Evet… Yıl 1589 tam bundan 435 yıl önce idi. Osmanlı Devleti Türk İslâm düsturuyla, düşkün ve zorda olan insanlara yardım eli uzatırken; maalesef  yamyamlar yüzlerce Türk askerini kızartıp yemişlerdir.. Evet evet doğru okudunuz. Mombasa Savaşı sonunda yüzlerce Türk evladı yamyamlar tarafından  esir edilip ateşten kızartılarak yenilmiştir.

Peki neresidir bu Mombasa, nedir bu Mombasa Savaşı?

Mombasa Adası Doğu Afrika’da Hint Okyanusu kıyısındaki bir koy içinde yer almaktadır. Aynı adla anılan şehrin bir kısmı, toplam 14 km2’lik yüzölçüme sahip mercan kayalığından oluşan bu ada üzerinde, bir kısmı da 800 m. açığındaki kıyıda bulunmaktadır. İki kesim köprülerle birbirine bağlanır. Adanın yerli halkını meydana getiren on iki kabileden Vamvita’nın ismi Araplar’ın burasını Mifîta diye adlandırmalarında etkili olmuştur. 

Her şeyin fitilini ateşleyecek gemi 1497 yılında  Portekiz’den yelken açtı. Kaptan, Vasco de Gama’ydı. Afrika’nın Batı kıyılarından aşağı inerek Ümitburnu’na vardı; ardından Hint Okyanusu’na ulaştı. Avrupalılar, aradıkları yeni yolu bularak amaçlarına ulaşmışlardı. Bu bölgeler birdenbire çok önemli bir hale geldi. Özellikle Portekizliler; bu bölgelerde limanlar kurarak, devletleşememiş topluluklara saldırmaya ve onları sömürmeye başlamıştı. Portekizliler müthiş bir zenginliğe eriştiler erişmesine ancak gaddarlıkları da her yere yayılmıştı. Bu durum, coğrafi anlamda dağılmış insanları ortak bir düşmana karşı birleştirdi.

III. Murat döneminde Somali ve Kenya’daki Portekiz zulmünden bıkan Müslümanlar, çareyi Osmanlı Devleti’nden yardım istemekte buldu. Buradaki deniz seferlerinin başında ise Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa vardı. Hasan Paşa, bu görev için Türk denizci Emir Ali Bey’i seçti. 1585’te Emir Ali Bey komutasında bir deniz kuvveti bölgeye ulaşmıştı. 

1586 yılında tek bir gemiyle Doğu Afrika’ya giden Emir Ali Bey, bir Portekiz gemisine el koymuştu. Doğu kıyılarında Mogadişu’dan Mombasa’ya kadar olan bölgelerde Portekiz yönetimini tarumar ederek bir Portekiz gemisine el koydu, Somali ve Kenya’yı da Osmanlı’ya bağlayarak Yemen’e geri döndü. Bu başarısının ardında elbette yerel halkın desteği vardı. Portekizliler, Osmanlı bölgeden çekildikten sonra kendileri için önemli olan bu bölgeyi rahat bırakmadılar. Saldırılara devam ederek büyük katliamlar yaptılar, bunu duyan Yemen Beylerbeyi Hasan Paşa 1589’da bölgeye yeni bir sefer düzenlemeye karar verdi. İlk seferden tam dört sene sonra Doğu Afrika kıyılarına yeniden yelken açıldı. Fakat Osmanlı askerlerinin atladığı bir nokta vardı ki bu durum onların canıyla sonuçlanacaktı. 

Portekizliler, bu kez oldukça hazırlıklılardı. Çünkü ellerinde Osmanlı’ya karşı kullanacakları, Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan ve yamyam olarak bilinen “Zimba Kabilesi” vardı. Ellerinde binlerce mızrakla bekleyen yamyam kabile, Portekizlilerden aldıkları emirlerle Mombasa şehrini kuşatmışlardı. Şehri savunan Osmanlı denizcilerinin sayısı çok azdı, Emir Ali Bey, yamyamların karadan saldırması halinde top atışı desteği için tüm gemilerini kıyıya yaklaştırmıştı. Ancak kabile, saldırıya geçmedi. Çünkü bunun da bir nedeni vardı. 

Mombasa açıklarında 5 Mart 1589’da 18 parçalık Portekiz donanması belirmişti, Osmanlı askerleri bu baskını hiç beklemiyordu. Portekizlilerin komutanı Souze Countinho, kabilenin Emir Ali’ye saldırmasını emretmişti. Osmanlı donanması hem yamyamlarla hem de denizden Portekizlilerle savaşıyordu. Donanma, bir süre sonra yenik düşerek Mombasa’yı ellerinden çıkarmak durumunda kaldılar.  

“Mombasa Türklerden alındı, Emir Ali Bey esir edildi ve Lizbon’a götürüldü. Türk leventleri, güneybatı'ya, Tanganyika’ya kaçtılar. Fakat Güneydoğu Afrika’yı harabeye çeviren Bantu ırkından Zimbaların eline düştüler. Yamyam olan Zimbalar, yakaladıkları Türk leventlerini kızartıp yediler.” 

Kaynaklara göre Mombasa’ya giden hiçbir Osmanlı askerinden haber alınamadı, kimi kabileye yem oldu kimisi de Portekiz gemilerinde köle olarak ömür boyu kürek çekti. 

Tarihe Mombasa Savaşı olarak geçen bu savaş, Osmanlı Devleti’nin Doğu Afrika kıyısındaki faaliyetlerini bitirdi. Tarihte bir örneğine rastlanmayan bu vahşice olay ne yazık ki Türk leventleri yani Türk Milleti için unutulmaz vahşi ve acı bir olay olarak tarih sayfalarında yerini aldı. Bu yazıyı Portekizliler ve yamyamlar tarafından vahşice şehit edilen kahramanlara ithaf ediyorum. Mekanları cennet olsun