“KIRMIZI MÜREKKEP” TÜM SEÇKİN NOKTALARDA RAFLARDA!

Bu hafta röportaj konuğum kalemini, kelamını, sağlam duruşunu sevdiğim değerli kalemlerden Halit Şengit. Şiir benim sol yanım ilk yolum yolculuğum. Şiire gönül veren herkes başımın tacı. Halit Şengit İzmir doğumlu. Evli, bir kız çocuğu babası. Ayakkabı üretiminde ustabaşı olarak çalışıyor. Gündüz ayakkabılarla akşam ailem ve şiirlerle geçiyor Aslı Hanım diyor. Aynı zamanda sosyal sorumluluk bilincini yürekten hissederek birçok evladımızın yüreğine dokunuyor. Bulunduğu platformlarda değerli yazar ve şairlerle söyleşiler yapıyor. “Aslı Hanım, Kırmızı mürekkep henüz çok yeni sayılır yaklaşık 3 ay oldu kitabım çıkalı. 3 yıl önce başladı bu serüven benim için, gerek kendi şiirlerimi gerek yollarından gittiğim üstadların şiirlerini paylaştığım sayfamda belli bir kitleye ulaştım. Yakınlarım kitabımı yorumladığında tatmin olmuyordum açıkçası, beni kırmamak adına söylüyor olabilirlerdi pozitif yorumlarını ama hiç tanımadığım insanların kitabın içinde kendilerini buldukları şiirlerimle bana güzel dönüşleri henüz başında olduğum yolun doğru yol olduğunu gösterdi bana ”ifadelerini kullanan Sayın Halit Şengit röportajımız sizlerle.

Söyleşimize sizi tanıyarak başlayabilir miyiz kimdir Halit Şengit? Bir günü nasıl geçer?

Öncelikle bu değerli röportaj için size teşekkürlerimle başlayayım Aslı Hanım. Evet, Halit Şengit ben, 10 Mart 1987 İzmir doğumluyum. Evliyim, bir kız çocuğu babasıyım. Lise mezunuyum ve ayakkabı üretiminde ustabaşı olarak çalışıyorum. Gündüz ayakkabılarla akşam ailem ve şiirlerle geçiyor vaktim uzun zamandır...

Kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz?

Yaklaşık 2 yıl önce yazdıklarımı kitaplaştırmaya karar verdim. Bu düşüncemde sosyal medyanın gücü ön plana çıktı diyebilirim. Bana kitap konusunda en çok özgüven veren şey yazdıklarımı şiir sayfamda paylaştığımda insanların kitap yazmayı düşünmüyor musunuz? Soruları oldu ve böylelikle hayata geçirdim bu düşüncemi...

Kitabınızın ismini belirlerken göz önünde bulundurduğunuz kıstaslar nelerdir? Her hangi hikâyesi var mı kitap isminizin?

'Kırmızı mürekkep' ismi kitabımdan 3 yıl önce gün yüzüne çıktı aslında. Şöyle ki; şiir sevgimi şiire değer veren insanlara ulaştırabilmek uğruna bir grup/sayfa açmaya karar verdim o dönem Facebook'ta ve İnstagram'da. Ve beni yansıtacak bu isimde karar verdik yakın dostlarımla istişaremizde... 3 yıl sonrada kitap çıkacağı zaman başka hiç bir isim düşünmedim bile çünkü bu isim benim için 2 kelimeden çok daha fazlasıydı artık kitabımın ön kapağında da yazdığı gibi;

İlkokulda öğretmişlerdi bize Önemli kelimelerin altını

Kırmızı kalemle çizmeyi

O yüzdendir kırmızı mürekkebe olan sevdamız...

Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfimi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz?

Her yazar/ şair gibi bakıldığı zaman belli bir tarzım olsa da genelde tesadüfi çıkıyor şiirlerim ortaya. Bazen duyduğum bir kelime, bazen bir görsel, bazen yaşadığım bir olay mısralara dönüşebiliyor kalemimden.

Şiirde gerçekçilik mi? İdeal dünyamı yoksa hüzün mü?

