Ne de güzel isimleri var…

Kırkınca- Çirkince -Şirince

Kıyamet günlerinden etkilenmeyen, asılsız inanışların şirin bir beldesi olarak hafızamda yer etmişti.  1909 yılında Çirkince köyünde dünyaya gelen Yunanlı yazar Dido Satiriou “ Benden Selama Söyleyin Anadolu’ya “ adlı romanında “Şu yeryüzünde bir cennet varsa Kırkınca- Şirince’dir. Sözü ile Şirince’nin adını duyurmuş ve dikkat çekmiştir.

Sabahattin Ali “Sırça Köşk” adlı kitabında Çirkince’yi anlatır. “Hele Çirkince… Meydanlarını iri çınarların gölgelediği küçük Rum kasabası… Bu kadar güzel bir yere nasıl olup da Çirkince adını verdiklerine çocukluğumdan beri şaşar dururdum.”  diye başlar hikâyesine…

İzmir tarafından gelen yol daha kısa olmasına rağmen biz Aydın ilimizden gelen yolu tercih ettik.  Yol biraz daha uzun ve virajlı.

Şirince köyünün yolu açık pembe hatmi çiçekleri ile dantel gibi bezenmiş. Haziran sıcağında, öğle üzeri köyün girişinden müthiş bir manzara ile karşılaştık.  Simetri, dikdörtgen pencereli, kırmızı kiremitli beyaz evlerin yamaçta heybetli duruşunu selamladık.  Sırtını tepeye dayamış, çam ormanları ile uyumlu köy, her dönemde değerine değer katmış ve katmaya da devam ediyor.

Arnavut kaldırımlı köyün dar sokakları ve taş yollarında spor ayakkabı ile yürüdüğünüzde çok fazla yorulmazsınız. Köyün tam ortasında bulunan cami minaresini her açıdan görebilirisiniz. Camiyi görmeseniz tipik bir Rum köyünde olduğunuzu düşünebilirsiniz.

Kırkınca’dan Çirkince ‘ye - Çirkince’den Şirince’ye

Rivayete göre bir grup derebeyi halkı, beylerinden kendilerini azat etmesini ister, yerleşmek için bir yer bulduklarını söylerler. Bey “  Yerleşeceğiniz yer güzel mi?” diye sorar. Derebey halkı “Çirkince bir yer .”diye yanıtlar. Bir başka rivayete göre Derebey halkından 40 köle burayı kurar ve adını Kırkınca koyar. Köylüler “bey duyar, köyü elimizden alır.” düşüncesiyle Çirkince diye adını değiştirirler.

1924 yılında (mübadele) Çirkince köyündeki Rum halkı Yunanistan’a gider. Selanik, kavala ve prohusto Türkleri Çirkince ’ye gelir ve köyün adı Şirince olarak değişir.

Dar sokaklı çarşıda satış yapan her yaş grubundan insanlar var.  Sağlı sollu el emeği göz nuru ürünleri ile sizlere sesleniyor. “Buyrun buyrun! …”  cümlesinin ardından ikramlar ve yöresel ürünler sırasını bozmadan sayılıyor.

Şarabı ve evleri ile ünlü turistik köy

Eskiden kuru incir ve şaraba dayanan ekonomisiyle dinginliğin merkeziymiş. Eski adı Çirkince olan köy çirkinlikten şirinliğe terfi eden ilk çirkin diyebiliriz.   En büyük avantajı Selçuk ilçesine çok yakın olması.  Nem oranı yüksek bir köyde kış mevsiminde 150 kişi yaşıyor. Sezonla birlikte binlerce insan akıyor. Dışardan göç alan bir köy. Çarşı esnafının birçoğu Selçuk’ta ikamet eden Şirinceliler. Rum köyü olduğu için bir şarap kültürü var. Bağlarında yetiştirdikleri üzümlerden de şarap üretiyorlar.  Her yer Şarap evi, her yer mahzen. Esnafların hepsi şarap ikram etmek istiyor. Esnafların tutumundan yürümek biraz zor.

“ Buyrunuz efendim, şarap ikram edelim.” Cümlesini 30 kez duymuşumdur.  Şaraptan hiç anlamam. Karadut, böğürtlen, vişne, çilek, kavun şarabı tadabilirsiniz. Özellikle nar şarabını tavsiye ettiler. Sangria bile üretmişler.

 Dışarıdan bakınca  köy içerisinin  havası şehir

Şirince köy ama çarşısı şehir çarşısı gibi. Hem turistik hem de ticari bir köy. Ev yapımı reçeller, meyve marmelatları, sabunlar çeşit çeşit. Süt reçeli, damla sakızı reçeli ve mürver reçeli sizleri bekliyor.  Mürver dere kenarında yetişen her derde deva bir çiçek. Vanilyalı süt reçelini, Ruslar çocuk maması olarak tüketirlermiş.

