Yıllar önce ülkemizde açık olan kumarhaneler zamanını hatırlayalım. Kumar konusunda hassas olan insanların oralarda ne durumlara düştüğü, yıkılan yuvalar, kapı önlerinde intihar etmeye çalışan insanlar hala belleklerdedir sanırım. Hepsi kapandı ama bu toplumsal yara bir nebze olsun kabuk bağlamadı mı? Hiç sanmam Birçok şans oyunları ve kumarın yanı sıra bize nimet olması gereken teknoloji sayesinde kumarhaneler parmak uçlarımıza geldi. 

Sonuç yine aynı.

Bir hastalık olarak bahsediliyor bu alışkanlıktan. Hem psikoloji hem de hukuk bir hastalık olarak kabul ediyor. Sadece bu hastalığa yakalanan kişiler kabul etmiyor hasta olduklarını. 

Türkiye’de kanuni olarak kumar yasaktır.

Ama Kıbrıs’ta kumar oyna sana gidiş geliş uçak parasını veriyorlar yeter ki gel sen kumar oyna.
Gürcistan’a git kumar oyna. Gel.
Her yer kumarhane den geçilmiyor.
Kahve haneler özellikle.
Ama bunların tamamı son zamanlardakinden çok uzakta.
Son zamanlar da sanal kumar revaçta. 
Ülke de birçok kişi bu kumar belasından çok mustarip.

.Türkiye'de, yasa dışı bahis ve kumar siteleri, sanki zihinleri ele geçirmek isteyen bir sürüngen gibi her fırsatta internet ortamında insanların hayatına dadanıyor.

Özellikle film sitelerinde rastladığımız bahis ve kumar reklamları ciddi anlamda insanı çileden çıkartıyor. 
Bu reklamlar sadece rahatsız edici olmakla kalmıyor, aynı zamanda insanları kumar oynamaya teşvik etmek için tasarlanmış durumda. Özellikle ekonomik olarak sıkıntılı zamanlarda, bu reklamlar sanki bir kurtuluş umudu gibi sunulan cazip tekliflerle dolu. "Sen de gel, şu belirsizlik içinde kaybettiğin paraları geri kazanma şansı burada!" diye bağırıyorlar adeta..

Daha çok gençler, kolay para kazanma amacıyla kurulan tuzağın bir numaralı müşterisi oldu. Ülkemizde 5 milyon sanal kumar müptelası olduğu tahmin ediliyor. Müptela diyorum çünkü buna alışanlar, çalışırken, yürürken hatta uyumak için yatağa girince bile telefonlarından kumar oynayıp alışkanlıklarını devam ettiriyor.

Sanal kumarda dolandırıcılık had safhada. Kazanan ise her zaman kasa... Ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar, ailelerin yaşadığı maddi imkânsızlıklar, gençlerin geleceklerine yönelik karamsar düşünceleri ve hepsini bir araya getirdiğimizde alternatif bir yol bulup kolay para kazanıp, daha lüks bir hayat yaşama isteği insanları bu çukura doğru çekiyor. 

İlkokul çocuklarının bile internet üzerinden oynadığı yasa dışı bahis dünya genelinde rekor kırıyor…
Bir liraya bile yasa dışı bahis oynanabiliyor…
Bahis oyunlarında parasını kaptıran çocuklar…
Bu oyunu bir daha oynayabilmek için para bulmanın peşine koşuyor…
Okul harçlıklarını bu oyunlara harcıyorlar…
Çalışan yeni yetmeler ise haftalıklarını bu yasa dışı oyunlara kaptırıyorlar.

Yetişkinlerde ise durum daha vahim. 

Kumar oynadığını gizlemek için yalan söyleyenler işlerini aksatanlar, aracını galeriye satıp kumara yatırıp kendi aracını kiralayan yüzlerce insan var. Bu bir sektör olmuş durumda. Bu arada evdeki hanım da araba kendilerinin sanıyor ama koca kendi arabasını kiralamış evin haberi yok.

