Beyoğlu Yeşilçam sokakta çıkan yangının Cuma günü akşamı televizyonlardan naklen verilmesi kanımı dondurdu. 

Bu olay naklen bir yangının veya bir ölümün verilmesi olayı değildi. 

Bu olay naklen bir cinayetin TV'den verilmesiydi. 

Film yapımcısı yaşlı kişinin, yanmakta olan binanın balkonundan çaresiz şekilde halka seslenişi ve ölümlerin en kötüsü olan yanarak ölmeyi bekleyişi insanın hafızasından kolayca silinebilecek bir olay değil. 

Sokaklar dar olduğu için itfaiye araçlarının o binaya ulaşamaması bir mazeret değildir ve bu cinayeti mazur gösterecek bir bahane ileri sürülemez. 

İtfaiye yetkilileri yan binadan bir halat atarak ölümü bekleyen vatandaşa yaşama şansı verebilirlerdi. 

Sokaktaki onca insan ve Emniyet yetkililerinin aklına nasıl böyle bir  çözüm gelmedi anlayamadım. 

Bina fazla katlı bir bina değildi. Portatif bir merdiven de dayayıp şahsın yanına ulaşılabilirdi. 

İtfaiye araçlarında halat olup olmadığını bilmiyorum, ama yoksa mutlaka bundan sonra bulundurmaları elzemdir. 

Uzakta kalan itfaiye aracının hortumlarının eklenerek uzatılması çalışmaları hayli uzun sürünce, etraftaki vatandaşlar, Emniyet mensupları ve TV kameramanları yangın felaketini bir film gibi izlemekle yetindiler. 

Sokaklara itfaiye aracının girişini engelleyen düşüncesiz insanlarsa, cinayete sebebiyet vermekten yargılanmalıdır bence. 

İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.