Türk milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş meydanlarında boy ölçüşmek lazımdır.  (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk-1937)

Cumhurbaşkanı’nın da katıldığı görkemli törenle diplomalarını alan 2024’lü Teğmenler Türk Subayına yakışanı yaptılar.

15 Temmuz FETÖ darbesinden sonra özellikle Türk Ordusunun subay kaynaklarında yapılan radikal değişikliklerle yıpratılma yolundaki tüm gayretlerin boşa çıktığını bu asil Türk gençleri diploma töreni sonunda yaptıkları yemin ile dünyaya duyurdular.

Coşku ile söyledikleri Harbiye Marşında “Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti / Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız (bekçisiyiz)” dizelerinde haykırdıkları gerçeğe sadık olduklarını dosta düşmana bir kere daha gösterdiler.

Yurdumun sokaklarında Anayasanın emredici ve yasaklayıcı hükmüne rağmen cübbe, takke ve çarşaflarla adeta gövde gösterisi yapan tarikat ve cemaat mensuplarına “biz buradayız, aklınızı başınıza alın” dediler.

Türk Ordusu olarak Anayasayı sahiplendiklerini haykırdılar.

Ve tüm baskılara rağmen onlar genlerinden aldıkları tarihi güçle Ordu-Millet Türklerin gerçek Mehmetçikleri olduklarını korkmadan gururla açıkladılar.

Türk Milleti gözün aydın olsun.

Hiç şüphe yok ki bu teğmenlerle güçlenen Türk Ordusu bu Cumhuriyeti koruma görevini Milletine ve Atasına yakışacak şekilde yerine getirecektir.

Türk ordusunun diğer ordularda bulunmayan çok önemli üstünlükleri vardır. Ve bu üstünlükler 12.000 yıllık köklü tarihi geçmişin kazanımlarına sıkı sıkıya bağlanarak kazanılmıştır. Beklentilerin aksine Türk ordusu kendini güçlü sanan küresel odakların saldırılarına karşı dimdik ayakta kalabilecek milli ve tarihi değerlere sahiptir.

Türk Ordusu; dünyadaki bilinen en eski askeri gücü temsil eder. Türk milletinin binlerce yıldan beri taşıdığı Ordu-Millet olma vasfı, askeri kültürünün zenginliğinin ve gücünün veciz ifadesidir.

Tür ordusunun subayları; komuta ettikleri birliklerin barış ve savaşta hem eğiticisi, hem öğreticisi, hem gözeticisi ve hem de yöneticisidir. Onlar; askeri bilgisi ile, kuvvetli iradesi ile, adaleti ile, tutum ve davranışları ile, cesareti ile kıt'asına sahip olabilen ve onları peşinden ölüme sürükleyebilen kimselerdir. Ve netice olarak muharebeyi tank, top, tüfek, uçak, gemi, ve araçlar değil, muharip er ve erbaşlar değil, onları yöneten Türk subay ve astsubayları kazanır.

Şehit kanı ile sulanarak kazanılan kutsal vatan topraklarını savunmak, asil Türk milletinin hürriyet ve istiklali ile şeref ve haysiyetini korumak görevini üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri; Türk milletinin tarih sahnesinde göründüğü andan itibaren hizmet veren bir ocaktır. Bu ocağa katılanlar namus ve şerefleri üzerine vatanı koruyacakları ve canlarını bu uğurda seve seve vereceklerini belirterek and içerler. Bu yemin Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi ve moral gücünü temsil eder..

Askerlik; tam anlamıyla bir inanç mesleğidir. Türk askeri için rütbesi ne olursa olsun gelenek ve göreneklerinden, milli hislerinden, Türk töresinden gelen inanç ve kültür değerleri binlerce yıldır özde değişikliğe uğramamış ve köklü bir miras olarak günümüz nesillerine intikal etmiştir. Tarih boyunca devlet ve milletin varlığını, dirlik ve düzenini, birlik ve beraberliğini, güçlü ve disiplinli bir ordunun ayakta durması ile kaim gören kutsal bir inanış her zaman toplumda geçerli olmuştur. İşte bu yüzden Türk milletini kendi evlatlarının oluşturduğu ordusundan ve Türk ordusunu Türk milletinden ayrı düşünemezsiniz.

Türk askeri; şan, şöhret, makam veya kişisel hesaplar için çalışmaz. O’nun fikri yapısı; nasıl daha iyi hizmet yapabileceği, savaşa en iyi nasıl hazırlanacağı, asker ocağındaki manevi değerler, sevgi, saygı ve disiplinini nasıl koruyup birlik ruhunu ve vazife bilincini nasıl geliştirip en üst düzeylere erişileceği üzerinde toplanır.

Silahlı Kuvvetlerimizin asli gücünü ve moral kaynağını oluşturan disiplinli bir ordu olma vasfı bütün dünya milletlerinin malumlarıdır. Türk askeri denince akla hemen disiplinli bir ordu gelir. Tabiidir ki disiplin ancak iyi bir eğitimle sağlanır. Türk askeri bu disiplini korku ile değil, vicdanı sesine uyarak geliştirir. Bu disiplin, ondaki inanç ve ruh halinin, vatan sevgisinin ve atalarından devir aldığı kutsal vatan topraklarının korunmasını daha iyi yapabilme aşkının bir belirtisidir.

Ülkemizin ilgi ve tesir sahasına giren Balkanlar, Kafkaslar ve Orta doğu bölgesinde cereyan eden olayların meydana getirdiği büyük risk ortamında her an muharebeye hazır güçlü orduya sahip olmamız coğrafyamızın kaçınılmaz gereğidir.

Türk Orduları; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin belkemiğidir ve cumhuriyetin bek ’asının gerçek teminatıdır. Onsuz bu coğrafyada yaşamamız asla mümkün değildir.

Unutmayalım ve unutturmayalım;
“DEVLETLERİN ÖMRÜ, ORDULARININ ÖMÜRLERİ KADARDIR”