Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul’da katıldığı “58. Yıldönümü’nde ‘Kanlı Noel’i Anma Etkinliği”nde yaptığı konuşmada,  “Kimse, Kıbrıs Türk halkından; devletinden ve egemenliğinden vazgeçmesini, yeni bir maceraya atılmasını beklememeli; 74 öncesine asla dönemeyiz” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği, Kuleliler Derneği ve Türkiye Harp Malül Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği tarafından düzenlenen  “Bu acıyı unutmadık unutturmayacağızkonulu  “KANLI NOEL’İ ANMA ETKİNLİĞİ”ne şeref konuğu olarak katıldı. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte “Kanlı Noel” şehitleri anıldı. Konuşmacılar, 1974 Barış Harekatı öncesinde Kıbrıs Türklerinin yaşadıkları acıları, Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik gerçekleştirilen soykırıma yönelik katliamların unutulmayacağı anlattılar. 

Etkinlikte, E. Jandarma Tuğgeneral Ümit Yılmaz, Türk Mukavemet Teşkilatı’ndan (TMT) E. Başöğretmen Işılay Arkan, E. Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, E. Korgeneral Hasan Kundakçı, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı  Nezdinde Sivil ve Askeri Dernekler Başkanı Emin Hesenli, TMT’nin kuruluşunda ve Kıbrıs Barış Harekatı'nda görev alan E. Tümgeneral Cumhur Evcil ve Kıbrıs Barış Harekatı’nın simgesi “Girne’den yol bağladık Anadolu’ya” şarkısının unutulmaz sesi Yasemin Kumral yaptıkları konuşmalarla “Kanlı Noel”in Kıbrıs Türkü açısından ne anlama geldiğini anlattılar. 

DÜNÜN ACILARI YARININ UMUTLARI VE KARARLILIKLARI

Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Kanlı Noel”in 58. Yılı etkinliğinde yapılan konuşmalarda hem düne ilişkin acılar, hem de yarınlara ilişkin umutlar ve kararlılıklar dile getirildi. 

Yapılan konuşmaları satırbaşlarıyla özetleyelim:

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Dayatmayla, empozeyle bir çözüme yanaşmayacağız. Bizden kimse devletimizden vazgeçmemizi, KKTC’yi feda etmemizi beklemesin ve kimse bizi anayasal bir değişiklikle Kıbrıs Rum cumhuriyetine yama etmeye kalkışmasın. Böyle bir şeyi kabul etmeyeceğiz” diyordu.

E. Jandarma Tuğgeneral Ümit Yılmaz, yakın geçmişte yaşananlar nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’ni (KKTC) koruyup yaşatmak zorunda olduğumuzu söyledi.

Türk Mukavemet Teşkilatı’ndan (TMT) E. Başöğretmen Işılay Arkan, 1974 öncesinde bir Kıbrıs Türkü olarak yaşadıkları acıları ayrıntılarıyla anlattı. 

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı  Nezdinde Sivil ve Askeri Dernekler Başkanı Emin Hesenli, İki devlet bir millet olarak Karabağ zaferinin kazanılmasında sergilenen kardeşlik dayanışmasını dile getirdi ve “Bundan sonra üç devlet bir milletiz; KKTC’yi en yakın zamanda tanıyacağız” dedi. 

TESUD Genel Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş ise Kanlı Noel ile ilgili bilgiler paylaştı ve Anamur’dan  giden suyun yeterli olmadığını belirterek, Ceyhan suyunun ulaşmasıyla  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyada bir numara ülkesi haline geleceğini ve bağımsızlığını tamamlayacağını ifade etti.

E. Korgeneral Hasan Kundakçı, Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs’ta görev yaptığı dönemde yaşadıklarını, Türk bayrağına el uzatmaya yeltenen bir Rum’u nasıl cezalandırdıklarını anlattı. 

Emekli Tümgeneral Cumhur Evcil, Türkiye'nin, Kıbrıs'ın Kanlı Noel'den kurtulması için büyük mücadele verdiğini anlattı.

