Bodrum’dan gün ışığı ile birlikte hareket ettik.  Milas – Söke yolu üzerinden yaklaşık 3 saat sürdü. Yolculuk sırasında Ege türküleri çalıyordu radyoda. Ormancı türküsü “Çıktım Belen Kahvesi'ne baktım ovaya, Bay Mustafa çağırdı dama oynamaya.”  Bir daha yazılır mı böyle bir türkü? Düşünmeden edemedim.  Ah bir ateş ver, Çökertme, İzmir’in Kavakları türküleri sırasını bozmadan çalıyordu.  Bölgedeki dağlar aykırı olmak için denize dik uzanmışlar.  Dağların bu tutumu hayranlıkla izlemeye değer. Gerek doğası, gerek insanları, gerekse türküleri ile Türkiye’nin en güzel bölgesi. 

Dünyanın neşesi Bayındır, Ödemiş ve Tire dolaylarında "bayındır bayındır insanları hayındır" tekerlemesi ile anılıyor. Tekerlemenin hikâyesini araştırdım.

 Günlerden bir gün yabancı bir adamın yolu buraya düşer. Adam camii 'ye girdiğinde ayakkabıları çalınır ve çıkışta merakla her gördüğü kişiye ayakkabılarını sormaya başlar. Bayındırlılar ise, ayakkabılarını dana'nın yediğini söyler adama.

Adam 'da bu cevap üzerine;

Bayındır, Bayındır!

İnsanları hayındır, dana pabuç yemez ama bu da bana oyundur, der ve çaresiz yalınayak yollara düşer.

İşte tekerlemesi bu hikâyeden türemiş yerleşim yeri Bayındır’a ulaştığımızda büyük bir kalabalıkla karşılaştık.  “Çiçeğin hikâyesi Bayındır’da başladı.” Temasının, işlendiği şölene akın vardı.

 Festival alanına girince “Sizin için geldim buralara ”diye seslendim.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayındır Belediyesinin işbirliğinde düzenlenen 22. Bayındır Uluslararası Çiçek Festivaline geçen yıldan hazırlanmıştım. 4 Mayıs Cumartesi günü bende çiçeklerin arasındaydım.  Atatürk Caddesinde “Heyecanla buluştuğum güzellik” diyebilirim. Sabah kimseye görünmeden açan Ege Bölgesinin tümünün, Türkiye’nin%70’inin çiçek ihtiyacını karşılayan 100 kadar çiçek çeşidi bulunan koskoca bir çiçek evi olan Bayındır çiçekli penceresini dünyaya açmış. Yüzlerce çeşit çiçekle oluşturulan rengârenk sergiler, renk cümbüşüyle binlerce ziyaretçiyi büyüleyen üreticiler, ürünlerini pazarlamak için harika görseller oluşturmuşlar. Festival alanında yukarı doğru çıktığımızda Bayındır Belediye binası önünde verilen konser dinlemeye değerdi.    Süslenmiş develeri gören çocuklar biraz şaşkın, biraz ürkekti.  Anı yakalayıp fotoğraf karesine sığdırmak için eller deklanşörde.

Yaşam felsefem” çiçekler nerede ben orada” olmasıdır. Bayındır; huzurlu sevgi dolu bir hayatı dileklerini çiçeklere iliştirerek sergilemiş. Çiçek kavramı çocukluğuma gidip geldiğim zaman tünelidir.  Yol kenarlarında bulunan papatyaları toplardım. Saçıma taç yapardım. Dayanamam çiçeklere. Vurgunum. Çiçek denilince çocukluğumda ki bahçemiz gelir aklıma. Bahçede pembe, mor hatmi çiçekleri, yıldız çiçekleri, kadife çiçekleri gelir aklıma. 

Çiçek denilince Küçük Prens gelir aklıma. Defalarca okuduğum bir kitap. Küçük Prens’te çiçek, ilk açıldığında en güzel olan ve fakat kısa sürede ölüp giden aşkı temsil etmektedir.

  

Bayındır’da Tarihe yolculuk

Sadece uluslararası çiçek festivali ile anılan bu şirin beldemiz tarih kokuyor. Birçok camii, kilise, türbe, mescit tarih nöbetinde. Tarihi eserlerle ilgi bilgi topladım. Belediye bu konuda oldukça yardımcı oluyor.   

Eski hükümet konağı: Yapılışı 1871 yılı olan Eski Hükümet Konağı 1940 yılına kadar hükümet konağı olarak hizmet verdi. Bayındır Belediyesi Eski Hükümet Konağı restorasyon projesiyle Tarihi Kentler Birliği 2011 ulusal restorasyon uygulama ödülü kazandı.

