Tarım ve Orman Bakanlığı 19 Ekim 2018 tarihinde “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik” başlığını taşıyan bir yönetmelik yayınladı.
Yönetmelik yerel tohumları bugüne kadar üreten, üretimde kullanan ve birbiri ile takas ederek tohum çeşitlerinin adaptasyon yeteneklerini geliştiren çiftçilerin yolunu değiştirdi.
Şirketlere patent yoluyla canlıya sahip olma hakkı tanınıyor. Patent kimdeyse tohumun sahibi oluyor. Bakanlığın çıkardığı yönetmelikle çiftçilerin ektiği bütün tohumların sertifikalandırılması zorunluluğu getiriliyor ancak bu sertifikasyon sürecinde çiftçilere söz hakkı tanınmıyor. Meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelere ve kamu kurumlarına tohum sertifikasyonu için başvuru yapma yetkisi verilirken binlerce yıldır tohum saklayan, ekip diken, birbiri ile tohum takası yapan çiftçilerin böyle bir hakkı kalmadı.
Yönetmalikte “..Ticarete konu olmamak ve şahsî ihtiyaç miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla, çiftçiler arasında yapılacak tohumluk mübadeleleri ile deneme ve denetim amacıyla kullanılan ve miktarları Bakanlıkça belirlenen tohumluklar, bu Kanun hükümlerinden müstesnadır.” denmektedir.
Bu ürünleri kendi ülkemizde yetiştirmemiz mümkünken toprağa sahip çıkılmalı. Sertifikalı tohumlar yerine yerel tohumların ıslahına ağırlık verilmeli; çiftçiler bilgi ve parasal desteklerle yerel tohum üretimi için teşvik edilmelidir. Doğa ve insan dostu üretim modelleri olan sürdürülebilir tarım ve gıda sistemleri yaygınlaştırılmalı. Tohumlar canlıdırlar, bizim köylülüğe dayanan teknolojilere ihtiyacımız var, şirket biyoteknolojilerine değil.
Bir yanda tarım ilacı kolayına kaçan çiftçiler, diğer tarafta artan maliyetler karşısında borcunu ödemek için hayvanlarını, toprağını satan çiftçiler. Biraz uzakta açlıktan kırılan Somali ama ülkesindeki bütün tarım arazileri yabancı şirketlerin elinde. Somali’nin GDO’lu topraklarında Türkiye de tarım arazisi kiraladı.
Bu gün kırka yakın ülke açlıkla savaşmakta. Gelecek 50 yıl içinde Akdeniz havzasında kuraklık beklenmekte. Su savaşları kapıda…
Sonrası; sonrası boşalan kırsallar, ekinsiz tarlalar kimsesiz köyler, kaybolan topraklar. Önlem alınmazsa Türkiye, Somali örneğindeki gibi kendi topraklarında yetişen ürünleri sadece seyredecek…