Erenköy'de başlatılan ilk silahlı mücadelenin Kıbrıs zaferinde önemli dönüm noktası olduğuna değinen Evcil, "Rumlar, Erenköy'de başlatılan mücadeleyi engellemek için çok çaba gösterdi ama başaramadı. Erenköy bombardımanı zaferin başlangıcı sayılabilir" dedi.

Yıllarca Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan barış görüşmelerinin olumlu sonuçlanmadığını hatırlatan Evcil, 1974'e gelindiğinde Türkiye'nin daha güçlendiğini, Kıbrıs'a müdahaleye hazır olduğunu ve gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın zaferle sonuçlandığını dile getirdi.  

Kıbrıs Barış Harekatı’nın simge isimlerinden sanatçı Yasemin Kumral ise "Girne'den Yol Bağladık Anadolu'ya" adlı şarkının bestelenme hikayesini ve yaşadıklarını anlattı ve yıllar sonra aynı şarkıyı aynı heyecan ve coşkuyla seslendirdi. 

KKTC CUMHURBAŞKANI TATAR: “74 ÖNCESİNE DÖNEMEYİZ”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul’da, Kozyatağı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "58. Yıl Dönümünde Kanlı Noel'i Anma" etkinliğinde yaptığı konuşmada, en olumsuz koşullarda bile Kıbrıs davasını sahiplenen ve zaferle sonuçlanana kadar destek veren teşekkür etti ve şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla andıklarını söyledi.

Kıbrıs davasının Ada’nın fethedildiği 1571'den beri devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, tarih boyunca Türk varlığını Kıbrıs’tan silmeye yönelik sinsi planların Türkiye’nin desteği ve Kıbrıs Türk halkının direnişiyle etkisizleştirildiğini söyledi.

Türkiye’de ve dünyanın herhangi bir yerinde, elde ettiği her fırsatta gençlere, Türklerin Kıbrıs davasını anlatmaya çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’a yönelik işgal ve göç politikalarıyla ilgili tarihi gerçekleri anlattı. 

Bağımız ve egemen bir devlet olarak varlıklarını sürdürmeye kararlı olduklarını, buna rağmen hala bazı kesimler tarafından sabote edildiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz Kıbrıs’ta her ne aşamada olursa olsun Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin varlığından asla vazgeçmeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Bundan sonra da ifade etmeye devam edeceğiz. Bunu buradan bütün dünyaya duyurmak istiyoruz” dedi. 

Cumhurbaşkanı Tatar, özgürlük, eşitlik, uygarlık veya Avrupa Birliği (AB) söylemleriyle Kıbrıs sorununu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek isteyen bazı kesimlerin ve ülkelerin dürüst davranmadıklarını, tek dertlerinin KKTC'yi Rum kesimine bağlamaya, Kıbrıs Türkü’nü Rum toplumu içinde eriterek yok etmeye çalışmak olduğunu söyledi.

“FEDERASYONUN HEDEFİ KIBRIS TÜRKÜ’NÜ YOK ETMEKTİR”

Büyük Türk milletinin bir uzantısı olarak, Kıbrıs’ta, gelecek kuşaklara onurlu, tam bağımsız bir ülke hazırladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu nedenle sonuna kadar dik durmak zorundayız. Dünyada bize yönelik haksızlıklar maalesef halen devam ediyor. Biz bu haksızlıklara Türkiye’nin güçlü desteğiyle karşı durmaya devam ediyoruz. Federasyon alternatifini görüşmeyeceğimizi beyan ettik ve bu konudaki politikamızı sürdürmeye de devam edeceğiz. Federasyon denilen şeyin bir bakıma Kıbrıs Türk halkını yok oluşa götüreceği gerçeğini çok iyi anlayabiliyoruz. 

Türkiye’nin AB’de olmaması nedeniyle, federasyona yönelik atılacak bir imzanın ertesi günü Türkiye, askeri birlikleriyle Kıbrıs’tan çekilmek zorunda kalacak. Ayrıca şu gerçeği de unutmamak lazım; üniter bir yapı içerisinde Türkler için hayat kalmaz. Bizim şu anda ısrarla üzerinde durduğumuz, var olan egemenliğimizin kabul edilmesidir.”

Bağımsızlığını, özgürlüğünü ve kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip Kıbrıs’ın Türkiye ile hareket etmesinin son derece doğal olduğunu belirten Tatar, Kıbrıs mücadelesinin Türkiye’nin desteğiyle sağlandığını aktardı.

