AB yolunda girdiğimiz macera, ülkemizin birliğini sarsacak ve ülkemizi bölünmenin eşiğine getirecek tuzaklarla değil, açık seçik yaptırımlarla doludur.

AB hayranları, "AB'ye girersek, ülkemiz bölünme sendromundan kurtulacak..." diyorlardı.

Ama bize anlatılanlarının tümünün birer masal olduğu, fazla zaman geçmeden ortaya çıktı.

İkiz Sözleşmeler olarak bilinen Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşmeler "kendi kaderini tayin hakkı"nın milli bütünlüğümüze aykırı kullanılacağına ilişkin yaklaşımımızın, "azınlık haklarının, azınlıkların ileri adım atmasını engelleyeceğini" ifade ederek kaldırılmasını istemektedir.

Açıkça üniter yapımızın berhava edilmesi isteğidir.

Batı Medeniyeti! "tek dişi kalmış canavar" edasıyla, ülkemizin bölünmesini açıkça talep etmektedir!

Lozan Barış Antlaşması'nda belirtilen azınlıklar dışında başka azınlık tanınmamasını AB eleştirerek, bunun BM nezdinde ele alınmasını ve bu hususta karar çıkarılmasını talep etmektedir. (Rapor s. 48)

Oysa Almanya'da yaşayan 2,5 milyon Türk'ün kesin olarak "Azınlık" olarak kabul edilmeyeceği, bizzat Alman Cumhurbaşkanı tarafından beyan edilmektedir.

Hatta Alman Cumhurbaşkanı, Türkler'in evlerinde Türkçe konuşmamasını, Almanca konuşmasını, asimile olmasını yani Almanlaşmasını talep ediyor? 

Eğer AB'ye girersek, 50 yıl filan sonra, Türkler asimile edilecektir, Hıristiyanlaştırılacaktır ve Türk Devleti ortadan kalkacaktır.

İşte sahte zafer çığlıklarıyla karşıladığımız AB'nin görüşememe tarihini, böyle safça karşıladık!

Gelmiş geçmiş tüm Türk Hükümetleri, ağır sanayi yatırımları için Avrupa ve ABD'nin kapısını çok çalmıştı.

Bu ülkeler bize sürekli tarımı tavsiye etti ve ülkemize yardımda bulunmadı?

Ülkemizin bilinen tüm ağır sanayi yatırımları, 45 yıl boyunca düşman olarak bellediğimiz Komünist SSCB tarafından kurulmuştur.

Son zamanlarda Putin'in Ankara ziyareti de çok iyi irdelenmeli ve AB'ye alternatif oluşturulması yönünde tüm fırsatlar çok iyi değerlendirilmelidir.

Başbakanımızın Moskova ziyareti, işbirliği yolunda yeni kulvarların açılmasına vesile olur diye umuyoruz.

Yalnız vazifeyi yapmaya hazır olmak kâfi değildir, onu anlamak ve bilmek de gerekir.

Guizot