Kumar oynama yüzünden önemli bir ilişkisini, eğitimini ya da iş olanağını tehlikeye atanlar çoğalmış durumda. Merkezde çok iyi işleri olan esnaflar bu illetten batmış durumdalar.
Kumar oynadığı için düştüğü maddi sıkıntı sebebiyle başkalarından borç almak artık zor. Bankalar kredi veriyor ama çok yüksek. Teminat istiyorlar.
Arsalar, evler, yatırımlar ,birikimler, tasarruflar cep telefondan oynanan kumar ile kül oluyor..


Sosyal mecralarda hızla çoğalan, herhangi bir yeteneği olmayan ve niye bu kadar çok takip edildiklerini hala çözemediğim, fenomen dediğimiz kişilerin sanal kumara yönlendirmede, yaptıkları reklamlar yoluyla vatandaşın dolandırılmasında büyük bir etken olduğu apaçık ortada.

Sadece bunlarla kalsa iyi… Birden fazla ünlünün ve isim yapmış futbolcuların da kurulan sanal kumar tuzağına "gel gel" yaparak alet olması, konuyu daha ciddi bir hale getirdi. Yasa dışı bahis dediğimiz bu kirli tuzakta, Türkiye'den çıkan, yani bir şekilde bu tuzağa düşenlerin cebinden çalınan paranın yıllık 55 milyar dolar olduğu ifade ediliyor.

Rakam oldukça korkutucu. Zengin olma ya da en azından bir koyup 2-3 alma niyetiyle sanal kumar tuzağına düşenler bir taraftan soyup soğana çevrilirken diğer bir yandan da bu para yurt dışındaki kumar baronlarının cebine giriyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi de büyük miktarda zarara uğratılmış oluyor. 

Şimdi bahis sitelerinin nasıl çalıştıklarını anlatayım:

Mobil Uyumlu Platformlar: Artık herkesin elinde bir akıllı telefon var ve bahis siteleri bunu iyi kullanıyor. Her an her yerde bahis yapabilme lüksü, insanları daha fazla kumar oynamaya yönlendiriyor.

Cazip Promosyonlar ve Bonuslar: "Bir bedava bir!" diyerek, kullanıcıları kendi tuzağına çekmeye çalışıyorlar. İnsanların aklını çelmek için sundukları hoş geldin bonusları ve kayıp iade garantileri, aslında birer kurtuluş değil, daha büyük bir batağa sürüklenme belgesi.

Gizli Reklam Teknikleri: Yasal düzenlemelerin önünde engel tanımayan bu siteler, gizli reklam teknikleriyle insanları kandırmaya devam ediyor. Sosyal medya, dijital platformlar, hatta bazen en yakın arkadaşlar... Her yer bir kumarhane havasında.

Günümüzde ne yazık ki sanal kumarla mücadele zor ve daha sıkı takip istiyor.

Kanunlar nezdinde baktığımızda Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından verilen ruhsat olmaksızın bahis oynatmak suç. 7258 sayılı kanunun 5. maddesine göre; lisanssız oyun oynatanlar ve buna yer temin edenler 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası, 10.000 güne kadar adli para cezası alır maddesi mevcut.

Bu ceza oynatanlar için. Oynayanlar olmasa oynatanlar iş yapamaz. Oynayanlar için ne gibi ceza var işte burası konunun püf noktası. 7258 sayılı kanunun m. 5/1-d maddesi ile yasa dışı bahis oynama fiili kabahat niteliğinde kabul edilmiş. Yasa dışı bahis oynayanlar hakkında idari para cezası uygulanacağı öngörülmüş. Yani kanuna aykırı şekilde kurulan bahis sitelerinde bahis veya şans oyunu oynayanların yaptığı kabahat niteliğinde sayılıyor..

Ancak, unutulmamalıdır ki, bu tuzaklarla dolu dünyada, gerçek tehlike insanoğlunun kendi açgözlülüğünde yatıyor olabilir. Kumar bağımlılığına karşı savaş, sadece yasal düzenlemelerle değil, bireylerin bilinçlenmesi ve toplumun desteğiyle mümkün olabilir.