Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Rusya, Hindistan ve Çin, ardından da Amerika’ya önemli ziyaretler yaptı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye dünyanın önemli aktörleri ile hem ekonomik hem de bölgesel sorunlarımızın en üst düzeyde görüşüldüğü bu ziyaretlerde ABD Başkanı ile olan görüşmeler tabii öne çıktı. 

Bu ziyaret öncesi ABD Rakka operasyonunu, itirazlarımıza rağmen PKK’nın Suriye uzantıları PYD-YPG ile birlikte yapacaklarını açık ve net olarak belirtmiş, hatta bu gruplara silah verilmesi ile ilgili kararı Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesi imzalamıştı. 

Bugün ABD, Rusya ve Çin’in yanında İngiltere, Almanya, Fransa dahil bütün Avrupa ile İran ve bütün Arap alemi iç savaşın faal aktörleri olarak Suriye’dedirler. Ve bu aktörler Suriye’de birçok grup arasında, olanca hızı ile süren iç savaşın görünmezleri olmakla beraber grupların hem içinde hem de aralarındadırlar. Kürtler bu durumdan olabildiğince yararlanarak, Suriye’nin kuzeyini, 900 km’lik Türk sınırları güneyini, Arapları ve Türkmenleri bölgeden sürerek ele geçirmiş bulunmaktadır. 

Türkiye tabii bu oluşumdan en çok etkilenecek ülke konumunda olduğundan Fırat Kalkanı Harekatı ile Kürt bölgesi arasına kama gibi girmeyi başarmıştır. Ancak Menbiç ve Rakka’da da hatta Afrin ve Kobani’de de PYD-YPG yapılanmasının, Türkiye’nin güvenliğini önemli ölçüde tehdit ettiği ve etmeye devam edeceği de aşikardır. 

MSB Fikri Işık, Rakka operasyonu ile ilgili olarak daha önce şu açıklamayı yapmıştı: “Bizim Rakka ile ilgili temel anlayışımız, Rakka’nın ve diğer bölgelerin özellikle başka terör örgütü kullanılarak kurtarılması değil, O bölge insanlarından oluşan, ileride demografik yapı değişecek endişesi doğurmayacak unsurlarla bu operasyonun yapılmasıdır. İsteğimiz Rakka operasyonunun PYD-YPG terör unsurları ile değil Özgür Suriye Ordusu ve Rakka’nın kendi meskûn insanlarından oluşan güçle yapılması. Rakka’nın %90’ı Arap. Kurtaracak gücün de Araplardan ve bölge halkından olması.”

ABD’nin Rakka operasyonu konusundaki kararlı tutumu, Irak’ta Kürt Özerk bölgesi gibi Suriye’nin kuzeyinde de yeni özerk bölgeler tesisinin habercisi gibi değerlendirilmektedir. 

Değerli okurlarım, sık sık adı geçen PYD (Demokratik Birlik Partisi), PKK’nın Suriye kolu olarak kurulmuştur. PYD’ye bağlı YPG ise silahlı bir teşkildir. Kürdistan Demokratik Topluluğunu ifade eden KCK’da, PKK’nın çatı örgütüdür. PYD ve diğer partiler PJAK (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) ve PÇDK (Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) KCK’nın alt unsurlarıdır. 

ABD’nin desteği ile iç savaş ortamında Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan kantonlar gibi Türkiye, İran ve Irak’ta da kantonlar tesisi, örneğin Güneydoğu olayları PKK’yı ümitlendirmiştir. Bu kantonlarla Kürdistana ulaşacakları hedef alınmaktadır. 

Bu hedef için ABD’nin verebileceği sınırlı desteğin yetersizliği, PKK baronları tarafından anlaşılıncaya kadar çok can yanacağa benziyor. Zira T.C.’nin kararlılığı; Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet bir ilke olarak AK Parti Tüzüğünde bile yer aldı.

Değerli okurlarım, 

Pazar günü Fenerbahçe Basketbol takımı muhteşem bir oyundan sonra Avrupa Şampiyonu oldu. Bize bu coşkuyu tattıran Fenerbahçe Basketbol Takımının tüm oyuncu ve yöneticilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. 

Kutlu olsun.