Türkiye sadece TERÖR örgütüyle savaşmıyor. Eskilerin deyimiyle YEDİ DÜVELLE, yıllardır savaşıyoruz.

Yedi düvel (devlet) az bile, sayılarının nerelere varacağını bilemediğimiz devlet ve kuruluşlar, Türkiye’nin varlığına tahammül edemiyor!

Bu nedenledir ki, adı önemli değil, hangi örgüt olursa olsun, Türkiye aleyhine olacak her örgüt, düşmanlarımız tarafından desteklenmektedir.

Avrupa’nın terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın, üst düzey yöneticileri, Fransa’nın başkenti Paris’te yıllarca, diplomatik bir statüde yaşamakta, Türkiye tarafından KIRMIZI bültenle aranmalarına rağmen, dost(!) ve müttefik(!) olarak zannettiğimiz Fransa tarafından korunmakta ve devlet başkanlığı düzeyinde ilgi ve kabul görmekteler!

Hala, böyle bir Avrupa Birliği’nin kapısında, tam üye olmayı beklemekteyiz.

Bu ikiyüzlü Avrupa’dan ne zaman ümidi keser ve kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya karar verirsek, Türkiye o zaman kurtulacaktır.

GÜVENLİĞİMİZ BATININ İPOTEĞİ ALTINTADIR

Tarih boyunca, Batı Hunları veya Avrupa Hunları Devleti’nin azameti karşısında titreyen Avrupa, ardında Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmez iradesi karşısında, Türk Dünyası’na olan kinini her fırsatta kusmaktadır.

Böyle bir Batıyı dost olarak göremeyiz. Fabrikalarımızı ve bankalarımızı sattığımız bu ülkelerin elinde oyuncağa döneceğiz...

Ekonomik ve savunma güvenliği açısından, kendimize yetecek imkânları, hızla oluşturmalıyız.

Görünürde belki işgal altında değiliz gibi geliyor ama, maalesef ekonomik esarete sürüklenmekteyiz.