TASAM hem ülkemizi ilgilendiren çeşitli sorunlar konusunda, hem de bölgesel ve küresel sorunlar konularında çok önemli ve yararlı sonuçlar doğuran etkinlikler düzenliyor. TASAM'ın internet sitesini ziyaret ettiğinizde çok zengin bir etkinlik ve yayın listesi buluyorsunuz. TASAM düzenlediği etkinliklerde konuşulan uzman katılımcıların konuşmalarını kitaplaştırdığı gibi, küresel konjoktürle ilgili konularda yazılmış kitaplar da yayınlıyor. TASAM'ın izlediğimiz son etkiliği geniş bir katılımla ve “Türk Dünyası Vizyon 2023” kapsamında gerçekleştirilen 2. DÜNYA TÜRK FORUMU'ydu. 

TASAM tarafından organize edilen 2. Dünya Türk Forumu, Bayrampaşa Titanic Otel'de iki gün boyunca gerçekleştirilen oturumlarla başarıyla tamamlandı. 

TÜRK DİASPORASI VE TÜRK DÜNYASI VİZYON 2023 

TASAM tarafından yapılan açıklamada DÜNYA TÜRK FORUMU (DTF) etkinliklerinin vizyonu şöyle özetlenmekte: 

“DTF tarafından ifade edilen ‘Türk Dünyası’ kavramı, coğrafi ve kültürel olarak, tüm Türk soylu halkları kapsar ve Orta Asya ve Türkistan kavramlarından daha geniş bir anlamı ifade eder. Türk Dünyası; Orta Asya'ya ek olarak Türkiye, Avrupa, Kafkasya, Çin ve Rusya Federasyonu içindeki Türki bölgeler ile Türk diasporasını kapsar. Kavram aynı zamanda tüm Türk Cumhuriyetleri ile özerk Türk Cumhuriyetleri ve topluluklarını ifade eder. 

Ekonomik ve politik bir entegrasyon olarak ‘Türk Dünyası’ konusunda da DTF’nin pozisyonu gerçekçi bir zemine oturmaktadır. Bu bağlamda günümüz dünyasında uluslararası hukuk ve politikanın kendine özgü koşulları, bölgesel ve küresel ortam vb. nedenlerle DTF’nin entegre bir Türk Dünyası hedefi söz konusu değildir. Ancak bu durum, tüm Türk Cumhuriyetleri, özerk Türk devlet ve toplulukları ile ‘Türk Diasporası’ arasında özellikle de sivil toplum zemininde iş birliği temelinde karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine engel değildir. 

DTF, Türk kültür alanı ve dolayısıyla Türk Dünyası içerisinde etkileşimin artırılması; siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda iş birliğinin geliştirilmesi; problemlere yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi, küresel ölçekte barış, demokrasi ve istikrarın tesisi konularına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.” 

“DÜNYA TÜRK FORUMU”NUN AMAÇLARI, KAPSAMI ve YAPISI

“DTF’nin amaçları, kapsamı, işleyişi ve örgütlenme yapısı; ‘Türk Konseyi, Türk Diasporası ve Sosyoekonomik İş Birliği’ ana temalı 1. Toplantı’da kabul edilen ‘Dünya Türk Forumu Sonuç Deklarasyonu’ ile ortaya konmuştur. DTF’nin bundan sonraki çalışmalarına da yön vermesi öngörülen İstanbul Deklarasyonu’nda öne çıkan hedef ve hususlar şunlardır: 

* Dünya Türk Forumu katılımcısı ülkeler ve diasporalar arasında iş birliği gerçekleştirilebilecek alanların tespiti için çalışmaların yapılması 

* DTF’nin çalışmalarında hem katılımcı kişi ve kurumlarının ülkeleri hem de Türk Dünyası’nın ortak yararına birlikte çalışma zemini oluşturulması 

* Forum’da, DTF katılımcısı kişi ve kuruluşların etkin iş birliği gerçekleştirmeleri için ortak bir eylem planını tespit etmeleri; bunun için DTF katılımcıları arasında yeterli ve etkili düzeyde işlev yapacak bir uluslararası iletişim ağının kurulmasının sağlanması 

* Türk Dünyasında uluslararası iş birliği ve koordinasyon amacıyla iletişim ağı olarak Türkçe, İngilizce, Özbekçe, Kırgızca, Azerice, Kazakça, Türkmence dil ve lehçelerinde www.dunyaturkforumu.org adresinden yayın yapacak bir internet portalı kurulması 

