Hayırlısıyla tamamladığımız Ramazan, ulaştığımız bayram, tabiatın güzelliklere büründüğünün tescili olan bahar bayramı ve aynı zamanda, emek ve dayanışma günü derken alabildiğine yoğun bir sürecin kesiştiği günlerdeyiz.

Bu sürecin spora da yansımasını, tüm gelişmelerin de güzel ve bayram tadında olmasını arzu ediyor olsak da, her şey çok da istediğimiz gibi gelişmiyor. Yani güzel olmuyor maalesef.

Mesela, neredeyse çeyrek asırdır dillere dolanan, ‘Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin TBMM’de kabul edilmesi bile beklenen etkiyi yaratmadı. Tabi bunun başlıca nedeni, 2019 yılının ortalarından beri Türk futbolunun bırakın bir adım ileriye gitmesini hızla pike yapışına neden olan bir yönetim anlayışının oluşturduğu travma ve uzantılarıydı.

Evet Nihat Özdemir istifa edip, yönetimi süresince verdiği en doğru kararı uyguladı ancak, yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, travma öyle kolay kolay atlatılamıyor ki…

Bu noktada bir detayın altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bir önceki yazıda, mevcut sezonun tüm liglerde şampiyonlar dışında tescil edilmemesinin, etik anlamda en doğru yol olduğunu belirtmiş, bunun öyle olacağına olan inancımı da dile getirmiştim. Yazdığım yazının daha mürekkebi kurumadan, bu konuda iki önemli atak ardı ardına geldi. Bunlardan biri Altay’dandı. Siyah Beyazlı kulüp yönetimi, renk ve isimlerden bağımsız olarak, sezonun tescil edilmemesi gerektiğini belirterek, özetle, “Derdimiz, şampiyonluğu hak eden Trabzonspor değil. Ancak geri kalan diğer tüm kulüplerin haklarını da teslim etmek zorundasınız. Türk futbolunda bembeyaz bir sayfa açacak güç ve yetkiniz var, inancınız da olsun” açıklamasını yaptı.

İkincisi İzmir’in diğer temsilcisi Göztepe kanadından. Onlardan da farklı bir protesto var. Çaykur Rizespor maçında tribünlerin Gaziantep’te yaşanan akıl almaz olaylar zincirine tepki göstermesi. Sarı Kırmızılı takımın ligde kalmak için mutlak galibiyete ihtiyacı olduğu bir maçta, attığı golün hemen akabinde kalesini açarak rakibin gol atmasına neden olması taraftarı, futbolcu grubuna, teknik kadro, yönetim ve bunlara seyirci kalan TFF’ye karşı hale getirdi.

Malatyaspor’un da sırada olduğunu, kulüp olarak tüm olup bitenlerden dolayı büyük bir protestoya hazır olduğunu söyleyebiliriz.

Olayı yalnızca ligden düşen takımlar kanadından görmemek gerek. Aralarında Gaziantep, Hatay’ın da olduğu ligin puan kaygısı olmayan diğer bazı ekiplerinden de yükselen seslerin olduğu malum.

Sonuç itibarıyla, ligin tescili, yayıncı kuruluş kaosu, MHK ve hakem trajedisinin de içinde bulunduğu sorunlar paketi nedeniyle, gelecek günler normalin çok ötesinde sıcak gelişmelere gebe olduğunu belirtip, herkesin bayramını kutlayarak, bu haftalık ta noktayı koyup veda edelim.

Hoşçakalın…