Sanırım "Afro - Avrasya" deyimini ilk defa, Sayın Ahmet Davudoğlu kullanmıştı. MÜSİAD'ın 10. Uluslararası Fuarıyla bu deyim daha da yaygın olarak duyuldu. Afrika,  Avrupa ve Asya kıtalarını kapsayan; tarihî, kültürel bağlarımız ve ekonomik imkânları yönüyle bu alanın önemini, Sayın Dr. Ömer Bolat'ın açılış günü yaptığı konuşma refakatinde bir başka yazımda ele almak istiyorum.  

CNR Expo Center'da, MÜSİAD'ın bu yıl onuncusu yapılan Uluslararası fuarı ve eş zamanlı olarak Grand Cevahir Otel'de tertiplenen, 8. Uluslar arası İş Forumu oldukça başarılı organizasyonlardı.  

Yaklaşık 50 ülkeden işadamı, siyasetçi ve akademisyenin katılımıyla doğan manzara, bir ekonomik faaliyet olduğu kadar bir entelektüel etkinlik olarak da kendini gösteriyordu.  

 "Hem Ziyaret, Hem Ticaret" cümlesi bir fuar sloganı olarak tamamen isabetli ve sempatik bir cümleydi. Fakat dikkat edildiğinde görülecektir ki, bu sloganı çok daha fazla aşan ve Türk girişimcisinin geniş ufkunu gösteren, her biri tek başına bir organizasyona isim olacak tabirler de vardı.  

"Türkiye Markası", "Afro - Avrasya Davos'u" , "Hedef Küresel Pazarlar", "Ticaret Olimpiyatı", "Küresel Buluşmanın Merkezi: İstanbul", "İhracatımızı Marka, İthalatımızı Fason Yapmalıyız" ifadeleri bunlardan bazıları.   

Bizler, toplum olarak genellikle günlük hayatın karamsar yönlerini daha fazla görmekteyiz. Aslında bu yaptığımız yerindedir de. Çünkü maalesef, gerçekten sıkıntıları oldukça fazla olan ve -kim ne derse desin- gittikçe de işsiz, fakir sayısı artan bir toplumuz. Doğan her yeni gün, ekonomide ve uluslararası ilişkilerde aleyhimizde gelişmeler getiriyor.  

Günden güne bunalımlarımızın arttığı bir hayat akışı içerisinde insanın, ülkemize yönelik global tehditlere fazlaca dikkat etmesinden daha tabiî ne olabilir?  

MÜSİAD'ın kurucu genel başkanı, IBF Başkanı Sayın Erol Yarar'ın bahsettiği "finansal terör" ise dünyamızın  bir başka gerçekliğidir.  

Bu karamsar ortamda MÜSİAD'ın seçtiği hedefleri işaret eden, yukarıda verdiğimiz ifadeler acaba sadece teselli mahiyetinde sözler midir?  

Ömer Bolat'a göre bu hedefler, Türk iş aleminin ulaşabileceği hedeflerdir:  

""Firmalarımız, dünyadaki en gelişmiş ülkelerdeki rakipleriyle boy ölçüşebilecek konuma gelmiş durumdadır."  

"180 ülkeye 19 bin kalemden fazla malı ihraç ediyor olmamız Türk Sanayicisi, firmalar, üreticiler ve işadamlarımızın kalite ve yüksek standartlı ürün anlamında önemli ilerlemeler sağladıklarını gösteriyor."  

Bu arada, iyi şeyler de yapılabileceğini işaret eden çalışmalar, elbetteki milletimizin gayret ve dinamizmini artıran etkenler olacaktır.  

Sadece MÜSİAD'ın değil benzeri kuruluşların hepsinin, Türkiye'mizin ekonomik kalkınması yolunda yapacakları samimi çalışmalarında başarılar diliyoruz.  

Siyasetin çözüm üretemediği ülkemizde insanlarımızın bireysel ve örgütsel çalışmalarına ümit bağlamış durumdayız.  

Yakın zamanlarda her şeyi devletten bekleyen insanımız, politikacıların yetersizliği yüzünden, artık şu gerçeği anlamış bulunuyor:  

"İş, başa düştü".