Doğayla bütünleşmiş,  şirin ve harika bir kent Luzern.

Kendine özgü güzelliğine âşık olduğum şehir. İnsan sebepsiz âşık olabilir mi? Tabii ki hayır.   Bu cümleyi bin kere üst üste yazabilirim. Şehir gerçekten doğayla iç çe.  Nefes alacağınız az nüfuslu, sakin ve temiz. İsviçre’ye yolunuz düştüyse  Luzern’e uğramadan dönmeyin. Otantik köprü görülmeye değer. Kapell Köprüsü,  Su Kulesi olan Luzer nin tarihi köprüsü içinden muhakkak yürüyerek geçin. Ben öyle yaptım. Merdiven basamaklarında oturdum. “Kimler geçti kim bilir bu köprüden” diye düşündüm. Tapınak köprüsü de derler. 700 yıldan beri ayakta duran kule Gözetleme Kulesi, hazine odası, şehir arşivi ve özel hapisane gibi birçok Farklı alanlarda kullanılmış.


Gölüyle, insanlarıyla, yeşil doğası ve ahşap köprüsüyle hayran kalınan şehir. Luzern’in simesi dediğimiz Orta çağ tarihine tanıklık eden, Kapell Köprüsü, ahşap yapımı kapalı köprü, 1300 civarında köprüden daha önce inşa edilmiştir.  1333 yılında Luzern şehrini savunmak amacıyla Aare Nehri'nin kollarından Reuss Nehri'nin üzerinde yapılır.  Toplam uzunluk 205 metredir. En önemli özelliği hiç bir yerde bağlantısı olmayan, işçiliği inanılmaz, büyüleyici tarihi köprü.  Nehrin güzel manzarası ile muhteşem bir ortaçağ köprüsü üzerinde salına salına yürüyün.

17. Yüzyılda Çizilen Luzern’in Tarihini Anlatan muhteşem tablolar, sanat eserler görmenin hazzını yağayacaksınız.  1993 Yılında yangın İle tabloların çoğunluğu yandıysa da özüne uygun tekrar yapılmış.

Köprünün girişinde daha önce hapishane olarak kullanılan Sekizgen Su Kulesi’ni göreceksiniz.  Kule, günümüzde Luzern Top Cemiyeti (Vereinslokal des Artillerievereins Luzern)’nin Toplantı Salonu olarak ve hediyeci dükkanı kullanılmakta. Günün her saatinde ve özellikle akşam saatlerinde köprü çevresi hareketli.  Şehirde görülmesi gereken Köprüye çok yakın mesafede.

 Luzern, yeryüzünde cennetten bir köşe

Luzern,  trenle Zürih'e ve Bern’e yaklaşık 1-1,5 saat. Bern’den Lozan gelir.  Lozan’a yaklaşık 1 saat, Cenevre’ye ise 1,5 saat sürüyor.

10 günlük İsviçre gezimde havası, mimarisi, yeşillikleri, dağları, gölleri ile diğer şehirlerden farklı, bana göre en güzel şehirdi.

Chapelle köprüsü, şehrin ortasındaki muhteşem göl ve doğal güzellikleriyle hayran olduğum luzern’e yılın en güzel ayı olan mayıs ayında gitmiştim.  Yeni yeniden bir mayıs ayında gitmek istiyorum.  fakat Fakat  pandemiden dolayı  çok zor görünüyor.   Göl ve nehir kenarı olan küçük bir isviçre şehrinin sokaklarında keyifle yürüdüm. Gün batımında su kulesinin arkasında kalan dağlara hayran kaldım.

Çeşit çeşit çikolatalar, mis gibi kruvasan kokusu her yerde.

Gölde teknelerde, içinizi ısıtacak manzaranın tadını çıkarın.

 Ne var ne mi yok?

Sokaklarda çöp yok, ne bir kavga ne bir sapkınlık ne de içki içen insanlar olmasına rağmen taşkınlık yok.  Otobüs ve trenler dakikasında hareket ediyor. Her şey bir saat düzeni içinde huzurluca. Sokaklarda konserler müziğin tınısıyla ruh bulmuş.  Gezegenimizin en yaşanılası ve yaşam standartlarının en yüksek olduğu şehirlerden birisi. İsviçre’nin bile standartlarının üzerinde olduğu söyleniyor.

Çok güzel ve rüya gibiydi. Pandemiden sonra tekrar ısrarla gitmek istediğim bir yer.

Sevgiyle kalın.