SINIR ÖTESİ OPERASYON
Cumhur EVCİL
Hain PKK nın acımasız saldırıları ve kahraman askerlerimizin şehadet haberleri Ramazan Bayramı'nı adeta zehir etti. Halkın tepkisi ayyuka çıktı, kamuoyu ayağa kalktı.
Nasıl olur da, bölgenin lideri güçlü Türkiye, baldırı çıplak PKK ile başedemez?
Herkes bunu tartıştı.
Ve şimdi öyle görünüyor ki, Sayın Genelkurmay Başkanı'nın daha aylar önce faydalı olabileceğini belirttiği sınır ötesi operasyona herkes can simidi gibi sarıldı.
Bugüne kadar TBMM'den sınır ötesi operasyon için yetki almaya yanaşmayan AKP iktidarı, hükümete yetki veren tasarıyı adeta bir milli mutabakatla meclisten geçirdi.
Tezkereye PKK'nın malum temsilcileri dışında bütün siyasi partiler destek verdi.
Bu arada Futbol Millî Takım teknik heyeti ile futbolcularımızın şehitlerimize yardım için başlattıkları ve Haber Türk televizyonu tarafından yürütülen kampanya da halkımızın büyük teveccühüne mazhar oldu.
Son yıllarda örneğini pek göremediğimiz bu anlamlı desteklerin, dosta ve düşmana önemli ve müsbet bir mesaj olduğu gelecek günlerde daha da iyi anlaşılacaktır.
Bu arada ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde kabul edilen sözde Ermeni tasarısının kısa sürede gündeme alınacağının açıklanması üzerine iyice gerilen Türk-Amerikan ilişkilerinin, ABD yönetiminin daha aktif devreye girmesi ile şimdilik düzeltileceği mesajları verilmektedir.
Birinci Körfez Harekâtında ABD yanında yer alıp Irak'a kuzeyden bir cephe açmaya yanaşmayan Türkiye, Irak'ın işgali sırasında da rol almadığından; çuval olayında olduğu gibi zaman zaman kırılma noktalarına gelen Türk-Amerikan ilişkilerinin hassas bir durumda olduğu ortadadır.
Bu hassas ortamda ABD uzunca bir süredir Barzani ve Talabani ile yakın işbirliği içinde ve bu aşiret liderlerinin adeta hamisi durumundadır.
Yine ABD; Irak halk ve bölge ülkelerini hiçe sayarak, bu aşiret liderlerinin birini Irak'ın, diğerini de Kuzey Irak'ın yönetimine getirmiştir.
Ve bunlara ilaveten ABD; Irak'ta üsler kuran, Türkiye'ye karşı açıktan bölücü faaliyetler yürüten ve silahlı operasyonlarla katliamlar yapan cinayetler işleyen PKK terör örgütüne karşı etkin önlemler almaya bir türlü yanaşmamakta ve bu kanlı terör şebekesine, bu şekilde sınırsız destek vermektedir.
Ve yavuz hırsız misali ABD, sözde Ermeni tasarısı ile ilgili olarak durumu yumuşatmaya çalışırken, PKK için sınır ötesi operasyon kararı alan Türkiye'ye aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmemektedir.
Tabii Türkiye'nin de elinde önemli kozları vardır. Bu kozlar günlerdir gazete sütunlarında, televizyon programlarında tartışılmaktadır.
Sık sık da 1964 Haziranı'nda ABD Başkanı Johnson tarafından; garantör bir devlet olarak Kıbrıs'taki zulüm ve vahşeti durdurmak, Türk varlığının yok olmasını önlemek için yapacağımız müdahalenin durdurulmuş olması hatırlatılmaktadır. Ama malumları o tarihte müdahaleden vazgeçen Türkiye, 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'nı icra etmiştir.
Peki 1974'te Türkiye, Kıbrıs'a ABD'nin müsaadesi ile mi müdahale etti?
1974'te ABD-Türkiye ilişkileri bugünkünden çok mu farklı idi?
1974'te de NATO'ya üye değil mi idik?
Ve 1974'te ABD bizi durdurmak için, son ana kadar gayret sarf etmedi mi?
1974'te Türkiye, ABD'ne rağmen Kıbrıs'a müdahale etti ve başardı.
Bugün Türkiye 1974'e nazaran çok daha güçlüdür.
Bugün Türk Ordusu 1974'e nazaran çok daha önemli imkânlara sahip, dünyanın sayılı orduları arasındadır.
Bugün de Türk Milleti 1974'teki gibi bir yumruk misali birlik ve beraberlik içindedir.
Silahlı Kuvvetlerimize ve devletimize köstek değil, destek olma zamanıdır.
Yorumlar