Merhaba dostlar…

Ülkemizde uzun zamandır içimizi acıtan ve acıtmaya devam edecek gibi görülen  hukuka  ve hukuksal  uygulamalara  (!) kısaca bir göz atalım. 

Konu  bu olunca  zamanında  sizlerle bazı gerçekleri paylaştığımı umarım hatırlarsınız.   

Bu günde,  o gündür! 

Yeni  yılın ilk ayında sevgili ağabeyim, Abdullah Bayur’un “hukuk ve adalet”   içerikli  aşağıdaki yazısı  ileti adresime düştü.  

Her zaman olduğu gibi kısa ve öz yazmayı ilke  edinmiş ağabeyimin  kaleme aldığı  satırları yine iç çekerek  okudum.

 Naçizane  anılan yazıya,  kendi görüş ve düşüncelerimi de ilave ederek bu yılın ilk makalesiyle sizleri buluşturmak istedim.  

Önce  Sayın Abdullah Bayur’un yazısına bir göz atalım.  

DemokrasiHukuk'un Üstünlüğüne Saygıdır

Democracy is Respect for the Superiority of Law 

Efendim: 

“Yıllardır anayasadan şikayet edenleri bilirim. Hatta sakınmadan, utanmadan delenleri hatırlarım. Bugüne kadar hala şikayet eden siyasileri görüyorum. Bundan cesaret alan kötü zihniyetliler sözde demokrasi ve özgürlük vaadiyle kutsal Meclisimizi işgal ederek anayasayı tamamen rafa kaldırmış durumdadır.

 

Milli hukuk devletime saygılı bir vatandaş olarak, büyük kaygı ve üzüntü içindeyim. Acaba şikayetçi oldukları anayasanın  hukuk düzenine bizleri alıştırıp hayalimizdeki adaleti böylece mi sağlayacaklar? Milli birlik ve beraberlik ancak ve ancak saygın milli anayasadan geçer. Yoksa şikayetçilerin  temennileri hava cıvadan ibarettir.” Saygılarımla, Abdullah BAYUR                                                                                                                       

Günümüzde, terazinin bir  kefesine  adaleti,  diğer kefesine   hukukun uygulanış şeklini  koyduğumuzda iç  ürpertici durumla karşı karşıya kalırız!    Hal böyle olunca  bu konuda kaleme aldığım makalelerimi zamanında bazı  Ulusal  Gazetelerde paylaşmıştım! Tekrar aşağıda sunuyorum. 

Fevzi Moray - “Suçlular Dışarıda Oldukça Verilen Vaatler, Dilenen Özürler Anlamını Yitirir!.” 3 BÖLÜM (oncevatan.com.tr)

Fevzi Moray - Suçlular Dışarıda Oldukça Verilen Vaatler, Dilenen Özürler Anlamını Yitirir!...2 BÖLÜM (oncevatan.com.tr)

Fevzi Moray - Suçlular Dışarıda Oldukça Verilen Vaatler, Dilenen Özürler Anlamını Yitirir!... (oncevatan.com.tr)

       

Fevzi Moray - ADALETİN KÜÇÜLDÜĞÜ ÜLKELERDE BÜYÜYEN SUÇLULAR  OLUR!.. (oncevatan.com.tr)

Geçmişinde  tarihi  zenginlikler  barındıran bu  topraklardan  sayıları  az olmayan nice ünlü düşünürler yetişmiştir. Dünyamız,  eğitimin ve hukukun  önünün nasıl açılacağını işaret eden  ünlü insanların  değişleriyle doludur.  

İlk   anlamlı söylev; 20’nci yüzyıla damgasını vuran ve  21’nci  yüzyılda da  üstünlüğü aşılamayan  bir lider olan  Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten gelsin. 

Devlet halinde teşkilatlanmış bir insan toplumu Anayasasında, adalet kuvvetinin bağımsızlığının önemini açıklamaya gerek yoktur. “Milletlerin yargı hakkı, bağımsızlığının birinci şartıdır.” Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez. Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir.  Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir. 1920 Atatürk.. 

Bu konuda adalet  ve  hukukun     başarısızlığının  sebeplerini dile getiren  bir  ünlü düşünürün  beyanıyla yetineyim. 

Hukukumuzu yargıçlara, dinimizi rahiplere bırakırsanız kısa sürede hem hukuksuz hem de dinsiz kalırsınız. Bernard Shaw. İrlandalı düşünür..                                         

Aslında anayasalar  değiştirilemez diye bir görüş olamaz

Yalnız anayasaya konmuş ve fakat  ‘değiştirilmesi  teklif dahi edilmeyecek maddeler’ hariç tutularak  demek daha doğru bir ifade olacaktır. 

