Corona Virüs, orman yangınları, iklim değişimi, ekonomik dalgalanmalar, iç ve dış diplomatik sorunlar ve hemen yanı başımızdaki Rusya Ukrayna savaşı…

Yukarıda saydıklarım, son üç yıl içinde karşı karşıya kaldığımız küresel problemler.

Ve son olarak tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de son yüzyılın en büyük doğal afetlerinden, 9 saat arayla yaşanan 7.7’lik Pazarcık ve 7.6’lık Elbistan depremleriyle yaşanan felaket…

Hem de ne felaket; Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Malatya, Adıyaman, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa, Osmaniye ve Adana’yı, 13 milyonun üzerindeki insanı fiziki olarak ancak, tüm Türkiye’yi, 80 milyonu aşan ülkemizi, hatta dünyayı yüreğinden yakıp yıktı bu deprem. 

Üstelik de, cumhuriyetimizin 100. şeref yılında ülkeyi bekleyen, önemli bir seçime birkaç ay kala. Yani böylesine ilginç, böylesine önemli ve kritik bir zaman dilimi içinde…

Gerçekten Türkiye her anlamda, 100 yıllık tarihinin en zorlu döneminden geçiyor. Hem de nasıl zorlu bir dönem. Vallahi anlatmaya kelimeler yetmiyor…

Allah’ım sen sayısı her geçen saniye artan yitirdiğimiz canlarımızdan rahmetini esirgeme. Tüm yaralılarımıza şifa, ülkeme güç kuvvet, insanıma sabır ver.

Tüm dünyayı ayağa kaldırıp birleştiren, politikalar, politikacılar ve provokatörler tarafından oluşturulan düşmanlıkları bir kenara itip, enkaz altında el ele verdiren deprem bizlere inanılmaz anlar yaşattı.

Yunanistan, İsrail, Ermenistan gibi, diplomatik anlamda aramızın çok iyi olmadığı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerinin canhıraş çabaları, enkaz altından çıkarılan her canla yeşeren umutlarımız ve o ekiplerin mutlulukla kucaklaşmaları sanırım ömrümün sonuna dek gözümün önünden hiç gitmeyecek enstantaneler…

Bu arada, neredeyse nokta koyma aşamasına geldiğim yazıda spora dair tek kelime olmadığının farkındayım tabi ki. Aslında bu başlık altında yazabileceğim şeyler var. Ancak, yıkıldığımız, kahrolduğumuz bu ruh haliyle becerebileceğimi sanmıyorum. Bağışlayın lütfen…

Doğal olarak sportif etkinliklere bir süre ara verildi. Ben bu yazımda yalnızca üzüntü ve ruh halimi sizlerle paylaşmak istedim. Bağışlayın lütfen.

Bu felakette yaşamlarını yitiren aralarında, futbolcu, voleybolcu güreşçi hentbolcu ve basketbolcu kardeşlerimiz var. Onlara ve bu satırları yazdığım şu sıralarda 30 bine dayanan yitirdiğimiz insana Allah’tan rahmet, tüm yaralılara şifa diliyorum. 

Pek tabi ki, aralarında yurdun her köşesinden gelerek cansiperane görev yapan arama kurtarma, itfaiye, madenci ve sağlık ekiplerine gönüllü gruplarına, ayrıca tabi ki gözümüzü yaşartan mucizelere imza atan dünyanın birçok ülkesinden gelen kahramanlara da yürekten teşekkür ediyorum.

Başın sağ olsun Türkiye’m…