaletsizlikleri diz boyu olmuşsa kafayı yemeye ramak kaldıysa, benim anladığım politika kavramını hemen bir fıkra ile anlatayım..

Çocuk babasına sorar: "Baba politika nedir?"

Baba şöyle der: "Bak oğlum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim.

Annen parayı yönetir, öyleyse o hükümettir.

Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, öyleyse o da sendikadır.

Hizmetçi kız ise isçi sınıfıdır.

Bizlerin ise tek hedefi vardır, senin rahatlığın. Dolayısıyla sen de halksın ve altında bezi ile yatan küçük kardeşin ise gelecektir."

Söyle bakalım anlayabildin mi?

Çocuk düşünür ve o gece babasının anlattıklarını düşüneceğini söyler. Gece yarısı çocuk uyanır. Çünkü küçük kardeşi altını pisletmiştir ve ağlamaktadır.

Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider.

Annesi yalnız ve derin bir şekilde uyumaktadır, öyle ki onu uyandıramaz.

Hizmetçi kızın odasına gider. Bakar ki babası hizmetçi kızla yatmaktadır.

Dedesi de pencereden gizlice onları izlemektedir.

Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunu farketmezler bile. Çocuk hiçbir sey yapamadan yatağına geri döner.

Ertesi sabah baba çocuğa kendince politikanın ne oldugunu anlatmasını ister.

- Evet der çocuk. "Kapitalizm işçi sınıfını kötüye kullanıyor... Sendika bunu seyrediyor... Bu arada hükümet uyuyor... Halk ise dikkate alınmıyor... Ve gelecek bokun içinde yatıyor..."

İşte politika budur..!