Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkartacağız. -Gazi Mustafa Kemâl Atatürk- (1933)

             

            BİLDİRİ-YORUM okuyucularına, Türk Kültürünün gönüllü elçiliğini yapan ve kendi milli değerlerine sahip çıkan inançlı bir Türk ailesinin neler yapabileceğinin en güzel örneğini veren KUDAR ailesini ve bu ailenin yaşadığı Kazdağları eteğindeki TAHTAKUŞLAR Köyünü tanıtmaya devam ediyorum.

Şimdi tekrar Selim KUDAR'ın kitabına dönelim. 33 x 22 Cm ebadında, birinci hamur parlak renkli kuşe kağıda basılan ve tamamen renkli yüzlerce resim ve motifin süslediği 212 sayfalık TAHTAKUŞLAR kitabı tam bir kültür hazinesi görünümündedir.

Şöyle diyor Selim KUDAR;

" Ben Kazdağlarında doğmuş Tahtacı Türkmenlerindenim. Orta Asya'dan gelmiş Oğuz Boylarından olan TAHTAKUŞLAR Köyünde yaşıyorum. Yeni bir kimlik aramıyorum. Benim kimliğim ve tarihim zaten var. Ama bugüne kadar yanlış yazılan yazılara gerçekleri ispatlayarak kim olduğumuzu anlatmak istiyorum. Nereden geldik.? Biz kimiz.? Kullandığımız semboller, motifler, takılar, nazarlıklardan yola çıkarak her biri ayrı birer anlam ifade eden ögeler ile bunların günümüze ve özellikle  Tahtacı Türkmenlerine nereden geldiğini ve tüm dünyada varolmuş uygarlıklar ile ortak yönlerimizi ortaya çıkarmak istiyorum.

Ben bunları yaparken bugüne kadar yapılan yanlış yayınlarında ayıklanacağına inanıyorum. Doğanın yalan söylemeyeceği gibi sembollerinde yalan söylemeyeceğine inanıyorum.

Takılar, semboller ve nazarlıklar gibi objeleri araştırırken; en eski toplumlardaki kullanım yerlerini, anlamlarını ve işlevlerini bilmeden günümüze gelinemeyeceğini bildiğim için çok eskilere, yerli toplumlara bakmadan olmayacağından ben de öyle yapacağım.

Bu nedenle ilk çıkış yerini bulmak için eski uygarlıklara, Orta Asyaya, Meksika'ya, Peru'ya, Aztek, Maya ve İnka Kültürlerine daha öncelerdeki efsane ve söylentileri de göz ardı etmeden, batık kıtalar MU ve ATLANTİS'e de yer vermeden bu işin tam netice vermeyeceğine inanıyorum. Bu maksatla kitabımın adını da MUATAZMAYİNŞATÜRTA koymayı uygun gördüm.  Yani M.Ö: 70000- M.S: 2004 arasında yer alan MU + ATLANTİS + AZTEK + MAYA + İNKA + ŞAMAN + TÜRKMEN + TAKILARI incelenmek suretiyle sonuçta kim olduğumuzu, nerelerden geldiğimizi, neler yaptığımızı ve neden yaptığımızı bulacağız."

Böyle devam ediyor Selim KUDAR. Bol resim ve motif örnekleriyle süslenen kitabında halen yaşattıkları kültürün binlerce yıllık kökenini araştırıyor. Ve bunları bilimsel bir dilin sıkıcılığı içinde değil, halk dilinde ve herkesin anlayabileceği şekilde açıklıyor. Türk kültürü ile diğer kültür ögeleri arasındaki büyük benzerlikleri ortaya koyarak dünyadaki Türk ayak izlerini takibediyor. Sonuçta binlerce yıldan günümüze Kazdağları eteklerindeki küçük Tahtakuşlar köyünde yaşattıkları kültür zenginliğine ulaşıyor.

Kültürün muhafazası şarttır ve zorunludur. Kültürün muhafazası için gösterilen gayretler hiçbir zaman eskiye körü körüne bağlılık değildir. Çünkü kültür bugün bizimle yaşayan bir kavramdır. Eskiden beri kullanılıyor olması onu hiç bir zaman eskitmez ve değerini düşürmez.

Kültür; milletleri sonsuza kadar yaşatacak bir ulu kaynaktır. Bu kaynaktan esinlenmeden, yararlanmadan ve bu milli değerler gözönüne alınmadan oluşturulan eserler milli olmak vasfını kaybederler. Her maddi eser bu değişmez kaynaktan mutlaka yararlanmak zorundadır. Çağdaş bütün eserler kendi milli kültürlerinden yararlandıkları nispette evrensel boyut kazanırlar ve zenginleşirler.

Başka kültürlere benzemeye çalışmak, başka kültür değerlerine kendimizi adapte etmeye uğraşmak millete ve devlete yapılan en büyük hıyanettir. Çünkü benzemeye çalıştığımız kültür değerlerine tam anlamıyla ulaşmamız asla mümkün değildir. Eğer ulaşabilmek isek o zaman biz biz olmaktan çıkmışızdır.

Türk Kültürü tamamen bize özgü bir karakter içerir. Her türlü sanat faaliyetinde, ilimde, ahlakta, siyasette, askerlikte, resimde, müzikte, yazıda, dini inanç ve ibadetimizde, vatan sevgimizde, arkadaşlık ve dostluklarımızda, aile ve komşuluk ilişkilerimizde, savaşta ve barışta ayni ortak milli değerlere sahip insanlar olarak kendimize özgü ayni davranış biçimi sergileriz. Bu davranış biçimimiz binlerce yıllık bir tarih süzgecinden gelerek bizlere ulaştığı için, sergilediğimiz bu davranışların benzerliği ve yaygınlığı Türk kültürünün zenginliğinin, köklülüğünün ve sağlamlığının en güzel belirtisidir.

Kültür toplumumuzun yarattığı her şeyde, yaşadığı her alanda kendini gösterir. Çünkü Türk Kültürü Türk milletinin yaşama stili ve yaşama biçimidir. Bizler bu yaşanan zengin kültürel değerleri TAHTAKUŞLAR köyündeki Etnoğrafya Galerisinde ve bu galerinin yaşayan canlı bölümünü temsil eden Tahtakuşlar köylülerinde görmekteyiz.

DEVAM EDECEK