ATATÜRK’ün millî egemenliğe dayalı Cumhuriyet’i ilânı, lâik devlet ilkesinin kabulü; 1949'dan sonra hür seçim, hürriyetçi, rekabetçi, çoğulcu demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, evrensel insan hakları tercihimiz sayesinde Türkiye çağdaş demokrasi camiasında yer almıştır.

Atatürk’ün Türkiye’yi “çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarma” hedefine giden yolda sürekli ilerleme için çağdaş demokrasinin ilkelerine dayalı kurumların geliştirilip işletilmesi, Türkiye’nin çağdaş demokrasilerle bağlarının muhafaza edilip güçlendirilmesi sanırım gereklidir.

Askeri, ekonomik, demografik, coğrafî, bilimsel ve teknolojik, vs güç faktörleri yanında çağdaş demokratik yönetiminden kaynaklanan siyasî güce sahip Türkiye'nin barışçı dış politikasında da, diplomasisinde de daha güçlü, etkili ve sonuç alıcı konumda olacağına inanırım.