Filler alevler içinde, çılgın gibi oradan oraya koşuştururken, diğer canlılar buruşarak yere düşmektedir, vahşi ışınlar gökten yağmur gibi yağmaktadır. Ve ateş fırtınasının yanısıra Gurkha´nın silahının sesini duyanlar da ölürler. Bütün bunlar sanki nükleer bir patlamanın yanısıra radyoaktif çöküntünün birebir tarifi gibidirler. Gurkha´nın çok hızlı ve güçlü bir Vimana´sı vardır; Vrishnilerin ve Andhakaların üç kentine uçar ve saldırır, evrenin tüm gücünü taşımaktadır.

Duman ve ateş sütunları fışkırtır, on binlerce güneş parlaklığında ışınlar yayarak yükselir. Vimana´nın "demir şimşek" diye tanımlanan süper bir silahı vardır, her iki aşiretten sayısız insanı ve kentlerini küle dönüştürür. Cesetler tanınmayacak kadar yanarlar, ölmeyenlerin saçları ve tırnakları dökülür, çanaklar, çömlekler kendi kendilerine kırılırlar, yiyecekler zehirlenir. Kaçmaya çalışan savaşçılar ve eşyaları küllerle yıkanmaktadırlar.

Saubha´nın görünmez olduğu anlatılır sanki Krisnha hedefi hiç şaşırmayan akıllı bombalar kullanmaktadır. Bu arada atılan bir okun "roketin" sesiyle savaşçılar ölürler, Salva´nın askerleri "Danavalar" acı çığlıklar atarak yerlere düşerler, onları güneşe benzer parlaklığı olan okların sesi öldürür. Sauba kaçmak için saldırıya kalkışır, o zaman Krisnha "özel ateş silahı"nı kullanır bu silah güneş şeklinde halesi olan bir disk şeklindedir. Ve disk Saubha´yı ikiye böler, "kent" gökten yere düşer ve Salva ölür.

Bu olay, Mahabharata´nın sonudur. En garip silahlardan birisi Pradyumna´nın kullandığı özel oktur, bu okun öldürücü gücünden hiç kimse tanrılar dahi kurtulamaz. Agneya´nın kullandığı silah ise, alevli ama dumansız ateş oku ya da ışındır. Başka hiçbir mitolojide böyle bir tanım yoktur, yıldırımlar, şimşekler vardır ama ötesi yoktur. Bu silahlar nasıl bir hayal ürünüydü?

İkinci Yüzyıl´da yazılmış, bir şiirde uçan dragonların yönettiği gök arabalarından söz edilir.
Mahabarata´nın Dronaparva´da ve Ramayana bölümünde özelikle belirtilen küre şeklinde bir Vimana vardır. İnanılmaz bir hıza ulaşmakta ve ardında büyük bir hava akımı bırakmaktadır. Hareketleri bir UFO gibidir, her yöne gidebilir, yön değiştirmesi ani çok hızlıdır, son hızla giderken aniden durup, yine aynı hızla ters yöne gidebilir.

Mohenjo-Daro´da Rishi kentini kazan arkeologlar, caddelerde yatan insan kemiği buldular.
İskeletler incelendiğinde yüksek radyasyona maruz kaldıkları ve bir anda öldükleri anlaşıldı.
Hayalleri zorlayan silahlar, uçan araçlar belki de yaşanmış en büyük atom savaşı, bir uygarlığı yok etmekle kalmayıp sırlarını da kendine saklamaya devam etmekte.