"Mini mini birler, çalışkan ikiler" diye başlayan okul tekerlememiz ile pandemi kıskancında okullarımız açıldı. 

Okullar açıldı açılmasına ama, eğitimde kara deliğe doğru sürüklenmemiz tam hız devam ediyor. 

Yıllardır belki de ağzımıza sakız ettiğimiz fişli "Ali ata bak"lı dönemler bugünlerden çok daha iyiymiş. O günlerde Ali sadece ata bakardı. Bugünün Ali'leri telefona, tablete, bilgisayara bakmasına rağmen resmen bakar kör olmuş, Fişlerden, hayattan umudu kesilmiş ve fişi çekilmiş bir eğitim nesli geliyor. 

Pandemiden oldu tüm bunlar. Yoksa her şey güllük gülistanlıktı" diyorlar. Tabii bunu söyleyenler tuzu kuru olanlar. 

Kovit bile fakir hastalığı. Zengin bastırdı parayı özel dersle, özel hocayla işi kurtardı. Fakirin bebesi köyünde internet bulsa, tablet bulamadı, her ikisini de bulsa, gün geldi elektrik bulamadı. 

İşin en enteresan tarafı ise, bu kadar tezatlığa rağmen bunun adına yüzümüze baka baka "eğitimde fırsat eşitliği" dendi. 

Neyse! Gelelim asıl konumuza. 

Aylardır, okullar açılsa da çocuklarımız yüz yüze eğitime başlasa diyen, birçok ebeveynin, okulların açılmasıyla bitmeyen okul masrafları sevinçlerine gölge düşürdü. 

Bir baba düşünün, sonra bir aile: çocuklarını okuturken çile, keder ve kahırla iç içeler. 

Ülkemizde 2003 yılında başlayan uygulamayla, okul kitapları tüm öğrencilere ücretsiz dağıtılmaya başlandı. 

Ders kitapları ücretsiz ama okulların verdiği listelerler de kıyafet, ayakkabı, çanta ve kırtasiye için veliler kara kara düşünüyor. 

Pek haksız da sayılmazlar. 

Her ay zamlanan elektrik, doğalgaz, su, mutfak masrafları, kiraya gibi giderlere okul masraflarda eklenince vatandaşın sırtındaki kambur daha da büyüyor. 

Devletimiz, sosyal devlet anlayışının en güzel örneklerinden olan "ücretsiz ders kitabı" uygulamasını bugüne kadar aksatmadan başardı. Ama ne yazık ki son yıllarda bazı eğitimciler bu güzel uygulamayı boşa çıkartmaya başladı. 

Okul ders kitapları öğrencilere ücretsiz veriliyor ama. Öğretmenlerimiz, devlet tarafından verilen kitaplara ek olarak alınması istenilen kaynak kitap ve o kitabın alınacağı kırtasiye mağazası ismini de belirterek yeni bir liste oluşturuyorlar.

Üstüne bir de bu kaynak kitaba göre çocuklara ödev verip, sorumlu tutuyorlar. 

Yani parası olmayıp, bu kaynak kitabı alamayan öğrenci, derslerinde başarısız oluyor. 

Veliler de önemli bir yükün altına sokuluyor. 

Yetmezmiş gibi daha binmeden zamlanan servis ücretleriyle aileler maddi anlamda kapana kısılmış durumda.

Evlatları daha iyi eğitim alabilmesi için piyasa değeri 350 ile 500 TL arasında değişen yardımcı kitaplarının borç yükü altına giren babanın psikolojisini tahmin edebiliyor musunuz?

Üzülerek dikkat çekmek zorundayım, dar gelirlilerin evlerinde huzur kalmadı. Aile arasında yaşanan şiddetin en büyük nedeni maddi imkansızlıklar!

Böyle bir ortamda büyüyen, yetişen ve eğitim alan çocukların durumu zaten ortada!

İntihar eden babaları, uyuşturucunun pençesindeki körpecikleri de ilave edelim!

Kısacası ekonomik manzaraya gururla bakamıyoruz, imrenemiyoruz. Tablo karanlık, eğitim politikaları yerlerde sürünüyor, dar gelirli babaların, annelerin gözyaşları arşa yükseliyor.

...