Cennete yolculuk yaptım. Mazıköy’de güneşin gülümsediği bir gün, “Bir varmış Bir yokmuş” dediğim masal diyarında buluştum. Sevdiklerine hazırladığı kahvaltıdan bana da ikram etti. Tabağıma konmuş kendi elleriyle yaptığı, doğal görünümlü uğur böceği cam küpe ve bir zeytin dalı çarptı gözüme. Bakır kapta sunulan peynir, demlenmiş çay, kendine özgü mayaladığı Berrin ekmeği, bahçe domatesi, tereyağı, turunç reçeli ve kızarmış ekmek boğazımdan geçen süslü bir tekne gibiydi.

Bahçesinde testiler kır çiçeklerinin içinde kaybolmuştu. Etrafımı saran papatyaların arasında bir ipek elbise vardı ki beni alıp götürdü. Sonsuzluğun içinden geçerken Mazıköy fotoğrafımızı çekiyordu.  Birkaç kadraja ben de sığdım.  “Gün bitmesin” dediğim bir söyleşi oldu. Hayatın kıvrımlı yollarından Mazıköy’e yolu nasıl düştü? Gerisini Berrin Akyüz’den dinleyelim. 

Yol haritası üzerindeki heyecanlı yolculuğun beni de aldı götürdü. Sevgili Berrin, nereden Başlayalım söze?

-Merhaba, Üç erkek çocuk annesi ev hanımı bir kadının yol haritasında; Doğru çizginin doğru bedenle buluşmasıdır zamansız giysiler. 

Tüketen topluma önce kadınlar olarak "dur" demekti, tüm heyecanım. Bedeni okşayan giysiler, ipek keten dokular, sessizce dans eden çizgiler içinde6 yaşında dans etmeye başladım. Zamansız Kostümler hep ilgimi çekti. İmoga Sanat Galerisi /Süleyman Saim Tekcan  bir yıl gravür eğitimi aldıktan sonra Beylerbeyi Olgunlaşma da bir yıl Dekoratif El Sanatlarını bitirerek “tüketime dur" sloganı ile tekstil dünyasına girdim. Yirmi yıl boyunca hiç naylon poşet kullanmayarak artan kumaşları çöpe atmaktansa çanta yaparak gerekli mesajı yıllar önce verdim.

Evin tam bir sanat evi.  Sanatsal yaratıcılığını gerçekleştirmek ve bunu estetikle birleştirmek hangi duygularla ortaya çıktı?  

-Yaşadığım yeri cennet yapmak isterim.  Nerede üretebiliyorsam, nerede mutluysam orada yaşıyorum.  Yola çıkarken yardıma muhtaç kadınlarla çıktım.  Onlara ayakta kalma ve sosyal güvencenin desteğini verdim. Sanatsal yaratıcılığımı, yirmi yıl moda ve Bebek odaları tasarımlarıyla gerçekleştirdim.

Cihangir Galata Alaçatı da şubeleşip Önce “New İdeas" dekorasyon (1999), sonra "Berrin Akyüz" (2002) moda dünyasında markalaştırmıştır.1960 Aralık Akçaabat doğumluyum. Çeşitli yardım kuruluşlarına defileler düzenlediğim gibi bireysel defileler de yaptım. Son defilem Malatya Hilton da Eğitim Vakfı yararına yürümüştür.

Cesur bir kadınsın. İstanbul- Bodrum ve Mazıköy hattında yarattığın etkinlik evine yerleşme öykünü dinleyelim.

-Yolcuğum 20. yılını tamamlarken, tasarım ruhum, "İnsanlar bir evde nasıl ağırlanır" diye yola çıktım, kendimi Mazı'da buldum.Mayıs ayında anneler günü defilesinden jübilesinden sonra   Mazıköy e yerleşerek edebiyatçı araştırmacı Feridun Andaç ile Öykü çalışmaları yaptım. Yayımlanmış üç öyküm bulunmakta. 

Prj:imza Karın/ Gülmeyen Ay

Prj:Bir arkadaşın Başına gelmiş/Korku Susturur Acı Yazdırır.