Köyün manzarasına hakim yöresel ekmek, zeytin ve reçellerle kahvaltınızı yapabilirisiniz. İnsanları çok kibar, Türkçeleri çok düzgün ve etkili. Evleri çok havadar. Hiç birinin manzarası diğerini kapatmayan 200 kadar ev var. 4-5 çarşı sokağı var. Alışverişe değil sadece gezmeye gidin. Köylülerle muhabbet edin, portakal mandalina bahçelerini seyredin.  Şirince Tarihi Kapalı Çarşı’sında kumda Türk Kahvesi  olmazsa olmazı. Her yerde dondurma satılıyor.  

Köyün kuzeyinde, en tepede bulunan Hodri Meydan Kulesi’nden manzara harika.

Aziz John Baptist Kilisesi

Köyün güneyinde, Aziz John Baptist Kilisesi bulunuyor. Şirince seyahatinin en önemli ve ilk durağı. Giriş kapısında köy kadınları yöresel ve organik ürünler satıyor. Eski yapı yıkılmış ve yerine 1805 yılında tekrar inşa edilmiş. Üç nefli kilisenin tarihi kesin olarak bilinmiyor. Nef, bazilika kilisenin arka duvarı ile en uzak koridordaki çapraz.  Ruhban sınıfından olmayan Hristiyanlar tarafından erişilebilen kilisenin bir bölgesiymiş. Dikdörtgen planlı kiliseyi günde ortalama 2000 kişi ziyaret ediyor.  Küçük ve ışıltılı bir şarap mahzeni var. Mahzene oldukça dik bir merdivenle iniyorsunuz. Yırtık koltukların üzerinde loş bir ortamda dinlenirken şarapların tadına bakabilirsiniz. Bahçesindeki tarihi papaz evini yıkıp şarap evi yapmışlar.   “Şaraplı dondurma tattınız mı?” tabelası sizi hem şaraba hem de dondurmaya davet ediyor.  Mum yakıp dilek tutanlar vardı.  Bahçesinde bulunan dilek havuzu iki bölüm, geniş havuzun içerisinde bir adet küçük havuz bulunuyor.

Saint Dimitrios Kilisesi

19. Yüz yıldan kalan Rumlar tarafında yapılan bir kilise. Mübadele döneminde Yunanistan’dan gelenler camiye çevirmiş. Harap bir durumda olan kilise2012 yılında yenilenmeye başlanmış ve 2016 yılında yeniden açılmış. Kilise dikdörtgen, mihrap ve duvarları frekslerle bezeli.  Kilisede yerel Rum sanatçılar tarafından yapılan 12 havarili resimler bulunuyor. Andreas ve Markos’un isim ve resimleri günümüze kadar gelmiş.  Her ziyaretçi, kilisenin çıkış kapısında köyün doyulmaz manzarasında dinleniyor. 

Tiyatro Medresesi

Tiyatro Medresesinin mimarı Sevan Nişanyan’ın adı hep karşınıza çıkıyor.  Medrese amatör ve Profesyonel tiyatrocular için toplanma alanı. Paneller, sergiler ve konferanslar düzenleniyor. Turizm amaçlı gezilecek bir yer değil. Monofest adlı festival yapılıyor. Covit nedeniyle kapalıydı.


Nesin Matematik Köyü

   Aziz Nesin’in Matematik Enstitüsü kurulması vasiyeti üzerine Ali Nesin ve Sevan Nişanyan’ın kısa sürede kurdukları dünyaca ünlü profesörlerin katıldığı kamp Covid nedeniyle kapalıydı. Kar amacı gütmeyen bu öğrenme alanında; doğa içinde konaklama, Nesin Matematik Köyüne ait. Temizlik, ağaçları sulamak, çiçek bakımı, çamaşır ve bulaşık gibi günlük işler imece usulü. Yaz aylarında ilkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrencileri etkinliklere katılabiliyor.

Sessiz sakin doğa ile iç içe bulunan Nesin Matematik Köyü için gitmeye değer. Sağlıklı günlerde ulaşmak dileğiyle... 

Truva Filminde Brad Pitt’in takılarını yapan dükkan

Şirince’de tam çarşı ortasında ışıl ışıl bir dükkân, vitrininden kendinizi alamıyorsunuz.  Demetrius of Ephesus dükkânın adı. Troy filminin Helenistik takılarını Sedat Kantaroğlu yapmış. Yapımcılarla yollarının nasıl kesiştiğini merak ettim.  Troy filmi için ülkemize gelen film ekibi Sedat Kantaroğlu’nun Selçuk Müzesi’nde açtığı sergiyi gezince çok beğenmişler.  Film takı tasarımı için teklifte bulunmuşlar.

Dükkânda pek çok ünlünün hatırası var. Brad Pitt’in imzalı fotoğrafı da var. Köy, mis gibi dağ kekiği, lavanta çiçeği ve lavanta yağı kokuyor.

Buraları daha iyi anlayabilmek için Nişanyan’ın Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi adlı kitabının okunması tavsiye edildi. Gezilesi, görülesi köyümüzü görmediyseniz mutlaka ziyaret edin. Şirince Köyüne 11 km uzaklıkta olan Unesco Miras Listesindeki Efes Antik Kenti ve Kutsal Meryem Ana Müzesi’ni görmeden dönmeyin.