Hayatın döngüsü hiç değişmiyor. Dünya döndükçe yaş alanlar, geleceğin emanetçilerine hep eleştirel bir bakış açısıyla bakıyorlar.

Bir yerde okumuştum: M.Ö.2500 Yıllarına ait Sümer tabletlerinde de 'Gençlik nereye gidiyor: yeni nesil tembel. bencil, saygısız ve ilgisiz.' yazıyordu. Düşündüğümüzde, aslında değişen bir şey göremiyoruz. Kuşaklar arası çatışmanın dünde olduğunu yarın da olacağını kestirebiliyoruz. Günümüze döndüğümüzde de yetişkinlerle, gençler arasındaki sorunları net olarak yaşıyoruz.

Bunu söylemekten hoşlanmıyorum ama şöyle de bir gerçek var. Kültürel erozyona uğramış bir gençliğimiz var. 

Sümerler bu çağda yaşayan gençleri taaa o zamanlar görebilselerdi eminim kendi gençlerine bu kadar haksızlık etmezlerdi.

Neyse!

Şimdi gelelim asıl konumuza. Son zamanlarda bazı topluluğa yönelik sunulmuş uygulamaların abartıldığı konusunda hemfikiriz sanırım. Kısaca özetleyecek olursak 'işin çivisi çıktı'

Eşref-i mahlukat olan insan, en sefil ve en aşağılık yanlarını internet sayesinde kendi eliyle ifşa etti.

Chat siteleri, MSN, Facebook, İnstegram.Az ve öz konuşan konuşan ağır adamların ve bir yabancının karşısında konuşurken utançtan yanakları kızaran o muhterem hanımların çocukları, torunları bir beğeni fazla almak, bir tık daha fazla izlenmek uğruna her düşüklüğe rıza gösterir hale geldi. 

You Tube, Facebook, İnstegram, Twitter gibi sosyal medya krallarını tahtından eden TikTok' tan bahsediyorum. Son yıllarda hızla yaygınlaşan anlık video paylaşım uygulaması. Türkiye'de yaklaşık 30 milyon kullanıcısı bulunuyor. 

12 yaşında kullanıcısı da var, 55 yaşında da.

Ama genellikle 15-25 arası yaş grubu kullanıyor bu platformu. 

Skeçler, replikler çekiliyor, playback yapılıyor.  

Göbek atanlar, amuda kalkanlar, dans diye saçma sapan hareket yapanlar, sağa sola tükürenler, gözlerini belertenler, böğürenler, komik olduğunu sanıp bayağılaşmakta çığır açanlar, karısını kızını çektiği videoya dahil ederek mahremiyetini ayaklar altına serenler. 

Skeçlerde her türlü sapıklığa rastlamak mümkün.  

Bunun yanı sıra kimi skeçlerde intiharlar, cinayetler iyi bir şeymiş gibi canlandırılıyor, beğeni toplanıyor, yorumlarda takdir ediliyor. 

Kimileri sosyal deney yapıyorum diye sokaktaki vatandaşın sabrını zorluyor.

Kimisi TikTok'ta fenomen olmak üzere sokakta denk geldiği genç kızlara ahlaksız tekliflerde bulunuyor, bunu da kayda alıyor. 

TikTok aracılığıyla Youtube kanallarına abone toplayıp- buradan para kazanmaya çabalayanların pek çoğu, her türlü utanmazlığı, serseriliği yapabiliyor. 

Fıkralar anlatılıyor, onların da büyük bir kısmı bel altı. 

18 yaş altı çocukların takip edip, fenomen gördüğü, onlara hayranlık duyduğu bir platform olan TikTok, eğlence platformu olmaktan çıkmış 

'Toplum nereye gidiyor?' sorusunu en fazla dillendireceğimiz, hatta bu sorunun yetersiz kalacağı bir mecra burası. Başkasının yerine utanmak, deyiminin bir anlam ifade etmediği hal durum. Toplu bir cinnet de diyebilirsiniz, toplu bir halüsinasyon da.

İnsanlık bir 'Like'ın kölesi olmuş durumda. Yapamayacakları hiçbir basitlik, düşemeyecekleri hiçbir çukur kalmamış gibi. TikTok'taki videoları izlediğimizde, istemsizce şu sözler dökülüyor dilimizden: Allah düşmanımı bile bu seviyeye düşürmesin! Ürkütücü bir hal. Bilinçsiz internet kullanımının, çağdaş insanı ne hale getirdiğinin görüntüsüdür izlediklerimiz. 

Elimizdeki telefonlardan internete dilediğimizde ulaşıyoruz.

Dünyayı bu küçük akıllı cihazlarla takip ediyoruz. 

İnternet dediğiniz bir okyanus: ucu bucağı yok: bol bol balık da tutmak var bu mecrada.  bir köpek balığının saldırısına uğramak da. 

Hafızası insan hafızasına benzemiyor bir defa gördüğünü bir daha unutmuyor, unutturmuyor. 

Yani diline düşmeye görsün!

Olmazsa olmazımız durumuna gelen internet ve akıllı telefonların yararı kadar zararı da var insanlığa. 

Sosyal medyada yaptığınız bir paylaşım misal.

Yıllar sonra karşınıza çıkıveriyor. 

Bir video bazen, bazen bir fotoğraf, bazen bir yazı. 

Dün yediğiniz hurmalar, bugün tırmalamaya başlıyor.

Ama son pişmanlık fayda etmiyor.

İnsanların ideolojisi değişebiliyor, fikri değişebiliyor, bakış açısı değişebiliyor.

İşte bu değişiklik yaşandığında geçmişi internette karşına çıkıveriyor. Bu en sıradan vatandaştan bu ülkeyi yönetenlere kadar olağan bir durum. 

İşte bu yüzden ailelere burada önemli görev düşüyor.

Akıllı telefonlara aklını kaptıran çocuklarınızı önce o telefona olan bağımlılıktan sonra da bu tür platformlardan kurtarın.  

İnanın bugün 'Bir şey olmaz' dersiniz yarın 'Çok geç' olur. 

Takdir sizin!