3.öykü Halil Gökhan Kadın Öyküleri ” Hayatın Renkleri  kitaplarında öyküleri yerini bulmuştur. Çok yakında Yeni Öykü Kitabım sizlerle olacak. 

Mazıköy/Bodrum da bir etkinlik evi ve yılda bu köye üç dört kez etkinlik projesi hazırlayıp sesimi duyuruyorum.Haziranayında Füzyon Arınma ,Eylül ayında Doğa yürüyüşleri yapıyorum. Mazı köy kadınlarına Öykü okuma ve Yazdırma Projesine ev sahipliği yaptım. 

Toprakla buluşup, bütünleştiğini görüyorum.  “ Dikiş Kulübesi “ nasıl ortaya çıktı? Büyülendiğim kulübeni ve 6 Mayıs Hıdırellez etkinliğini  anlat…

-Toprakla buluşup tohum ekmek ve yeşerebilmek için Mazıköy de hayatımı sürdürüyorum.  “Bodrum’un Ayak İzleri ”sergisini cennete sürgün edilmiş bizlerin izlerini yansıtmak istedim. Mazı köyünü kendimi siper alarak dokusuna zarar vermeden oradaki kaybolmakta olan dokumacılığa, toprağa dökülen narenciyeye can vermek için kolları sıvadım.  Hıdırellez Etkinliği; Geleneksel törelerine uygun olarak üç gün boyunca var olan bu enerjiyi sinerji yoluyla gelen konuklara aktarmak köy halkına maddi anlamda destek ve dış dünya ile iletişim yolu açmak suretiyle anlatabilirim. Yıllardır Hıdırellez’in ilk günü mayalanan (çiğ tanesiyle) yoğurt bir kişinin diğer kişilere dağıtarak çoğaltmasıyla bereketin arttığı düşünülür. Bu ritüel beni çok etkilemiştir. Bir de yaşlı ağaçlara dokunmak zarar vermek halkın en korktuğu olaylardandır. Anlatılan birbirine benzer onca olay hep ölüm tehlikesini işaret eder. Yani kim ağaç keserse eve gitmeden en sevdiğinin ölüsünü görür gibi…

Halen Bodrum Mazı Köyde “Dikiş Kulübesi" adında bir apartta, etkinlikler yapıyorum. Bu köyde Edebiyat psikoloji ve "tasarım-workshop"ları, Mazıköy Kadınlarına "Öykü" yazdırma projesine de ev sahipliği yaptım. Sergide Toprakla ölümün bir bütünleşmek olduğunu, ölümün yok olmak değil tohum gibi yeşere bileneceğinin inancını anlatmaktadır.

Dönemsel çağrışımlar ve etkilendiğin ressamlar var mı? 

-13.yüzyıl ressamların eserlerinden çok etkileniyorum.  Dönemsel çağrışımlarla toprağın zenginliğini, kutsallığını anlatmak üzere resim /kolaj çalışmalarıma Dikiş Kulübesi Mazı da devam ediyorum.  Size de bir sır vereyim. Burada kümesteki tavuklar anne omleti için yumurtaları hazırlarken, sarıkız da rengârenk çiçekleri sizin için toplar. Sanatçıların eserlerinin sergilenmesi, köyde yaşayan çocuklara doğanın sunduğu malzemelerle ( taş boyama, kumsal artıklarından aksesuarlar, magnet… ) gönüllü atölyeler yapıp üretilen malzemeleri köy pazarında açacakları tezgahta satışa koyup, üretip-satma ya da öğrenmeleri için yardım ediyorum.

Türkiye’nin her yerinden kitap toplayıp burada bir köy kitaplığı kurma projeni anlatır mısın?

-Türkiye değil sadece yurt dışından tatil ve konaklamak için gelen misafirlerimden okudukları kitapları bırakmalarını bu şekilde desteklemelerini rica ediyorum. Şu an 296 kitap var. Ve bazıları imzalı.

****

Doğa, sanat, estetik, zarafet ve Berrin Akyüz… Çok sevdiğim çiçekler içinde geçirdiğim zaman dilimi ve bu söyleşi için çok teşekkürler… Çılgınlık güzeldir. Dikiş Kulübesinde mutlu ve kalabalık kal.

Tekrar görüşmek dileğiyle.