Beşiktaş, 2020-2021 sezonunda çifte kupayla taçlanan unutulmaz bir başarının ardından, aradığı istikrarı bir türlü yakalayamadı. Üç sezondur taraftarı hayal kırıklığına uğratan performans düşüklüğünün ardından, bu sezon da Hollandalı teknik adam Giovanni van Bronckhorst’tan beklediğini bulamayan Siyah Beyazlı camia onunla da yollarını ayırdı. Çiçeği burnunda başkan Serdal Adalı’yla teknik adam arayışındaki Beşiktaş, Sergen Yalçın’dan olumsuz cevap alınca, yeni bir umut şeklinde lanse edilen Norveçli Solskjaer’le el sıkıştı.
Tabi ki bu tercih sonrasında doğal olarak akıllara şu soru geliyor; Beşiktaş’ı eski günlerine döndürecek isim o mu?
Kesinlikle hayır. Bence Beşiktaş’ın aradığı kan, öyle çok uzaklarda değil, İbrahim Üzülmez, Recep Çetin, Mehmet Özdilek, Rasim Kara, Rıza Çalımbay, Samet Aybaba kadar yakındaydı...
Neyse biz dilek ve temennileri bırakıp mevcut seçim üzerinden gidelim dilerseniz. Solskjaer futbolculuk döneminde kazandığı kariyerinde Manchester United gibi bir devi çalıştırma tecrübesiyle dikkat çekiyor. Ancak, Beşiktaş, saha içi kadar saha dışında da derin bir sorgulama yapmak zorunda.
Öncelikle de şu soruya cevap verilmeli; Beş ay sonra olağan seçime gidecek bir yönetimin seçimi 1.5 yıllığına Solskjaer mi olmalıydı?
Beşiktaş, son yıllarda köklü yapısının getirdiği özgün kimliğini kısmen yitirmiş durumda. Ligdeki performans dalgalanmaları, Avrupa sahnesindeki etkisizlik ve futbolcuların bireysel yetersizlikleri, Siyah Beyazlıları büyük takım havasından giderek uzaklaşıldığını gösteriyor. Solskjaer’in gelişi, bu havayı geri getirebilir mi? Bunun sadece teknik becerilerle ilgili olmadığı, aynı zamanda Beşiktaş’ın kültürel ve ruhsal anlamda yeniden doğuşuna ihtiyacı olduğu bir gerçek.
Bir başka ilginç veri ise, Süpür Lig’de son yabancı teknik adamın şampiyonluk sevinci yaşadığının üzerinden 17 yıl geçmiş olması. 2006-2007 sezonunda Fenerbahçe'yle zafere ulaşan Zico, yerli teknik adamların ligde ağırlıklı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Acaba Beşiktaş bu tabuyu kırabilecek mi, yoksa bu hamle de başarısızlıklarla dolu bir deneme olarak tarihteki yerini mi alacak?
Beşiktaş, geçmişindeki büyük başarılara geri dönmek için yeniden yapılanmaya gitmek zorunda. Bu sadece teknik direktör seçimiyle ilgili değil; aynı zamanda futbolcuların kalitesinden altyapı planlamasına kadar her alanda bir vizyon yenilenmesi gerektiriyor. Solskjaer belki bu yolda atılan önemli bir adım olabilir. Bunu zaman gösterecek kuşkusuz. Ancak camianın asıl önceliği, doğru kararlar almak ve bu kararları uzun vadeli bir plan dahilinde uygulamak.
Kanımca, Kara Kartal’ın kanatlandığı o büyük günler, belki de o eski ruhu yeniden yakalamaktan geçiyor. Belki de sadece sahanın içine değil, oyuncu grubundan tribünlere kadar herkesin kalplerinin derinliğine de dokunabilecek bir lidere gereksinimi var...
Hoşçakalın...