Dertli derdi ile başbaşa. Yaralı yarası ile başbaşa. Bir hüzne, bir kedere giriftar olan hüznünü yalnız yaşıyor. 

"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim" ölçüsünü kendine şiar edinmiş olan dedelerin torunları, yani bizler dünyadan bihaber yaşar olduk. Kanayan bir değil binlerce yara görüyor da kılı bile kıpırdamıyor çoğumuzun. 

"Merhamet etmeyenin merhamet görmeyeceği" ölçüsü kitaplar arasında raflarda. Keza "Komşusu  aç iken tok yatan bizden değildir" levhası da sadece ve sadece duvarları süslüyor. 

Neyse ki aramızda hala iyi insanlar var. Hatta bazıları öyle iyidir ki, maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yardıma muhtaç insanlara yararlı olmaya çalışırlar. 

Bugünkü konuğum o iyi insanlardan bir tanesi. 

İnsani yardım peşinde dünyayı gezen bir Türk. Uluslararası Yardım Koordinatörü ve Beyaz Köprü Derneği Gönüllüsü Haşım Karataş. Kendisini büyük koşturmaca içinde yakaladık ve sorduk.

Merhaba: öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Haşim Karataş 49 Yaşında ve Siirtliyim.

Evli, ikisi erkek biri kız 3 Çocuk Babasıyım. 35 senedir İstanbul'da ikamet ediyoruz.

Köken itibariyle Arap olduğumuz için anadilim Arapça, bunun yanı sıra Kürtçe’yi de çok iyi bilir ve konuşurum.  Tabii en başta anadilim Türkçedir. 

Siz ve sizin gibi bu işe gönül vermiş arkadaşlarınızın, bir çok hayır işine imza attığını biliyoruz.

Onca güzel insanı bir araya getiren "Beyaz köprü" projesi nasıl ortaya çıktı?

Aslında beyaz Köprü Projesi yeni bir proje değil. İsim olarak yeni bir dernek olsa da eskiye dayanan bir geçmişimiz var bu konuda doğrusu. Anadolu'dan İstanbul'a göç etmiş ve ekonomik şartları belli olan bir ailenin içinde yetişmiş olmamızın da etkisiyle her zaman İYİLİK ve MERHAMET duyguları yüreğimizde ve vicdanımızda hep taze kalmıştır.

BEYAZ KÖPRÜ DERNEĞİ 2015 yılında kurulmuş,o günden bu yana bu alanda çok büyük başarılara imza atmıştır çok şükür.

Özellikle yardım alanında Geçmişte birçok sivil toplum kuruluşunda edindiğim çevre tecrübe ve birikimin, çok büyük katkısı olmuştur.

Merhamet ve iyilik duygusu bizi bir araya getirdi. Sorunuzun cevabı bu olsa gerek.

Çünkü anlayışımıza göre "Mazlumun dini sorulmaz" ve "Kendi tok, komşusu aç yatan bizden değildir" diyen Bir Peygamberi örnek alarak yola çıkmışızdır. Dolayısıyla bu iki önemli unsur hep dayanak ve motivasyon noktamız olmuştur. 

Beyaz Köprü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin kurulum amacını ve misyonunu öğrenebilir miyiz?

Büyük bir İddia olacak ancak yinede hayalimiz, umudumuz, gayretimiz, dünya'da aç ve açıkta insan kalmayıncaya kadar var gücümüzle çalışıyor çabalıyoruz, lakin ne kadar başarılı oluyorsunuz diye sorarsanız; Allah bize ne kadar imkan vermişse ve hayırseverler bize ne kadar destek olmuşlarsa o kadarını yapabilmekteyiz.

Derneğinizin gerçekleşecek olan faaliyetlerinden söz eder misiniz?

Faaliyetler konusunda doğrusu gönüllü ve bağışçılarımız bu anlamda bizi hem maddi, hem manevi yönden destekliyor. 

Zira Biz kimseden bir şey istemiyoruz Ancak dediğim gibi bu hayırsever dostlarımızın biraz da sayısı fazla olması hasebiyle sürekli bizi kendileri takip eder faaliyetlerimizi gördüklerinde şahit olduklarından dolayı kendi çevrelerine kendi etraflarına da yayıyorlar ve gerek Yurt içi  gerekse Yurt dışında, biraz da talebe göre Yurt içinde, zaman zaman gıda talepleri  geliyor.  

Elimizden geldiğince bize ulaşan muhtaç ailelerin taleplerini karşılamaya çalışıyoruz.

Yurt dışında da Afrika'nın kırsalında özellikle çok suya ihtiyaç duyulan bölgeleri tespit ederek  "Su kuyuları" açıyoruz.

O bölgelerde ve yine Afrika'da birçok yerde tanık olduğumuz hastalıklar bulunmaktadır. Orada bulunan hastalara,  gönüllü Türk doktorlarımızla beraber oranın yerel hastane ve tabiplerden de faydalanarak gücümüzün yettiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Tüm bunların yan sıra daha çok Afrika bölgesinde sünnet organizasyonlarımız oluyor. 

Yaşı ilerlemiş birçok kardeşimizi de sünnet ettik.

