Güçlü kadınlar, her yerde kendilerini belli ederler. Onlar, iğne atsan yere düşmeyen kalabalığın içinde bile göze çarpar.
Bakışlarında özgüvenlerinin sağladığı parlaklık, kendinden emin dik duruşları, düzgün diksiyonlarıyla kelimeleri cımbızla çekip nasıl konuşmaları gerektiğini iyi bilen diğer yandan da gülüşlerinin ardında hüzün saklıyken bile tüm acılara inat attığı kahkahaları en büyük kalkanları olan kadınlardır, güçlü kadınlar. Ayrıca, zeki olmalarının yanı sıra merhametli ve kibardırlar. Egolarını daima iyi yönde kullanırlar. Sorumluluk sahibi güçlü kadınların bu özelliği kazanmaları hiç de kolay olmamıştır.
  Hayatın yaşattığı tecrübelerden deneyimler edinmiş, zorlukların altından her seferinde daha da cesaretlenip dimdik ayağa kalkmayı başarmışlardır. Ama bazı kadınlarımız var ki,  olumsuzluklar karşısında çabuk pes eder ve korkularına teslim olurlar. Savaşmak yerine kendilerinden ödün vermeyi tercih ederler. Oysaki mücadeleden yılmadıklarında tıpkı güçlü kadınlar gibi onlar da aydınlığa açılan kapıların zorlukların ardında olduğunu bilme fırsatı yakalayıp, yeni hayatlarına açılan kapıya ulaşmak için ellerinden geleni yapabilirler. Bence kendi farklarına varıp, yapmalılar da. Tıpkı hayranı olduğum Frida Kahlo gibi...
Önce altı yaşındayken çocuk felci geçirmiş, geçirdiği hastalıktan dolayı sağ bacağı incelmişti ve o artık,  “Tahta bacak” Fridaydı. Yıllarca hastalığının enkazı altında ezilirken, henüz 18 yaşının baharında okul çıkışı bindiği otobüs tramvayla çarpışmış, karnından giren metal çubuk bel omurlarını da  zedeleyerek kalçasını delip geçmişti. Ayrıca sağ bacağında onbir, leğen kemiğinde üç kırık vardı ve sol omuzu yerinden çıkmıştı. Tam tamına 32 ameliyat geçiren Frida sağ bacağının kangren olup kesilmesi ile birlikte sonu gelmeyen acıların denizinde boğulmamak için çırpınıp duruyordu. Parçalanmış bedenine bakıp avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu belki, ya da kendini bir uçurumdan atmak. Ama o, yaşadığı tüm acılara rağmen sanata ve resmi olan aşkıyla hayatta kalmayı, hatta dimdik ayakta durmayı tercih etmişti.  “Uçmak için kanatlarım varken, ayaklarıma ne gerek var ki?” diyerek, yaptığı birbirinden güzel yüz kırk üç tablo ile uluslararası üne sahip bir ressam olmayı başarırken, tüm ağrılarına karşı gelen cesareti ve azmiyle kocaman bir hayran kitlesi edinmiştir, güçlü kadın Frida...
   Sizde kendiniz olmaktan utanmaz, öncelikli olduğunuzu bilir, değerli zamanınızı boş yere harcamak yerine kendinizi geliştirir, hata yapmaktan korkmaz, özgüven sahibi olup pes etmez, başkalarından bağımsız yaşamak için savaşırsanız asla yıkılmazsınız.

       Yazıma son noktayı koyarken, sizin için Frida Kahlo’nun güzel bir sözünü aşağı bırakıyorum.
                              

"Sen en iyisini, en iyisini hak ediyorsun, çünkü bu berbat dünyada kendine karşı dürüst olan birkaç kişiden birisin ve gerçekten önemli olan tek şey bu."