* Ortak platform ve eylem planı çerçevesinde, işbirliği ve eşgüdümü temel alan bir yaklaşımla çeşitli konularda çalışma gruplarının yanı sıra bir ‘Ak Sakallılar Grubu’ ve ‘Ağ Temas Grubu’ oluşturulması 

* Çalışma gruplarının yılda en az bir defa toplanarak tespit edecekleri eylem programları çerçevesinde yapılması gerekenleri planlamaları, gerçekleştirilecek etkinlikleri yönlendirmeleri ve yılda bir düzenlenecek Dünya Türk Forumu’nun koordinasyon ve gündeminin oluşturulmasına katkı sağlamaları 

* Kurumsallaşmanın her yıl aşamalı, sağlıklı ve sürdürülebilir olarak genişlemesi 

* Dünya Türk Forumu kurumsalı altında somutlaşan bu sürecin karar alıcılara ve Türk Konseyi dâhil uluslararası kuruluşlara katkı sağlayabileceği 

* Sürecin yönetiminin Türk Konseyi Genel Sekreterliği ve Dış Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile birlikte ilgili ülkelerin otoriteleriyle danışma halinde yürütülmesi 

*Dünya Türk Forumunun yükselen tehditler ve riskler üzerinde karşılıklı iş birliği yapılması ve lehçelerin korunması kaydı ile ortak iletişim dilinin yaygınlaştırılması 

* Çok taraflı sürdürülecek kurumsallaşma ve etkinliklerle birlikte kurumlar arasında ikili iş birliklerinin önemi 

* Forum’un tekrarlanacak yıllık toplantılarına ev sahipliğinin tüm katılımcı ülkelere açık olduğu deklare edilmiştir. Dünya Türk Forumu’nun yönetimi için Genel Sekreterliğinin İstanbul’da olması konularında genel bir uzlaşı sağlanmıştır. İlk Toplantı’nın gerçekleştirilmesinin ardından Dünya Türk Forumu Genel Sekreterliği görevi Dr. Almagül İSİNA tarafından yürütülmektedir. 

1. Forum’un sonuç deklarasyonuna göre kurulan Akil Kişiler Kurulu aşağıdaki duayen isimlerden oluşmaktadır. 

Büyükelçi Halil AKINCI: Türk Konseyi Genel Sekreteri,  Prof. Dr. Ahat ANDİCAN: İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi, Devlet Eski Bakanı, Hakkı ATUN:, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi, KKTC Eski Başbakanı, Dr. Veyis GÜNGÖR: Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Başkanı, Hollanda, Prof. Dr. Hakkı KESKİN: Almanya Türk Toplumu Onursal Başkanı, Almanya, Prof. Dr. Kadırali KONKOBAYEV: Kırgız - Türk Manas Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kırgızistan, Prof. Dr. Onur Bilge KULA: Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü, Prof. Dr. Emine GÜRSOY NASKALİ: Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Anar RIZAYEV: Yazarlar Birliği Üyesi, Azerbaycan, Olcas SÜLEYMENOV: UNESCO Kazakistan Daimi Temsilcisi, Yazar, Kazakistan, Prof. Dr. Vamık VOLKAN: Virginia Üniversitesi Zihin ve İnsan İlişkileri Merkezi- ABD, 

Prof. Dr. Nadir DEVLET: İstanbul Ticaret Üniversitesi” 

2. DÜNYA TÜRK FORUMU - 2013 

"Türk Diasporası ve Türk Dünyası Vizyon 2023” 

TASAM, 2. DÜNYA TÜRK FORUMU’nun ana temasını "Türk Diasporası ve Türk Dünyası Vizyon 2023” olarak belirlemişti. Adına da anlaşılacağı gibi, bu çok yönlü ve geniş kapsamlı proje Türkiye’yi olduğu kadar bütün Türk Dünyası’nı da yakından ilgilendiriyor. 

Türkiye Cumhuriyeti, 100. Kuruluş yıldönümünde, küreselleşme ve “Arap Baharı” rüzgarları eşliğinde yeniden şekillendirilen bir küresel konjonktürde ekonomik ve siyasi açıdan güçlü bir bölgesel aktör olmak durumundadır. Türkiye’nin etkili ve bölgesel bir güç olabilmesi, bölgesel ve küresel çapta gerçekleştireceği işbirliği çalışmalarına da bağlı olacaktır. Soğuk Savaş sonrasında tek kutuplu hale gelen dünyamızda, yeniden yeni küresel dengeler oluşmaktadır. Türkiye bu oluşumu dikkatle izlemeli, küresel egemenlik teorilerinde “Dünyanın kalbi” olarak gösterilen ve geniş bir kısmında kardeş ülkelerin yaşadığı coğrafya ile yakından ilgilenmek durumundadır. O nedenle, DÜNYA TÜRK FORUMU etkinlikleri, hem Türkiye hem de aynı kültürü paylaşan kardeş ülkeler açısından önemli bir platform olmaktadır. Bu platformda Türkiye’nin yaşadığı deneyimlerden yararlanarak, “2023 Stratejik Vizyonu" çerçevesinde geliştirilecek stratejilerin Türk Dünyası’nda önemli bir sinerji yaratması mümkündür. 