Çünkü değiştirilemez maddeler,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun  ve  ilelebet yaşatılmasının mihenk taşıdır, teminatıdır!  

Bu nedenle anayasayı günün modern çağına uygun tasarlayacak, aynı zamanda  yasa maddelerini  korkusuzca uygulayabilecek  hukuk  savunucularına şiddetle ihtiyaç olduğu bilinmelidir. 

İşte demokratik parlamenter sistemin  beşiği kabul edilen, tarihi ise 1200 yılı geçmeyen  İngiltere…  Günümüzde hala  sözü kabul gören  büyük bir devlettir. Yine   tarihi geçmişi 250 yılla sınırlı olan  Amerika’nın  bugün dünyayı idare etmeye soyunmuş  küresel  bir güç  olduğunu  kabul etmemek mümkün müdür?   

Diğer bir güce yani Rusya’nın tarihine  göz attığımızda  900 yıllık bir geçmişe sahip olduğu görülür.  Ama son 30 yıla damgasını vuran ve bu gün dünyanın  dikkatini üzerine çeken Rusya Federasyonu (R.F),  kaybettiği gücünü ve itibarını   tekrar kazanmış ve büyük devletler arasında yerini almıştır. 

Rusya’nın son 30 yılda inkişafı konusunda  yukarıda anılan gazetelerde kaleme aldıklarım  henüz  güncelliğini korumaktadır.  Saydığım bu üç(3)  güçlü devletten  ikisinin   ANAYASASI vardır.  İngiltere’nin   ise  yazılı olmayan anayasaya sahip olduğu  bilinmektedir. Ancak kanunlar, mahkeme kararları, antlaşmalar gibi yazılı metinlerle anayasası şekillenmektedir.  Fakat  bu güçlü üç (3) devletin anayasası dikkatle irdelendiğinde  başarılarının sırrı;  yargının  ve halkın   huzur, güven  ve özgürlüğü  yasaların  amansız  uygulanmasıyla sağlanmaktadır. 

 O nedenledir ki, evrende sözü geçen büyük devlet olabilmek  için günün şartları dikkate alınarak   düzenlenmiş anayasa maddelerini  bilmek yetmiyor! Aynı zamanda yasaları  adil ve korkusuzca  uygulamak gerekiyor! 

Dünyada  hukuk ve adalet konusunda üstün başarılarıyla sivrilmiş ve kayıtlara geçmiş 23 büyük devlet adamı  belirlenmiştir. Bu  liderler nerede ve kim tarafından  ilelebet yaşatılmaktadır derseniz?! 

Cevabı,  aşağıdaki  nottadır.   

Sonuç nedir derseniz?  

Hafızaları tazelemek açısından  bu konuyla ilgili önemli bir bilgiyi sizlerle paylaşarak  yazımı noktalıyorum. Enseyi karartmayalım. Bunlar da aşılacaktır. “Zoru başarırız, imkansızı başarmak zaman alır. Biz tarihi geçmişi en eski olan  dünyayı dize getiren bir milletiz.  İnsanlık tarihinde ne kadar geri giderseniz gidin  her yerde  Türk’e rastlarsınız. Tarihte Türk’ü yok sayarsanız  tarihten eser bulamamakla kalmaz,  Türk’ün gazabıyla karşılaşırsınız. 

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” 

NOT: Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere  çeşitli kanun koyucuların  ve amansız uygulayıcıların büstleri Amerika  Millet Meclis Binasındadır!

 "Amerika Birleşik devletlerin başkenti Washington'da bulunan Capitol, Millet Meclisi binası olarak devletin ilk cumhurbaşkanı olan George Washington tarafından inşa ettirildi.(1792-1795) Capitol, yaptırıldığı dönemden itibaren zaman zaman tadilatlar geçirdi ve ilavelerle genişletildi. 1945 yılında meclis binası ıslah heyeti yeni bir düzenlemeyle Temsilciler Meclisi galerisine dünyaca ünlü kanun yapıcıların portrelerinin konmasını kararlaştırdı.

 ABD Kongresi tarafından onaylanan kararın ardından uzmanların araştırmaları neticesinde dünyanın büyük kanun yapıcıları olarak 23 isim tespit edildi ve mermer plakalar üzerine portreleri yapıldı. Bu kanun yapıcılar arasında 'Kanuni’ unvanıyla anılan I.Süleyman'ın portresi de yapıldı. Sivil ve askeri alanda yaptığı kanuni düzenlemelerden dolayı Kanuni unvanıyla anılan I. Süleyman’ın portresi Temsilciler Meclisi'nin toplantı salonunun duvarında büyük kanun yapıcıların arasında yerini aldı. Kanuni'nin portresini dönemin meşhur heykeltıraşlarından Joseph Kiselewski yapmıştır."