Geçerli bir şekilde akdedilmiş olan yazılı tahliye taahhüdünün varlığı durumunda kiracı, işbu tahliye taahhüdünde belirttiği tarihte kiralananı tahliye ederek kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür.

Kiracı tarafından mevcut ve geçerli tahliye taahhüdüne aykırı biçimde kiralananın tahliye edilmemesi halinde; kiraya veren tarafından tahliye için icra yoluna ya da dava yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır. Tahliye taahhüdü ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona ermemektedir. Tahliye taahhütnamesinin verildiği tarihinden itibaren bir aylık süre içerisinde tahliye talepli icra takibi veya tahliye talepli dava açılması gerekmektedir. Nitelik itibarıyla işbu süre hak düşürücü olup hakim tarafından resen dikkate alınmaktadır.

İcra Takibi Yapılması Suretiyle Tahliye Talebi İşlemi

Kiracının tahliye taahhüdü tarihinde kiralananı tahliye etmemesi halinde; taahhüt edilen tarihten itibaren bir ay içerisinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 272. maddesi uyarınca, kiracı aleyhine ilamsız icra takibi yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda ilgili icra müdürlüğünce tahliye emrinin kiracıya tebliğ edilmesinden itibaren yedi günlük itiraz süresi başlamakta olup bu süre içerisine itiraz edilmesi durumunda takip duracaktır. Kiraya veren işbu takibin devamı için 6 aylık süre içerisinde kiralananın tahliyesi için icra hukuk mahkemesine itirazın kaldırılması talepli ya da 1 senelik süre içerisinde sulh hukuk mahkemesine itirazın iptali talepli dava açma hakkına sahiptir. Tahliye taahhütnamesinin noter huzurunda imzalanmış olması durumunda kiraya veren tarafından daha hızlı ve pratik olması amacıyla itirazın kaldırılması davasının açılabilecektir. Tahliye taahhütnamesinin noter huzurunda imzalanmamış olması durumunda ise kiracının imzaya itiraz etme hakkı bulunduğundan, imzaya itiraz yapılmış olması durumunda davaya bakmakla görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır. 

Dava Açmak Suretiyle Tahliye Talebi İşlemi

Kiracı, Kiraya Veren ile mutabık kalmış olduğu bir tarihte kiralananı tahliye edeceğini yazılı ve geçerli olan bir taahhütname ile taahhüt etmiş olması durumunda Kiraya veren işbu taahhütnamede belirtilen tarihten itibaren bir ay içerisinde Kiracı aleyhine taşınmazın bulunduğu yerdeki yetkili Sulh Hukuk mahkemesinde tahliye davası açma hakkına sahiptir. Önemle belirtilmelidir ki Türk Borçlar Kanun’u kapsamında da belirtilen 1 aylık süre hak düşürücü nitelikte olup kullanılmaması halinde Kiraya Veren tahliye taahhütnamesine dayanarak taşınmazın tahliye edilmesini talep edememektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise Türk Borçlar Kanun’unun 353. maddesi uyarınca, kiraya verenin en geç davanın açılması için öngörülen sürede kiracıya bildirim yapılarak kiralananı tahliye edeceğini belirtmiş olması halinde, dava açma süresi bir kira yılı uzamış sayılacaktır. Bununla birlikte, kiralananın kira ilişkisi süresi içerisinde mülkiyetinin el değiştirmesi durumunda yeni malikin Kiracı’ya karşı geçerli olan tahliye taahhüdüne dayanarak dava açabileceği kabul edilmektedir. 