TASAM BAŞKANI ŞENSOY: “TÜRKLÜK İSLAMIN VÜCUT BULMUŞ HALİDİR”

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, açılış konuşmasında, dünyanın kırılma noktalarından birini yaşadığını, ve çok boyutlu bir dünya sistematiğinin oluşturduğu olağanüstü rekabet ortamında farklı parametreler belirdiğine dikkat çekti. TASAM olarak 7 yıldır Türkiye’nin stratejik vizyon 2023 projesini yürüttüklerini belirten Şensoy, bu projede, “mikro milliyetçilik”, entegrasyon” ve “öngörülemezlik” gibi üç temel trendin dünyayı etkisine aldığını ve alacağını söyledi.

 

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy’un, açılış konuşmasında, Türklük kavramının çerçevesini çizdiği ve değişik yorumlara neden olacak sözleri şöyle: 

“Tabii içerisinde yaşadığımız dönemde, mikro milliyetçilik olgusu, birçok yan ve alt kavramlarla yeniden tartışılıyor. Ama Türklük dediğimiz kavramın, özellikle son 1000 yıldır, İslâm’ın vücut bulmuş hâli olduğunu, istense de bir etnik kökene indirgenmesinin mümkün olmadığını, bu özelliğini en az 1000 yıl önce kaybettiğini ve bir medeniyet çerçevesi olarak şekillendiğini görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü böyle bir medeniyet çerçevesi içerisinde değil de, Türklüğü bir etnik köken olarak algılarsak, hem tarihi mirastan hem de bu tarihi mirasın yüklediği gelecekten ve sorumluluktan da mahrum kalacağımızın altını çizmek istiyorum. Çünkü, İslâm’ın temsili noktasında vücut bulun bir medeniyet çerçevesi; Türk medeniyeti çerçevesi anlayışının hem bölge için, hem Türk devletlerinin kendileri için, hem de insanlık için önemli bir denge unsuru, alternatif bir umut olduğunun da tarihsel mirasa bakarak altını çizmek isterim. Bu anlamda kısır tartışmalardan uzak durarak, Türklüğü bir medeniyet çerçevesi içerisinde değerlendirerek, onu slogan ve hamasetten daha ileriye taşıyacak olanın güçlü devletler, güçlü toplumlar ve güçlü bireylerle refah, medeniyet ve teknoloji ölçeğinde yüksek temsille temsil etmek olduğunun altını çizmek isterim.”

“TÜRKİYE’NİN STRATEJİK VİZYONU 2023”

Bölgemizde 3. Dünya Savaşı diyebileceğimiz küresel bir kapışmanın yaşandığı, yeni dünya düzeni bağlamında siyasi haritaların değişime zorlandığı bir dönemde, "Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023" projesi özel bir anlam kazanmaktadır. 

Tüm ülkeler varlıklarını sürdürebilmek, ekonomilerine kriz öncesi büyüme performansını yeniden kazandırabilmek için daha çok üretmek, daha çok satmak, daha çok istihdam yaratmak zorundadırlar. Bunun için de ekonomik ve siyasi bir vizyon geliştirmek durumundadırlar. Dolayısıyla, daha bol ve daha ucuz enerjiye ihtiyaçları vardır. Özetle söylemek gerekirse, yarınlarda varlıklarını sürdürmek isteyen ülkelerin çokyönlü hazırlık yapmaları gerekiyor. Bunun için de, ortak çıkarları olan, ortak tarihi ve kültürü paylaşan ülkelerin uzun vadeli projeler üretmeleri ve bunları hayata geçirmenin yolları aramaları gerekiyor. İçinde bulunduğumuz küresel konjonktürde kısa vadeli projelerle bir yere varılamayacağı bilinmektedir. "Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023" projesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yıldönümü olması açısından özel bir anlamı olduğu gibi, eski Sovyetler Birliği coğrafyasında bağımsızlıklarını kazanan kardeş ülkelerin 30. Bağımsızlık yıllarını kutlamaları açısından da ayrı bir anlam taşımaktadır. 

