Dünden devam Hava başının güneyinin emniyetini, Ortaköy ve Gönyeli'yi savunarak sağlayan KTKA; 19-20 Temmuz gecesi atma ve indirme bölgelerini işaretlemiş, kabul ekiplerini teşkil etmiş ve gerekli yakın emniyet önlemlerini almıştır. Yunan Alayı saat 20.00 civarında tekrar tank ve zırhlı araçlarla, bu defa Gönyeli'ye doğru güneyden taarruza başladı. Başlangıçta taarruzu gelişen Yunan Alayının Gönyeli'nin bir kısım meskün bölgesini ele geçirmesi, Kolordu Karargahına Gönyeli'nin düştüğü şeklinde intikal etti. KTKA, Gönyeli'yi kahramanca savundu, karşılıklı ateş muharebesi sabaha kadar devam etti. Girne batısı 5 Mil Plajı'na çıkacak olan Çakmak Özel Görev Kuvveti, saat 09.00 sularında karaya çıkmaya başladı. Çıkarma harekatı, saat 12.00'ye kadar devam etti. Rumlar, bu bölgeden bir çıkarma harekatı beklemediklerinden tam bir baskın sağlanmış ve birliklerimiz, önemli bir mukavemetle karşılaşmadan çıkarma harekatının ilk safhasını icra etmişlerdi. Rumlar, ateşle etkili olmaya çalıştılar, Çakmak Özel Görev Kuvvetini denize dökecek çapta bir taarruz icra edemediler. Bölgeye sevk edilen RMM birlikleri, sadece ateş muharebesi ile yetindi. Çıkarma birliklerinin taarruzları da, Komando Tugayı birlikleri ile birleşemeden durdu. 20-21 Temmuz 1974 gecesi, Rumların ateşi ile, komuta yerinde 50 nci Piyade Alay Komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu şehit oldu. Daha sonra bölgede ateş muharebesi sabaha kadar devam etti. Bugün TMT, Ada sathında bulundukları yerleşim yerlerini, elverişsiz tüm koşullara rağmen kahramanca savundular. Bu mukavemet yuvaları önemli miktarda Rum kuvvetlerini tesbit ederek Rumların kati netice yerinde, yani Çıkarma Bölgesi ve Üçgen Bölgede siklet merkezi teşkilini önlediler. Rum liderlerinin, kati neticenin alınacağı yerleri tahminde gösterdikleri beceriksizlik ve affedilmez hata, analiz edildiğinde, TMT'nin çok önemli bir rolü olduğu görülecektir. TMT ve bu mukavemet yuvaları, 11 yıl Rumların korkulu rüyası olmuş ve kendinden beklenen görevi tam anlamı ile yerine getirmiştir. 20 Temmuz günü kahramanca savunan bu mukavemet yuvalarından, hiçbir ağır silahları olmadığından pek çok yakın hava destek isteği geldi. Ancak yakın hava desteği, Çıkarma Bölgesi ile Üçgen Bölge dışında başka yerde kullanılmadı, ateş gücümüzün tamamı kati netice yerine tahsis edildi. 20 Temmuz günü Üçgen Bölge'de, Lefkoşe ve Boğaz Sancakları bulundukları bölgeleri savunarak, Hava İndirme ve Komando Tugaylarının toplanma ve intikal hareketlerini başarı ile korudular ve atlayış bölgelerinin işaretlenmesi ve emniyete alınması, sıhhi ilk yardım, ulaştırma gibi faaliyetlerle, Türk Birliklerinin hareketlerini kolaylaştırdılar. Diğer sancaklar da seferberliklerini tamamlayıp, savunma mevzilerinde Rum birliklerini tesbit ettiler. Magosa'da, düşmanın Türk kesimi içinden kuvvet kaydırma teşebbüsü, Magosa Sancağı tarafından engellenince; 20 Temmuz 1974 sabah saat 08.30'da taarruza başlayan Rumlar, Namık Kemal Lisesini tanklarla kuşattılar. Bu kuşatmayı yarıp Magosa Kalesine ulaşmayı başaran mücahitler, kale dışında, bütün gün Rumların üstün taarruzlarına karşı, yer yer göğüs göğüse muharebe ederek savunmaya devam etti. Açık arazide mevzileri yerle bir olan mücahitlerle sivil halk, gece karanlığından yararlanılarak kale içine alındı. Savunma kalede devam etti. Serdarlı Sancağı, bugün sabah Magosa Boğazı'ndan Lefkoşe'ye giden bir Rum konvoyunu durdurmak için yola barikat kurarak ve bu konvoyu 6 saat geciktirdi. Daha sonra üstün Rum taarruzları üzerine mücahitler, Serdarlı'nın bir kısım mevzilerinden geri çekilmek zorunda kaldılar. Sivil halk Gönendere'ye nakledilerek, Serdarlı'da ikinci hattaki mevzilerde savunmaya devam edildi. Erenköy, Yeşilırmak, Lefke ve Poli mücahitleri üstün Rum taarruzlarına karşı başarı ile savunmaya devam ettiler. Çok kısıtlı imkanlarla bölgelerini savunmaya çalışan Larnaka, Limasol ve Baf mücahitleri üstün düşman kuvvetleri karşısında daha fazla dayanamadılar. Öğleden sonra Larnaka, Limasol ve Baf Rumların eline geçti. Bu acı haberler, o gün, diğer olumsuz haberler arasına karışarak hepimizi derinden yaraladı. 20 Temmuz günü ve gecesini özetlemek gerekirse; - Üçgen Bölge'ye havadan dört paraşüt ve dört komando taburu indirilmiş ve hava başı tesis edilmiştir. - Çıkarma Bölgesi'ne dört piyade, bir topçu taburu ve bir tank bölüğü çıkarak kıyıda tutunmuştur. - St. Hilarion, Bozdağ, Dikmen Tepe, Ortaköy ve Gönyeli ile Göçeri bölgelerinde Rum taarruzları durdurulmuş, St.Hilarion ve Bozdağ'a taarruz eden Rum komando Taburlarının azim ve iradeleri kırılmıştır. - Larnaka, Limasol ve Baf dışında TMT'nin bütün mukavemet yuvaları direnmektedir. - Türk Kuvvetlerinin yakın hava desteği dışında topçusu ve havanı yoktur. - Rum Liderliği panik içinde, şaşkındır. Sabah uğradıkları baskının şoku giderek artmaktadır. - Çıkan ve inen Türk Kuvvetleri, baskınla elde ettikleri büyük avantaja rağmen hava ve kıyı başını genişletecek taarruzları başlatamamışlardır. Boğaz'da Türk Karargahında oluşan paniğin etkileri, Ada sathına yayılmadan kontrol altına alınmıştır. Üçgen Bölge bütün gün yanmış, bilinçsiz bir ateş muharebesi, bütün gece de devam etmiştir. Bizim için her şey yarına kaldı...