Bu hafta birbirinin karşıtı iki olayı, geçtiğimiz hafta yaşanan ve bana göre tam da ‘kapaklık’ iki hadiseyi sizlere aktarmak istiyorum. Önce gerçekten çok hoş, insanı son derece mutlu eden soylu bir davranıştan söz edelim dilerseniz…
Geçtiğimiz hafta Beşiktaş ile Erciyesspor arasında oynanan U19 maçında futbol sahalarımızda görmeye pek alışık olmadığımız, ender görülen bir olay yaşandı. Beşiktaş U19 Takımı Antrenörü Yasin Sülün, kendi lehlerine verilen, ancak haksız olduğuna inandığı penaltı için oyuncusuna ‘kaçır’ talimatı verdi!
Nevzat Demir Tesisleri’nde oynanan maçın ikinci yarısında gerçekleşti olay…
Maçta skor 2-1 Siyah Beyazlı takımın lehine devam ederken, hakem Beşiktaş lehine bir penaltı düdüğü daha çaldı. Ancak Beşiktaş U19 Takımı Antrenörü Yasin Sülün haksız olduğunu düşündüğü bu penaltıyı oyuncusuna attırmadı. Sülün saha kenarından penaltıyı kullanacak oyuncusuna, "Penaltıyı gole çevirme, kaçır. İster avuta at, istersen topu kaleciye teslim et" talimatını verdi. Genç oyuncu da hocasından gelen talimat üzerine topu yavaşça Erciyes kalecisinin kucağına doğru yuvarladı.
Bu pozisyondan sonra takımlar karşılıklı birer gol daha buldular ve maçı Beşiktaş U19 takımı 3-2 kazandı.
Antrenör Yasin Sülün maçtan sonra yaptığı açıklamada penaltı kararının yanlış olduğunu ve bu nedenle, oyuncusuna atışı gole çevirmeme talimatını verdiğini söyledi.
Şimdi bir düşünelim isterseniz; Kimi futbol emekçisi, rakip de olsa meslektaşlarının emeğini çalmak, haksız elde edilen puanları almak için çaba sarf ederken, kimisi de çıkıp asilce davranıp, lehlerine verilen penaltıyı gole çevirmemek için oyuncusunu uyarıyor.
Başka bir deyişle; Emeğe saygı, hak edilmeyen bir şeye el uzatmamak gibi soylu bir davranış var.
Haydi bakalım; Şimdi bir başka örneğe tam olarak değilse de, göreceli olarak, yukarıdaki hoş durumun karşıtı, ‘nahoş’ bir başka ‘kapaklık’ örneğe geçelim…
Yine geçtiğimiz hafta sonu ve yine futbola dair anlatacağım.  
Başakşehir'in Galatasaray'ı 4-0 yendiği mücadelede Sarı Kırmızılı takımın ağlarını havalandıran isimlerden Doka Madureira, Brezilya basınına bakın nasıl bir açıklama yapmış. Brezilya’da yayınlanan gazete de bu haberi nasıl yayınlamış. Haber maç öncesinde Doka ve Galatasaray’ın Brezilyalı oyuncusu Felipe Melo ve kaleci antrenörü Claudio Taffarel arasında geçen bir diyaloğa ait.
Doka, mücadele öncesinde Taffarel ve Melo ile konuştuğunu açıklarken, maçta attığı gol için, "Kariyerimdeki en önemli gollerden biriydi. Harika bir duyguydu benim için. Maçtan önce Taffarel ve Felipe Melo ile bir araya geldik ve benden, onlara maçta kendileri için bir baş ağrısı yaratmamamı, yani sorun çıkarmamamı istediler. Ancak, muhteşem bir takıma karşı, önemli bir maç oynayacaktım ve takımına yardım etmek zorundaydım. Profesyonel olmamın gerektirilerini yerine getirdim ve takımımın galibiyetinde ben de pay sahibi oldum. Takımımın dördüncü golünü atma şansını buldum" demiş.
Bilemiyorum, Brezilya basınınında yayınlanan bu haber sizlerce bir anlam taşıyor mu? Eğer taşıyorsa, Melo ve Taffarel’in yaptığına ne denir? En hafifinden bu centilmenlik dışı bir davranış değil midir? Doğrusunu isterseniz ben bu sorularıma, kendimce bir cevap bulamadım. Bulan varsa, yazının üzerinde, adımın yanındaki mail adresime iki satır yazsın diyorum.
Kendisini ahlak havarisi, dürüstlük timsali gibi göstermeye çalışan bazılarına ve günlük yaşamlarına meşgale, oyuncak ya da konu arayan bir kesim insana bu haber kapak olsun diyorum.
Kalın sağlıcakla…