Günümüzde kurgulanmış küresel bir ekonomik krizin olumsuz etkilerini biran önce ortadan kaldırmak için çırpınan ülkelerin siyasi, ekonomik, teknolojik, sosyokültürel alanlardaki sorunlarına çözüm üretebilmeleri, hedefe odaklanan stratejilerin yerel ve bölgesel ortaklıklarla mümkün olabilmektedir. Yeni yeni kutupların oluşmakta olduğu bir dönemde ortak sorunlara bilimsel yöntemlerle çözümler üretebilen ülkeler başarılı olabilecektir. O nedenle, ortak bir tarihe ve ortak bir kültüre sahip olmalarının yanı sıra ortak sorunları olması açısından DÜNYA TÜRK FORUMU, kardeş ülke bilim adamaları için çok önemli bir platform olma özelliğindedir. 

2. DÜNYA TÜRK FORUMU Türk Dünyası'nın çeşitli köşelerinden gelen konuşmacıların katılımıyla gerçekleştirildi ve ilerde, koşulunlar, anlatılanlar kitaplaştırıldığında da görüleceği gibi, konularının uzmanları tarafından çok önemli şeyler anlatıldı. Anlatılanlar yalnızca Türk Dünyası'nı ilgilendiren konular değildi; insanlık tarihi ve kültürüyle, insanlığın geleceği ile ilgili çok önemli görüş ve öneriler ortaya kondu. Üzülerek gördük ki, Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da bakanlarımızın katılmadıkları toplantılar, etkinlikler medyamız tarafından ciddiye alınıp vitrine çıkarılmıyor. Dünyamız siyasi haritasının yeniden şekillendiği, yeni yeni küresel dengelerin kurulduğu bir dönemde gerçekleştirilen 2. DÜNYA TÜRK FORUMU, medyamız tarafından daha ayrıntılı olarak duyurulması gerekirdi.

FORUMUN YILDIZI: OLCAS SÜLEYMENOV

TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov'un Türk Dünyası konulu bir etkinliğe katılması ve konuşma yapması doğaldır, fakat Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve bakanlarımızın kutlama mesajı göndermekle yetindikleri 2. DÜNYA TÜRK FORUMU'na, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Türkiye Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev'in temsiliyle katılması düşündürücüdür. Foruma UNESCO Kazakistan Daimi Temsilcisi Olcas SÜLEYMENOV gibi bir "Türk Dünyası "Aksakalı"yla katılması, Kazakistan'ın foruma verdiği önemin göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Olcas SÜLEYMENOV, gördüğü ilgi, saygı ve çok geniş ufuklu konuşmasıyla 2.DÜNYA TÜRK FORUMU'nun yıldızıydı. 

Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan gibi diğer kardeş ülkelerin ve devlet statüsü kazanamamış diğer Türk topluluklarının da katılımıyla, gelecek forumların daha verimli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. 

Başta TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY, TASAM Başkan Yardımcısı E. Büyükelçi Murat BİLHAN olmak üzere bütün TASAM çalışanlarını özellikle de Dr. Almagül İSİNA'yı, böylesine geniş katılımlı ve başarılı bir organizasyondan dolayı kutluyoruz. 

TASAM'A ÖNERİMİZ

Türk Dünyası'nı biraraya getiren bu gibi önemli etkinliklerde, Prof. Dr. Abdülkadir Kuyulu Hocamın da belirrtiği gibi, "Türk Dünyası"na ömrünü vakfetmiş, kurduğu "Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı" ile İsmail Gaspıralı'nın "Dilde birlik, fikirde birlik, işde birlik" vecizesi çerçevesinde yeryüzündeki Türklerin birbirlerini tanıması, kucaklaması konusunda yayınlar yapmış, "Türk Dünyası Çocuk Şöleni", "Türk Dünyası Ses Yarışması" gibi etkilikler düzenlemiş, kardeş ülkelerde Türkiye Türkçesiyle eğitim veren okullar, üniversiteler açmış, Türk Dünyası ile ilgili dergiler, kitaplar yayınlamış, seri konferanslar düzenlemiş, "ırkçı değil, akılcı olmayı" öğütlemiş büyük dava adamı Prof. Dr. Turan Yazgan'ı anmak, unutulmaması gereken bir vefa borcudur. 

Önerimiz: 

Bundan böyle Dünya Türk Forumu etkinliklerinin kapanış törenlerinde, "Türk Dünyası'na hizmetlerinden dolayı" seçilecek kişi ve kişilere bir "TURAN YAZGAN Onur Madalyası" ve "TURAN YAZGAN Hizmet Ödülü" verilmelidir.