2019 yılının üçüncü gününde Aziz Milletime sağlıklı, mutlu, huzurlu ve barış içinde, bereketi bol bir yıl diliyorum. 

Acı ve tatlı günlerini geride bıraktığımız 2018 yılı, 600 yıllık gurur abidemiz koca Osmanlı İmparatorluğunu tarihe gömen Birinci Cihan Harbini kaybedişimizin, 2019 yılı da Osmanlının külleri arasından neşet eden Efsane Kurtuluşumuzun yüzüncü yılları olmakla, tarihimizde özel ve anlamlı yer bulmaktadır. 

Malumları, Birinci Cihan Harbini; 

- Bulgaristan 29 Eylül 1918’de, 

- Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918’de, 

- Avusturya Macaristan İmparatorluğu 3 Kasım 1918’de, 

- Almanya da 11 Kasım 1918’,de ateşkes anlaşmalarını imzalayarak sonlandırmışlardı. Ardından sıra barış antlaşmalarına geliyordu. 

Barış antlaşması için müttefikler, 18 Ocak 1919’da Paris’te Versailles Sarayında, tam Alman İmparatorluğunun kuruluşunun 48nci yıldönümü gününde toplandılar. 32 ülkenin delegelerinin katıldığı konferansta ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya hakim rolünü oynuyorlardı. Buna rağmen menfaatlerin çatıştığı ve beklentilerin farklılığı nedeni ile ancak üç buçuk ayda, Almanya için hazırlanan barış antlaşması taslağı 7 Mayıs’ta Almanya’ya tebliğ edilebilmişti. Taslak üzerindeki müzakereler de 28 Haziran 1919’da tamamlanarak Versailles Antlaşması imzalanmıştı. 

Bu ilk antlaşma idi ve yedi buçuk ay sürmüştü. 

Bilahare üç buçuk  ay sonra Avusturya ile (10 Eylül 1919), iki buçuk ay sonra Bulgaristan’la (27 Kasım 1919) ve sekiz buçuk ay sonra 10 Ağustos 1920’de de Osmanlı İmparatorluğu ile antlaşma yapılabilmişti. 

Tabii bu antlaşmalardan, sadece Osmanlı Hükümetinin imzaladığı Sevr antlaşmasının uygulanamadığı malumlarıdır. 

Görüldüğü gibi ateşkes anlaşmalarını müteakip Birinci Dünya Harbini sonuçlandırma faaliyetlerinin ilk yüzüncü yıllarını bu yıl idrak edeceğiz. 

Birinci Dünya Harbi sonunda galipler masasındaki 28 devlet yanında İngiltere, Fransa ve İtalya’nın beklenti ve çıkarları, tabii karar safhasını etkilemiştir. 

İngiltere en büyük payı elde etme, Fransa 1870 yenilgisi ile kırılan milli gururunu tatmin etmenin yanında Almanya’ya yeni bir  rövanş verme çabası içinde idi. İtalya ise Doğu Akdeniz, Ege ve Anadolu’daki talepleri için Yunanistan’ın tercihi nedeni ile kendisini galiplerin fakir ortağı gibi görmenin sıkıntısını yaşıyordu. 

Bu anlaşmazlıklar nedeni ile Sevr Antlaşması Mondros Ateşkes Antlaşmasından tam 22 ay 10 gün sonra imzalanabilmiş ve bu sürecin 19 Mayıs 1919’a kadar olan kısmı Kurtuluş Savaşı hazırlıkları için kullanılmıştır. 

Bilahare Anadolu derlenip toplanmış, Kurtuluş Savaşı’nın siyasi ayağı, silahlı gücü ve konsepti oluşturulmuş, millet ayağa kaldırılarak ZAFER’e ulaşılmıştır. 

Mondros ile Sevr arasında, örneğin Almanya gibi daha kısa sürede yapılacak bir antlaşma, herhalde Kurtuluş Savaşını etkileyebilecek, belki de zora sokacaktı. 

Değerli okurlarım, 

Aynı şekilde 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nın hemen sonrasında Yunanistan’ı masaya oturtabilse idik bugün bölgede barış ve huzur hakim olurdu diye değerlendirmekteyim. 

1918 ve ilk yüzüncü yıldönümünde Efsane Kurtuluş Savaşımızın şan ve şeref dolu tarihinin başta üniversitelerimiz olmak üzere ilgili bütün kurum ve kuruluşlarca araştırılıp inceleneceğini ve yayınlanacağını bekleyip göreceğiz. 

Bu vesile ile tekrar barış ve huzur içinde bereketli yeni bir yıl diliyorum.