İSTANBUL’DA TRAFİK
Cumhur EVCİL
İstanbul’da sabah ve akşam, özellikle de işe başlama ve bitim saatlerinde, ana akslarda trafik hızı yaya yürüyüş hızı ile eşit hale geldi. Belli kavşaklarda bu hız yaya yürüyüş hızının da altında seyrediyor. İtfaiye araçları ve ambulanslar gibi trafikte önceliği olanlar bile bu saatlerde, tampon tampona ilerleyen araçlar arasında sıkışıp kalıyorlar. Ne yangına ne de hastaneye yetişmeleri mümkün.
Bu büyük metropolün nüfusu süratle arttığından iş, aş, okul ve diğer günlük ihtiyaçları için trafiğe çıkan insan ve araç miktarı da devamlı artmakta. Ama bu artış doğrultusunda İstanbul’da ne yeni yol açmak mümkün ne de yolları genişletebilmek. Trafiğin yoğun olmadığı ara sokaklarda kamilen araç park yeri halinde. İki taraflı hem düzensiz park eden arçlar nedeni ile trafik için tabir caizse iğne deliği gibi bir şerit kalmış. İtfaiye araçlarının yangına müdahalesi için sokaklarda park etmiş araçların kaldırılması gerekli. Ancak, yangın söndürülmeyi beklemediğinden olanlar oluyor.
Kısa süre sonra yollarında araçların ilerleyemediği, trafiği kilitlenen bir şehir haline gelecek olan İstanbul’un kurtuluşunun yeni yasal düzenlemeler gerektirdiği ortadadır. İstanbul halkı 2011 seçimlerinde bu çok önemli ihtiyaca getirilecek çözümleri mutlaka aramak, siyasi partileri çözüme zorlamalıdır.
Yasal dzenlemeler aranadursun, halkın gerçekten acil bu ulaşım sorunu için İstanbul’u yönetenlerin hemen yapılabilmesi mümkün olan hususları devreye sokmalıdırlar.
Ben Kadıköy’de oturduğumdan basit bir iki örneği bu bölgedn vereceğim.
Haydarpaşa’dan Gebze istikametine saat 17.00-18.00 arası üç, 18.00-19.00 arası beş, 19.00-20.00 arası üç, Pendik’ten Haydarpaşa istikametinde de bu seferler kadar sefer yapılmaktadır. Kadıköy-Beşiktaş arasında şehirhatları vapurları yıllardan beri nedense saatte sadece iki sefer yapmaktadır.
Bu iki hatta da zaman zaman seyahat ederim. Trenlerde ve vapurlarda sıkışıklıktan hem rahatsız olursunuz, hem de ilgililerin ilgisizliğinden üzüntü duyarsınız. Gerek deniz yolu, gerekse demir yolu, yeni seferler düzenlenmesi için bomboştur. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde beş-on dakikada bir banliyö treni ve saatte üç dört gemi seferi yapılmamasına makul bir sebep bulunabilir mi?
Aynı şekilde yeniden düzenlenen Harem-Sirkeci araba vapuru seferleri gibi Kabataş-Üsküdar ve Boğazda uygun diğer yerler arasında araba vapuru seferleri yapılmasının köprülerin yükünü azaltacağı ortadadır.
İstanbul’da bir yakada oturup bir yakada çalışan 3-4 saati yollarda geçen insanların daha rahat ve daha çabuk seyahat beklentileri yanında trafikte vukuat-ı adiyeden sayılan kural ihlalleri, trafik magandaları, kavga ve gürültüler, görevlilerin kaba ve umursamaz tutumları dayanılmaz bir haldedir.
Bundan ayrı olarak şehir içi ulaşım hizmetlerinde kalite ve konfor beklentileri de öne çıkmaktadır. Belediyenin İstanbulda şehir içi ulaşıma pek çok değişik tip ve markada ve çok değişik renk ve konforda otobüs tahsis etmesinin belki makul nedenleri olabilir ama otobüslerin nereye ve hangi yollardan gideceğine ait standart bilgilerle teçhiz edilmemesine neden gösterilebilir mi? Yolcuların bir çoğu otobüs üzerindeki 2, 16, 17 gibi numaraların güzergahlarını bilmediklerinden sürücüye sormaktadırlar. Sürücülerin her kişiyi tek tek cevaplandırması mümkün olamadığından yolcularla sürücüler sık sık sürtüşmekte münakaşa etmektedirler. Oysa idare, metrolardaki düzene benzer, hatta dolmuş yapan minübüslerinin güzergahlarını belirten uygulamaları örnek olarak bu kavga ve gürültüleri hemen sonlandırabilir.
Yorumlar