Şartlı Tahliye Taahhütnamesi Düzenlenmesi Durumu

Tahliye taahhütnamesinin şarta bağlı olarak düzenlenip düzenlenemeyeceği konusu tartışmalıdır. Türk Borçlar Kanun’unun 170. Maddesi uyarınca sözleşmelerin şarta bağlı olarak düzenlenebileceği belirtildiğinden kira sözleşmelerinin şarta bağlı olarak sona ermesi kararlaştırılabilmektedir. İşbu hususa örnek olarak, kiracının, kiralanana ait kira borcunu belirlenen tarihe kadar ödememesi, kiralananın 3. kişiye satılması gibi hallerde tahliye taahhüdü verilebilir. Diğer bir görüşe göre ise, bu tür tahliye taahhütnamesinde tahliye tarihi belirsiz olduğundan ve kanunen tarih konusunda şüphe olmaması gerektiğinden böyle bir taahhüt geçersizdir. Şartlı tahliye taahhütnameleri şartın gerçekleşmesi ile kiralananın tahliye edilmesi imkanını verecek olup şart içermeyen tahliye taahhütnameleri ile aynı koşullarda icra edilecektir. Bununla birlikte, Yargıtay uygulamasına göre, yazılı tahliye taahhüdünün koşula bağlanması mümkündür. 

“Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 07.04.2009 tarihli ve E. 2009/1388 K. 2009/2938 sayılı ilamı; “Davacı kiralayanın icra takibinde dayandığı tahliye taahhüdü kira ve aidat borçlarının ödenmesi şartına bağlanmıştır. Eski Borçlar Kanunu’nun 149. maddesi hükmü gereği sözleşmeler şartlı yapılabiliyorsa bunun doğal sonucu olarak tahliye taahhütnameleri de şartlı düzenlenebilir. Bu takdirde taahhüt şartın gerçekleşmesi ile güncellik kazanır ve icra takibinin de şartın gerçekleşmesinden itibaren bir ay içinde yapılması gerekir.”

“Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2015/11188 E.2016/839 K.; Şartlı tahliye taahhüdü, eski Borçlar Kanunu’nun 149, yeni Türk Borçlar Kanunu’nun170.maddesi uyarınca geçerli olup tarafları bağlar. Bu takdirde taahhüt şartın gerçekleşmesiyle güncellik kazanır. Taahhütnamedeki şarta göre her ne kadar davalı icra takibine itirazında kira bedellerinin ödendiğini iddia etmiş ise de davalı bu iddiasını ödeme belgesi ile ispat edemediğinden taahhüt geçerli hale gelmiştir. Bu durumda, kiralananda oturulurken verilen yazılı taahhüde dayalı olarak tahliye tarihinden itibaren bir aylık yasal süre içerisinde 30/03/2015 gününde başlatılan icra takibine yapılan itirazın şartın gerçekleşmesi sebebiyle haksız olduğu anlaşıldığından, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, şartlı olarak düzenlenen taahhüdün geçersizliğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”

Tahliye taahhütnamesi Türk Borçlar Kanunu’nun 352. Maddesi ve devamı maddelerde düzenlenmiş olup ayrıca bir tazminat yükümlülüğü altına girmeksizin kira sözleşmesinin sona erdirilerek kiralananın tahliye edilmesi imkanını sunmaktadır. Tahliye taahhütnamesi, kira sözleşmesinin sona erdiği tarihte kiralananı boşaltma ve kiraya verene geri teslim etme yükümlülüğünü içermektedir. Ancak, taahhüt tarihine uygun şekilde tahliye gerçekleştirilmezse, kiraya verenin haklarını korumak adına belirli yasal yolları kullanma hakkı doğar. Kiraya veren, kiracının taahhüde uymadığı durumlarda icra yoluyla tahliye talebinde bulunma ya da dava açma hakkına sahiptir.

Tahliye taahhütnamesine bağlı olarak dikkat edilmesi gereken en önemli bir husus ise taahhüt tarihinden itibaren bir aylık süre içinde icra ya da dava yoluna başvurulmasıdır. Bu süre, tarafların haklarını koruma açısından büyük öneme sahiptir. Kiraya veren, tahliye talebini bu süre içinde yapmaması halinde davayı kaybetme durumu ile kaşı karşıya kalmaktadır. 

Sonuç olarak, kira sözleşmelerinde yer alan yazılı tahliye taahhüdü, kiracının belirtilen tarihte kiralananı tahliye etme yükümlülüğünü içermektedir. Bu taahhüde uymayan kiracılarla ilgili olarak kiraya verenin icra veya dava yoluyla haklarını koruma hakkı bulunmaktadır. Ancak, bu süreçte dikkate alınması gereken dava açma veya icra takibi başlatma süresi, tarafların hukuki haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.