Ayrıca iç savaş ve kötü yaşam koşullarından dolayı yetim kalmış çocuk sayısı çok fazla.

Dolayısıyla bu çocuklara her gittiğimizde götürebildiğimiz kadarıyla gerek giysi, gerek elden Nakdi ve çeşitli hediyelerle hem yaşamalarına destek oluyoruz, hem de sevindirmeye çalışıyoruz.

Derneği destekleyen ya da bu konuda iletişime geçtiğiniz bağışçıların ne tür beklentileri ve öncelikleri bulunuyor?

Derneği destekleyenler tahminimce bizim gibi düşünüyor olmalılar ki, bu

hizmetleri gördükten sonra daha çok mutlu oluyor ve daha bir gayretle çalışmaya başlıyorlar bizimle. Yaptıkları her yardımda tadına varamadıkları o manevi hazzı ve huzuru hissettiklerini belirterek dua  ve teşekkürlerini sunuyorlar. Bu da bizi ayrıca mutlu ediyor. 

Derneğe nakdi bağışın dışında kıyafet, erzak gibi yardımlar gönderilebilir mi?

Evet kesinlikle nakdi yardımların dışında da yardımlar geliyor. Gida, giyim, oyuncak gibi.

Zaman, zaman Afrika'ya giden konteynırlar oluyor. Bazı İşadamları bu anlamda bize yardımcı oluyorlar  Bir konteyner giderken bir kısmını da bize tahsis ediyorlar. Biz de buradan giyilmemiş kıyafetler götürüyoruz, Orada ki çocukların uzun bir zaman aynı kıyafeti giyeceklerini göz önünde bulundurarak, daha çok yeni kıyafetler götürüyoruz. 

Yardım götürdüğünüz insanlar arasında canevinizden vuran bir hikaye var mı?

Tabii ki; öyle çok hikayeler var ki inanın , sayfalar doldurur.

Mesela bir tanesini size anlatayım

Yurdumuzda tespit ettiğimiz yetim bir ailenin, bayram üzeri Ev Eşyaları ve tüm bayramlıklarını temin etmişiz. her şeylerini götürmüşüz. Hatta oyuncaklar, erkek çocuklara bisiklet, kız çocuklarına bebek vs. O kadar çok şey götürdük ki, biz çok mutlu olduk o ailenin birçok ihtiyacını giderdik düşüncesiyle. Son olarak evin çocuklarından birisine, bu bayramda başka ne istersin bizden söyle bakalım diye sorduk. Beklentimiz: her şey getirdiniz Allah sizden razı olsun diye bir karşılık idi. Ancak bizi şok eden bir cevap duyduk. 

Keşke babam olsaydı hiçbir şey getirmeseydiniz. 

Herkesi kendimiz gibi sanmamızdan mı saf ve hemen inanan yapımız yüzünden midir bilinmez ama dolandırılmaya son derece müsait bir toplumuz.

Bu konuda hemfikir olduğumuzu varsayarak sormak istiyorum.

Kurban bayramına sayılı günler kaldı.

Özellikle son yıllarda Yardım Derneği adı altında insanların dini duygularını sömürerek kandıran bu şekilde para toplayan dolandırıcılara karşı, Kurban bağışlarını gönül rahatlığıyla Yardım Derneklerine bağışlamak isteyen okurlarımıza ne önerirsiniz? Nasıl bir yol izlemeli ve kimlere güvenmeliler?

Maalesef çok önemli Noktaya değindiniz.

Evet maalesef diyorum.  Çünkü hakikaten bazı kötü örnekler insanlarımızın bazen af buyurun midesinin bulanmasına sebebiyet veriyor. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi iyilik Merhamet yeryüzünde hala var olduğuna göre mutlaka işini iyi, doğru yapan insanlar vardır diye düşünüyorum ve öyle de düşünenler var.

Hani bir söz var ya KARGALAR var diye DARI ekmekten vaz mı geçelim?

Ancak tavsiyelerimiz Tabii ki bildikleri yerler güvendikleri yerler ve insanlar olmalıdır.

Ayrıca parantez içinde de söyleyeyim Yaptığımız her işi görüntülemeye çalışıyoruz.

Kayıt altına alıyoruz. Bu ayrıntıya özellikle dikkat etsinler. 

Bazen gönüllü bağışçılarımız Hayır ben video istemiyorum fotoğraf istemiyorum diyebiliyor. 

Biz bu konuda çok hassas olduğumuz için bu tekliflerini geri çeviriyoruz.

Şartlar ne olursa olsun bir belgenin mutlaka  arşivimizde olması gerektiğini belirtiyoruz. 

Son olarak bize gazetemizde yer ayırdığınız için bu İYİLİK ve MERHAMET

kervanına katıldığınız için

Sizin de tertemiz ve BemBEYAZ KÖPRÜ olduğunuz için, Bize bu kadar Vakit ayırdığınız için Gönüllü Hayırsever Dostlar adına, muhtaçlar adına size

teşekkürlerimi sunuyorum. 

Biz de Önce Vatan Gazetesi olarak  hayırlarınız bol olsun diyor ve  teşekkür ediyoruz.

RÖPORTAJ: FİLİZ BAHÇIVAN