Dünya tarihinin yazdığı önemli şahsiyetlerden biri olan, Sezar Romalı general, devlet adamı, konsül, Latin Edebiyatı’nda ise önemli bir yazar ve çok hırslı bir asker idi. Sefere giderken bazen öncü kuvvetlerden önce gidilecek menzile vardığı olurdu. Kutsal Roma İmparatorluğunun yükselişine yol açan olaylarda önemli bir rol oynamıştır. 

Sezar politik davranışlarında çoğunlukla halk tarafını tutmuş, Romalı asillerin halk üzerindeki baskılarını kaldırmaya çalışmıştır. M.Ö. 59 yılında, konsül seçildi. Aynı yıl, o sıralar Anadolu'dan dönen Pompeius ve Crassus ile anlaşarak "Birinci Triumvirlik" i kurdu. Konsül olarak Roma'yı tek başına idare etmeye çalışan Sezar, Senato'yu ikinci planda bıraktı. Pompeius’u Yunanistan’a kadar takip eden Sezar onu M.Ö. 48’de Pharphalus’ta yapılan meydan savaşında yendi. Pompeius İskenderiye’de öldürüldü. Gallia seferinden sonra aldığı zengin ganimet ve tecrübeli ordusu sayesinde, Roma'nın en güçlü adamı oldu. Mısır’a varan Sezar, Kleopatra ile kardeşi arasındaki taht kavgasını Kleopatra’nın lehine halletti, sonrasında ise Anadolu’ya giren Sezar Pontus Kralı II. Pharnakes ile Ninova Kraliçesi Semiramis'in kurduğuna inanılan bugünkü Tokat ilinin Zile ilçesi yakınlarında savaştı. 

Peki kimdir bu Pharnakes?

Pontus Kralı VI. Mithridates'in oğludur. Babasının yerine kral olarak yetiştirildi. Babası VI. Mithridates'in Romalı ünlü General Pompeius'e yenildiği III. Mitridatik Savaşı’nın ardından kaçmak zorunda kaldı. Mithridates, Romalılarla mücadeleye devam etmek niyetindeydi, ancak Pharnakes'in bu konuda isteksiz oluşu, M.Ö. 65 yılında babasına karşı bir darbe planı yapmasına yol açtı. Plan açığa çıkarıldı, ancak Roma Ordusu ile yeniden karşılaşmak istemeyen Pontus ordusu Pharnakes'i desteklediğini açıkladı. Ordu ile Mithridates'in üzerine yürüyen Pharnakes, babasının intihar etmesine neden oldu ve tahtı ele geçirdi. Pharnakes yerini koruyabilmek için, vakit geçirmeden Pompeius'e gönderdiği elçiler vasıtasıyla barış talebinde bulundu. Babasının cesedini Pompeius'e gönderdi. Bu davranışı Pompeius tarafından takdir görünce barış teklifi kabul gördü ve Bosphorus Kralı olarak atanıp, adı Roma'nın dostu krallar arasına yazıldı. M.Ö. 49 yılında Jül Sezar ve Pompeius arasında iç savaş patlak verdi. Bu fırsatta yararlanan Pharnakes zayıf bir direniş ile Küçük Ermenistan'ı egemenliği altına aldı. Küçük Ermenistan kralı, Sezar'dan yardım isteyince bir küçük bir Roma ordusu o bölgeye geldi. M.Ö. 48 yılında yapılan Nikopolis savaşında Roma ordusunu yenilgiye uğratan Pharnakes yönünü Pontus’a çevirdi. Ancak Sezar'ın bölgeye doğru ilerlerken sahip olduğu olağanüstü hız Pharnakes'in dikkatini yeniden Romalılar’ın üzerine çevirmesine neden oldu. 

Sezar’ın kuvvetlerini Zile’de konuşlandırdı. Yani düşmana en yakın konumda olan karşısındaki bir tepeyi eğer düşmandan önce tutabilirse, kralın kuvvetlerine karşı bir avantaj elde edebileceğini gördü. Askerlerine burayı tutmalarını ve çalı demetleri ile mevzileri tahkim etmeleri için emir verdi. Şafak sökerken, ordudaki yardımcı birliklere, bütün çalı demetlerini oraya getirmelerini emretti ki, bu görevden hiçbirisi kaçınamazdı. Böylece iki ordu, aralarında 1,5 km.den biraz fazla mesafe olacak şekilde mevzilendiler.

Sabah olunca Pharnakes, Sezar'ın konuşlandığı mevkiinin avantajını hemen fark etti ve bütün kuvvetlerini kamptan dışarı mevzilendirdi. Sezar önce Pharnakes'in ordusunu harekete geçirdiğini ve kendisinin ilerlemesini durdurmak istediğini sandı. Bunun üzerine Sezar ordunun sadece ilk saflarını savaşa sürerek, diğer bütün kuvvetlerine mevzilerini tutmalarını söyledi. Pharnakes kâhinler tarafından kendisine verilen bilgiye göre, bulunduğu yerin kendisi için uğurlu olduğuna inandığı için ordusunu harekete geçirdi. Sezar ilk önce onun zayıf saldırısını alaya aldı. Ordusunu dar bir alana çekti. Oraya Pharnakes'in ileri görüşlü generallerinden hiç birisi saldıramadı. Fakat Pharnakes'in ordusu vadinin aşağısına kadar indi ve yukarı doğru tırmanmaya başladı. Pharnakes'in bu düşüncesizce hareketi karşısında, daha geri çekilmeye başlamadan, Sezar ileri harekete geçti. Pharnakes'in ordusu tekrar savaş düzenine geçmeden, ordusunu saldırı düzenine soktu. 

Fakat tehlikenin farkına varan Pharnakes önceden zaman kazanmak amacıyla barış teklifinde bulundu ancak Sezar'ın bölgeye oldukça yaklaşmış olması savaşı kaçınılmaz hale getirdi. Zile (Zela) yakınlarından yapılan kısa savaşın ardından Pharnakes bozguna uğradı ve az sayıda süvarisi ile kaçmak zorunda kaldı (M.Ö. 47). Sezar zaferini senatoya hitaben söylediği: “VENİ VİDİ VİCİ /GELDİM, GÖRDÜM, YENDİM” şeklindeki ünlü sözüyle bildirdi. Yani bütün dünyanın 2000 kusur bildiği o meşhur sözü Anadolu/Türkiye topraklarında söylemiştir! 

Nihayet, yenilmez denilen, Sezar M.Ö. 44’te Mart’ın 15’inde bir senato toplantısına giderken suikast sonucu öldürüldü. Suikastçılar arasında sevdiği dostu Brütüs’ü gören Sezar’ın son sözleri “Et tu, Brute?” (Sen de mi Brütüs?) oldu