Aslında sorunuzun içinde şu ya da bu diyemem. Şiir deyince akla en çok hüzün gelir belki ama hüzünde gerçekçiliğin bir parçasıdır baktığımız zaman. Kimi şiirde de gerçekçilik ve ideal dünya birleşir bazen. Bana göre bunları keskin bir çizgiyle ayırmak pek mümkün değil...

"Kırmızı Mürekkep" şiir kitabınızda genel tema ve içerikten biraz bahsedebilir misiniz?

Kimi zaman sevgiliye hasret bir melankolik

Kimi zaman vuslata ermiş bir âşık

Kimi zamanda insana!

Ve geçmişe hasret bir beşer diyebiliriz...

Yazın yolculuğunda gelecek ile ilgili projelerinizden bahseder misiniz?

Şiir konusunda her geçen gün daha kaliteli daha çok üzerine koyarak üretim sağlamak ve sırasıyla

dergiler, sosyal platformlar ve yeni kitaplarla insanların ruhlarına misafir olabilmek...

Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?

Az önce kırmızı mürekkebin teması hakkında konuştuğumuz gibi aslında bu sorunuzun cevabı. Meşhur söz vardır hani;

'Şiir yazandan çok ona ihtiyacı olanındır' diye...

Hitap ettiğim kitlede kimi zaman benimle birlikte çocukluk, gençlik yıllarına dönenler...

Kimi zaman ayrıldığı sevgilisine seslenenler, kimi zaman kavuşamadığı sevdiğini yüreğinde hissedenler ve kimi zaman kavuştuğu aşkına şükrünü sunanlar diyebiliriz...

Yeni bir projeniz var mı? Var ise kitap ne zaman çıkıyor ve okuru bu yeni kitapta ne gibi sürprizler bekliyor?

KIRMIZI MÜREKKEP HENÜZ ÇOK YENİ

Kırmızı mürekkep henüz çok yeni sayılır yaklaşık 3 ay oldu kitabım çıkalı. O yüzden yakın zamanda kitap anlamında yeni bir proje için biraz erken ama 2. Kitap nasip olursa tekrar şiir olacak ve şimdiden hazır halde demlenmeye bırakılan şiirler mevcut. Umarım yeni kitabı ve o şiirleri de konuşacağımız günler gelir...

"Kırmızı Mürekkep" ile birlikte güzel bir okur kitlesi yakaladınız bunu yakinen takipteyim. Kitap ile

sizce ilgili dönütler nasıldı?

Evet, belli ölçüde sıfırdan buraya kadar getirebilmek benim içinde çok değerli. Dediğim gibi 3 yıl önce başladı bu serüven benim için, gerek kendi şiirlerimi gerek yollarından gittiğim üstatların şiirlerini paylaştığım sayfamda belli bir kitleye ulaştım. Yakınlarım kitabımı yorumladığında tatmin olmuyordum açıkçası, beni kırmamak adına söylüyor olabilirlerdi pozitif yorumlarını ama hiç tanımadığım insanların kitabın içinde kendilerini buldukları şiirlerimle bana güzel dönüşleri henüz başında olduğum yolun doğru yol olduğunu gösterdi bana...

Bende bu yazın meziyetin sonradan kazanıldığına inananlardan değilim. Sizi yazmaya özendiren şeyler neydi?

Ortaokul zamanlarımdan beri şiirler, şairler ve hayatları konusunda ilgiliydim hep. Özendirmekten çok yazma eğiliminin var oluşu okudukça benim içimdekileri de kâğıda dökmemi sağladı. İnsanın içinde yazmaya dair bir şeyler varsa okudukça zamanla kendisi de yazmaya yöneliyor diye düşünen biriyim ben de.

Türkiye’de kitap yayımlamak zor mudur? Bu yolculuğa adım atacak lakin hiç bilmiyorum ne yapacağımı diyen genç kalemdaşlarımız için bir kitabı yayımlatmak için hangi süreçlerden geçmek gerekir?

