Bayram seyran sevenlerden, bayramı dolu dolu kutlayanlardan değilim, demiştim bir yıl önce ki bayram konulu yazımda. Aynı duygu ve düşüncelerim bu bayramda değişmedi. Hala sevmiyorum ve hala kutlamıyorum. Gelecek senede değişmeyecek bu durum, sonra ki senelerde.

Öyle kızgın bir ifadeyle bakmayın lütfen. Getirin bana babacığımı ve tabi yanında eski bayramları da söz veriyorum o zaman ben de değiştireceğim bu sığ düşüncelerimi.

Her ne kadar bana kızıyor olsanız da biliyorum ki sizler de, içten içe hayıflanıyor, en az benim kadar özlüyorsunuz, o güzelim bayramları. Eskiden bayramlar şöyleydi, böyleydi gibi klasik cümleler kurmayı pek sevmiyorum. Ama bugün az da olsa eskilerden dem vurmadan geçmek istemiyorum.

Yaşanan birçok güzel şey gibi kurban bayramları da güzel geçerdi. Kesilen hayvanlar bu kadar tepki almaz, insanlar ortaya çıkıp katliam yapılıyor diye zırvalamazdı. Biz bile heyecanla beklerdik çocukken.

Alınan koyunu beslerdik, sonra kesilmesi gerektiğini bilir üzülsek de kavurmayı da afiyetle yerdik. İnsanlar yedi sülalesinin kapısını çalar bayramını kutlardı. En nihayetinde bayramdı. Ve gönülleri almanın tam zamanıydı. Öyle düşünürlerdi yani.

O günden bugüne geçiş yapıyor aklım ve iç sesim devreye giriyor. Hadi canım. Bayram kutladığınızı mı sanıyorsunuz şimdi siz? diye bangır bangır bağırıyor. Bağırıyor bağırmasına da, duyan kim?

İnsanlar harıl harıl tatil planları yapmakla meşgul. Ne bir heyecan ne de yüzlerde bir mutluluk ifadesi. Hiç.

Bazı vakıf ve dernekler hariç! Bir tek onların yüreği kıpır kıpır. Tatlı bir heyecan, tatlı bir telaş, hatta tatlı bir sevinç içindeler. Çünkü " Bayram" onlar için geliyor!

Kim mi bu arkadaşlar? Kurban, affedersiniz hizmet sever dernek ve vakıflar bunlar.

Vatandaşın ibadetlerinden olan Kurban'a" yardımcı oluveriyorlar. "Vekaleten" kesiveriyorlar.

Vekaleten kurban kesmeye hazır güya yardım dernekleri her yıl olduğu gibi bu yıl da iş başında.

Kimisi etin kendisine, kimisi derisine talip. Şu kadar taksit, bu kadar taksit. Yurt içi vekalet şu para, yurt dışı şu para. Bir yardım yapma sevdası ki, sormayın gitsin. Herkes kurbanın bir tarafından tutmaya çalışıyor.

Müslümanın kurbanını nasıl kopartabilirim yarışında.

Nasıl da ulvi bir iş yapıyorlar değil mi? Takdir etmemek elde değil.

Vatandaş kurbanını emin ellere teslim ediyor ve gönül rahatlığı ile tatiline gidiyor.

Buraya kadar her şey çok güzel.

Güzel de bu vakıf ve dernekler size gerçekten güven veriyor mu?

Bu tür derneklerin adından başka neyini biliyorsunuz?

En mukaddes duygu ve düşüncelere hitap ederek bağış toplayan; bizlerin de milli, dini ve insani hassasiyetimizle bağışta bulunduğumuz dernek ve vakıfları ne kadar tanıyoruz?

Misal; söz konusu derneği veya vakfı kimler kurmuş?

İnternet sitelerinde gelir gider dökümleri var mı?

Toplanan bağışlar nereye ve nasıl harcanmış? Bu belgelere ulaşmak mümkün mü?

Yapılan yardımların hesabı verilemeyen ve kayıtları incelemeye müsait şekilde tutulamayan bu kadar istekli dernekler neyin peşindeler. Neden bu kadar isteklilik, bu kadar reklam ve en önemlisi taksit olayı. Hem de kredi kartına taksit!

Dinimize göre kimlerin kurban kesebileceği, kimlerin kesemeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Peki, nedir bu taksit olayı. Ben taksitle, hatta kredi kartı ile alınan kurbanımı kestireceğim. Bu kurban güya bir Müslüman kardeşime gidecek, ben ise taksitlerini ödemek için uğraşacağım.

Vatandaşın durumu müsaitse zaten peşin olarak alır ve keser. Yok müsait değilse, zaten o durumdaki kişiye kurban farz değildir. Dinimize göre kimlerin kurban kesebileceği, kimlerin kesemeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Hadi diyelim ki; kurbanı zar zor taksitle aldı. Bu arkadaşın durumu zaten kritik. O halde neden yardım derneğine bağışlasın ki. Kendisi keser, sağ tarafını kurban kesemeyen yoksul ailelere 7 eşit pay olarak dağıtır. Kalan kısmını ise kendisi yer ve gelen misafirlerine ikram eder.

Demek ki bu malum dernekler, vatandaşın kurban kesme hakkını kullansın diye her türlü kolaylığı gösterebiliyor ve hatta taksit dahi yapabiliyorsa, kimse kusura bakmasın bu işte bir bit yeniği var demektir.

Hatırlarsanız yıllar evvel ülkemizde Kurban Bayramının hemen ertesinde "Kurban yolsuzluğu" patlak vermişti.

O yolsuzluğun merkezinde 4 dernek ve vakıf vardı. Kamuoyunca en sağlam, en dürüst zannedilenler de içlerindeydi. Vatandaşlarımızın bundan ders almış olduğunu umuyorum.

Fakat hala ısrarla "Kurban kesme" ilanları ile boy gösteren dernek ve vakıflara izninizle minik bir mesaj göndermek istiyorum.

Bırakın kardeşim. Her Müslüman kendisi kendi adına alsın kurbanını ve elini koysun üzerine, okusun kurban duasını. Hayırlısı ile gözü göre göre kessin kurbanını. İstediğine dağıtsın payını da derisini de.

Sevgi dolu, huzurlu bayramlar diliyorum.

...