Kendimize oynadığımız oyunların yazarı Violet Alalof, bütün bu oyunları insanın kendini daha iyi hissetmek için oynadığını yazıyor: “Hayatımızın en çok şikâyet ettiğimiz alanlarına bir bakalım. Hani o hep düzeltmeye çalıştığımız, elimizden gelen her şeyi yaptığımız, karşımızdakileri değiştirmek için yıllardır çabaladığımız ama hiçbir sonuç alamadığımız ve devamlı şikâyet ettiğimiz durumlara bir göz atalım. Çok çaresiz görünüyor değil mi? Oysa her şeyi denediniz. Peki, neden çözüme gidemiyorsunuz?
Şimdi kendinize karşı çok dürüst olun. Bütün maskelerinizi kaldırın ve içtenlikle kendinize sorun. Şikâyet ettiğim durumlar aslında benim yarattığım ve onlardan beslendiğim durumlar mı? Yani aslında şikâyet ettiğim durumları ben; kendi gücümü bulmak, başardığımı ve sorunları halledebildiğimi görmek ve bundan dolayı kendimi iyi hissetmek için mi yaratıyorum?
Örneğin karşımdakinin güçsüzlüğü benim kendimi güçlü hissetmemi mi sağlıyor? O zaman çevremde güçsüz insanlara ihtiyacım var demektir. Ya da herkesin benden çözüm beklediğinden şikâyet etsem de aslında bu olaylara çözüm getirerek başkalarının takdirini kazanmak kendimi iyi mi hissettiriyor? O zaman çevremde çözüm bulamayan insanlara ihtiyacım var demektir.
İşin zorluğundan şikâyet ederek aslında böyle bir işi yürütebiliyor olduğumu ispatlamak ve bundan dolayı çevremden takdir almak benim gururumu mu okşuyor? O zaman zor işlere ve zor insanlara ihtiyacım vardır. Etrafımda hep sorunlu insanlar olduğundan şikâyet edip aslında herkese bu sorunlu insanlarla geçinebildiğim için ne kadar uyumlu olduğumu mu göstermeye çalışıyorum? O zaman çevremde sorunlu insanlar olmalıdır.
Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Burada görmeniz gereken şey aslında kendinizi daha iyi hissetmek için kendinize oynadığınız oyunlardır. Hayatımızda yarattığımız her durum bizim eserimizdir. Hayatımızın içinde olan her olay ve kişi tesadüf değildir. Biz kendimizi deneyimlemek için bu şartları hayatımıza çekeriz.
Bu farkındalıkla yaşayanlarımız şikâyet etmek yerine olayın dışına çıkıp bu olayın içindeki gerçek rolümüzü görüp şartları seçimlerle değiştirme gücüne sahip oluruz. Esas güç budur. Enerjinizi başkalarını değiştirmeye adamaktan çekip, tek değiştirebileceğiniz kendinize çevirirseniz o zaman görünenin aslından çok farklı olduğunu kavrarsınız. Her olayın, durumun sizin yarattığınız bir senaryo olduğunu görürsünüz. Başkalarını değiştirmeye çalışarak ömrünüzü harcamayın. Onlar sizin yazdığınız senaryoda rollerini çok iyi oynayan oyunculardır. Memnun değil misiniz? O zaman senaryoyu değiştirin, baştan yazın.”