Teknolojiyle birlikte yazar oranında büyük artış olduğunu düşünüyorum. Eskiye göre bir kitabı çıkarmak çok çok kolay bir hale geldi. Bunun yanında zorluk kısmı da büyük tabii ki.

Şöyle ki;

Günümüz ekonomisinde yayınevleri kitabı neredeyse incelemeden kalitesine çok aldırmadan yayımlıyorlar para kazanmak için. Bununla birlikte en büyük sıkıntı kitap yayımlandıktan sonra yazar ve kitap ile ilgilenme oranı çok düşük, üstüne bir de pandemi döneminde imza günleri de ortadan kalkınca birçok yayınevi matbaa görevi görmeye başlamış durumda. Bu yüzden dosyalarını büyük bir titizlikle hazırladıktan sonra yine büyük bir titizlikle yayınevi araştırması yapmaları gerekiyor. Her yazarın dileği bastırdığı kitabın arkasında durarak reklamını yapan birlikte yol alan bir yayınevi şüphesiz ki...

İnsanların çoğu ‘hayatımı yazsam roman olur’ der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?

Yazan biri olarak bana kendini verdikten sonra herkes yazabilirmiş gibi geliyor aslında iyi veya kötü ama çok kitap okuyan insanlar dahi derler ki bazen o kadar çok okumama rağmen yazmayı başaramıyorum.

Bu sözleri duyunca insanlardan, Herkesin yazamayacağı gerçeği ortaya çıkıyor galiba.

Neden şuan revaçta olan roman, öykü ve deneme değil de şiir yazarlığı?

YAZAN KİŞİ ÇOĞALDIĞI İÇİN ŞİİR YAZARLIĞI DA BUNA ORANLA ARTIYOR

Ben çok öyle olduğuna katılmıyorum esasında. Genel anlamda yazan kişi çoğaldığı için şiir yazarlığı da buna oranla artıyor diye düşünüyorum. Bunun yanında şiirin eskiye nazaran artışını ise serbest ölçünün iyice yaygınlaşmasına bağlıyorum ben. Hece ölçülü şiir yazmak daha zor ve profesyonellik isteyen bir durum, serbest ölçü kullanıldığında ise insanlar duygularını daha kolay kaleme alabiliyor ve daha sade bir dille okuyucuya aktarabiliyorlar bence.

Peki, bu yolculukta ne zaman ben artık yazarım diyebildiniz? Ya da kendinizi "yazar" olarak tanımlıyor musunuz? Sizde Estağfurullah Aslı Hanım gönül işçisiyim diyenlerden misiniz?

ÇOK MÜREKKEP AKITIP ÇOK PİŞMEK GEREK KELİMELERİN İÇİNİ DOLDURABİLMEK İÇİN

Evet, ben de 2. Kısma dâhil ediyorum kendimi genel anlamda, resmî olarak belki platformlarda yazar/şair kelimeleri yer alsa da ismimin önünde benimkisi henüz bu yolda emeklemek diye düşünüyorum. Daha çok mürekkep akıtıp çok pişmek gerek o kelimelerin içini doldurabilmek için...

Bende yazmak istiyorum diyen genç yazarlara tavsiyeler desem? Günümüzün gençliğine üç tavsiye verecek olsanız bunlar ne olurdu?

Bir klişe olacak belki ama her zaman için ilk iş çok okumak ve bu sadece kitap okumak değil hayatı okumak insanları okumak çokça gözlem yapmak.

Sonra Şiir, roman vs. ne yazarlarsa yazsınlar iyi bir empati yeteneğine sahip olmaları ve son olarak benim gibi özellikle şiir, deneme tarzı yazıyorlarsa anlatım dilini sade ve anlaşılır tutarak okuyucuya vermek istediği duyguları tam ifade edebilmeleri derim ben...

Sizi ve kitabınızı daha fazla tanımak isteyen okurlarımız sizi hangi sosyal hesaplardan takip

edebilirler?

İnstagramda ‘ @halit_sengit ’ ve Facebookta ‘ kırmızı mürekkep ’ Sayfa ve gruplarından aramıza katılmak isteyen herkesi bekleriz...

Röportaj: Aslı M. Sarı