6 Şubat sabaha karşı saat 04: 17 de on ayrı ilimizde meydana gelen deprem taş üstünde taş bırakmadığı gibi binlerce vatandaşımızın canını aldı. Sustu hayat… Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Adana ve ilçeleri karanlığa büründü.
Tüm Türkiye ve yurtdışının bazı ülkelerinden gelen kurtarma ekiplerinin, halkımızın birlik olup depremzedelere yardım etmek için olanca güçleriyle canla başla çalışmaya başladığı şu günler hepimizin yüreğinde derin yaralar acılar açtı maalesef. Birçok insanımız seferber olmuş vaziyette, “Ne yapabilirim?” düşüncesiyle yatıp kalkıyorken aradan sıyrılan zorbalar yüzünden insanlığımdan utanıyorum. Onca acının, kederin, can pazarının yaşandığı bu zor zamanda yürekleri kadar çirkin videolar çekip sosyal medyada yayınlayan bu insan dışı varlıklar için söyleyecek söz bile bulamıyorum. Bir insan, hepimizin yüreğinin yandığı büyük bir mağduriyetin yaşandığı bu kara günlerde video karşısında soytarılık yapıyor, sahtekarlığı diz boyuna taşıyor, yağmacılığı kendine görev ediniyor ve yaptığı iyiliği şova dönüştürme çabasına giriyorsa bu vatandaş için “insan” kelimesini kullanmak ne kadar doğru olabilir ki?
Tüm Türkiye olarak depreme ağlarken bir yandan da yağmacılarla uğraşmak, böyle rezilliklere şahit olmak zorunda kalıyoruz. Oysaki zaman birlik olmak tek yürek olmak zamanıdır. Köpekler bile depremzedelere yardım patilerini uzatırken, üzülerek söylüyorum ki biz insan olarak maalesef tam anlamıyla bunu başaramıyoruz.Söylenecek çok şey varken kalemimin ucunun bu noktada kırıyorum.
Ağızlardan çıkan sözlerden hangisine inanacağımızı bilmediğimiz, bundan elli yıl öncesini aradığımız şu günlerde, Rabbim bizleri korusun ve başka felaketler göstermesin inşallah. Başın sağ olsun Türkiye’m. Sevgiyle, şefkatle, iyilikle kalın…