Tatar, tarihsel süreçte olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki gelişmeler içinde önemli bir yer tuttuğuna işaret etti.

Kıbrıs’ta artık Rumlarla bir ortaklığın konuşulmaması için siyasi ortamın bir an önce oluşması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Rum tarafıyla kurulacak bir ortaklığın hiçbir hayrı yoktur. Böyle bir ortaklık Kıbrıs’ta bir medeniyetler çatışmasıyla sonuçlanır. Bütün amaçları Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmaktır. Yani Kıbrıslı Türklere Avrupa Birliği içinde eşitlik temelli birtakım hakları, imkanları hoş göstererek bizi koruyan, evlatlarını şehit olmak için oraya gönderen, davamızda her türlü desteği veren Türkiye’den koparmak istiyorlar. Bunlar sadece tuzak. Biz bu kadar vefasız değiliz, biz bir ve beraberiz.”

“TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ ETKİNLİĞİ AÇISINDAN DA KIBRIS ÇOK ÖNEMLİDİR”

Son yıllarda yaşanan gelişmelerin de gösterdiği gibi, jeostratejik ve jeopolitik açıdan Kıbrıs’ın Türkiye için son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuda şunları söyledi:

“Türkiye’nin bölgedeki güvenliği için Kıbrıs önemli bir bölge. Mavi Vatan’daki deniz yetki alanları, münhasır ekonomik bölge meseleleri, hava sahası hakimiyetinin sağlanması gibi konularla Kıbrıs Türkiye için son derece önemlidir. İHA ve SİHA’larımızla elbette KKTC'nin varlığı Türkiye’nin güvenliği için fevkalade önemlidir. Kıbrıs’ın etrafındaki hidrokarbon ve diğer zenginliklerin araştırılmasında istedikleri gibi araştırma yapacaklar, istedikleri gibi anlaşmalar imzalayacaklar ve istedikleri gibi o zenginlikleri paylaşacaklar, bizi de bunun dışında tutacaklar. Böyle bir şey olamaz, kimin hakkını kime veriyorlar?"

Türkiye ve KKTC'nin bulunduğu coğrafyada tarihten gelen birtakım hakları olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Rum ve Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de hayali haritalar oluşturduklarına dikkat çekti. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs ile ilgili yürüttükleri siyasetin karşı taraftan kabul görmemesine rağmen bu politik statülerinden vazgeçmeyeceklerine işaret ederek, "Kıbrıs davası artık hata kabul etmez bir sürece girdi. Bundan sonra çok dikkatli olmalıyız" dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta olası bir anlaşmanın kesinlikle iki ayrı egemen eşit devletin varlığına dayanması, Türkiye’nin de anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye’nin iki ayrı egemen eşit devlet statüsüne destek vermesinin uluslararası kamuoyunda ellerini güçlendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ın statüsüne ilişkin 6 maddelik öneriyi Cenevre’de sunmayı, Kıbrıs’ta yeni bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıç olarak kabul ediyoruz. Kırmızı çizgimizden hiçbir zaman taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Egemenliğimize ve devletimize sahip çıkmak zorundayız” dedi.

Egemen bir devlet olmanın kıymetini bilmeleri gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları söyledi:

“Dayatmayla, empozeyle bir çözüme yanaşmayacağız. Bizden kimse devletimizden vazgeçmemizi, KKTC’yi feda etmemizi beklemesin ve kimse bizi anayasal bir değişiklikle Kıbrıs Rum cumhuriyetine yama etmeye kalkışmasın. Böyle bir şeyi kabul etmeyeceğiz. 

Egemenlik ve bağımsızlığımızı kabul etmezlerse böyle bir anlaşmanın altında imzamız olmaz. Çünkü bu sadece bir macera olur. Anlaşmaya karşı değiliz. Eğer egemenlik, eşitlik ve bağımsızlık temelli, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını gözeten bir anlaşma olursa ancak masaya oturulur, aksi takdirde hiçbir anlaşmaya imza atmayız.”

Etkinlik konuşmacılara plaket takdimiyle sona erdi.