Hacı Sinan Külliyesi: Basra Tepesi üzerine Hacı Sinan Çelebi tarafından yaptırılan, ilk kayıtlara göre 1495 yıllarında adı geçen tarihi Camii, Osmanlı mimarisi özellikleri gösteriyor.

 Eski Tekel Hanı: Baştaş Caddesi üzerinde yer almakta olan hanın giriş açıklığındaki kemer kilit taşı üzerinde Latince 1869 tarihi görülmektedir. H1322/ M1904 tarihli bir belgede ise yapının gayrimüslim Rum Hacı Save Efendi ye ait olduğu tespit edilmiştir.

  

Bayındır Tren İstasyonu: 1883 yılında yapılan tarihi Bayındır Tren İstasyonu ulaşım noktası olarak hizmet vermektedir.

Tarihi Çamaşırhane: Halk arasında esvap hane olarak bilinen, günümüzde çamaşırhanesini yitirip çeşmesini koruyan bir miras.

 Bayındır Tarihi Hamam:  Şehir Hamamı diye anılan yapının 1196/1781-82 yılında inşa edildiği kayıtlarda.

 Kilise Hamamı: 700 yıllık olduğu tahmin edilmekte olan hamamın yan duvarı eski Rum kilisesine ait ve eklentisinde bir de sarnıç bulunmakta.

Bayındır’da Çiçek Festivalinin doğuşu

Çiçekçilik Bayındır’da başlı başına bir gelir kaynağı olmaya başlayınca, ilçenin bu alanda sesini duyurmak ve üreticilere pazar imkânı sunmak için 1998 yılından itibaren her yıl nisan ayının sonunda çiçek festivali düzenlenmeye başlanmış. 2010 yılında uluslararası bir nitelik kazanan festival programı büyüdükçe büyümüş. 4 Mayıs sabahı gelmiştik kente. Neredeyse bütün bayındır tertemiz giyinmiş alana toplanmış, davul zurna çalıyordu. Alanda Atatürk'ün üç boyutlu görüntüsü ile fotoğraf çektirme uygulaması büyük ilgi gördü. Hareketsiz durmayı hedefleyen, çiçeklerle bezenmiş canlı heykeller festivale ayrı bir renk kattı. Özellikle genç kızlar, çocuklar başlarında çiçekli taçlarla salınıyorlardı. O kalabalıkta bir kişi geldi elimi tutu. “Ben belediye başkanıyım.” dedi. Herkesin gülüşü çiçeklere yansıyordu.  

Çiçeklerin festival alanından ayrılma anı

 Eller ve kucaklar çiçeklerle dolu. Mis gibi kokan, her gün büyüyen, gül goncalarının canlı, begonvillerin gülüştüğü, hanımellerinin göz kırptığı,  bebek karanfillerin doğmak için saatlerini beklediği, kadife çiçekleri ise her döneme renk katmanın mutluğu ile selamlıyorlardı.  Bahçesi olanlar, evinin bir köşesini, balkonunu tabloya çevirmek isteyenler çeşit çeşit çiçek satın aldılar.


 Alanda ilk kez çiçekler içinde yaprak dökmeyen, kırmızı parlak renkli, silindirik fırça şeklinde yaprakları olan Avustralya kökenli süsü bitkisi fırça çiçeği ile tanıştım.  Aynen biberon temizleyen fırçaya benziyordu.  Görsel olarak son derece hoş bir ağaç.

 Ege’de diğer festivallerde olduğu gibi keşkek kalabalıklar arasındaydı. Dinlenmek isterseniz Bayındır Belediye binasına yakın Kanarya Kafede dinlenmek size iyi gelecektir. Sonsuzluğun tohumlarını ekilmiş Bayındır ’da…


 Tarihi eserleri geride bırakarak çiçeklerle eve dönüş

Bu güzel çiçeklerden bal yapan arılar da çiçeklerle birlikteydi. Sevdiklerim, memleketim, toprak annem kokuyordu.

 Bu baharda avuçlarımda çiçeklerle zamanın içinde kayboldum.  Mutlu mutlu dönüyorum evime.

  


Gönlümle birlikte evimi de çiçek bahçesi yapmaya karar verdim. Renkleriyle, kokularıyla büyüleniyorum. O kadar güzeller ki, seyretmek ruhuma huzur veriyor.

  Teşekkürler Bayındır…