Süper Lig’de Medipol Başakşehir’in şampiyonluğundan daha fazla, ligden düşmenin kalkması spor kamuoyunuda şaşkınlık yarattı.

Hemen belirteyim ki, bu kararın tartışılmaz bir şekilde doğru ve de yararlı bazı tarafları var. Ancak, neresinden bakılırsa bakılsın son derece garabet bir durum. Şurası son derece kesin ki, bu karar muhteşem başkan Nihat Özdemir (!) yönetimindeki Türkiye Futbol Federasyonu’nun aldığı bir karar değil. Buna inanmamızı beklemiyorlardır umarım. 

Bu arada samimiyet ve ciddiyetle soruyorum; bu kararı federasyonun özgür iradesiyle aldığına inanan var mı? Yanıtlarınızı bekliyorum…

Pandemi sürecinin başlangıcından beri, bıkmadan usanmadan yazmaya çalıştım. Bu sezonun tamamlanması, en azından açıklanan süreçte son derece zor olduğunu ifade etmeye çalıştım. İteleye kakalaya, nasıl olduğunu anlamaya bile fırsat kalmadan sezonu tamamladık.

İnanın ki, yapılan tüm atraksiyonlar, yayıncı kuruluş beIN Sports’un istekleri doğrultusunda gelişti. Bu kararın altındaki gerçek te Katarlı yayın grubu beIN Sports’un baskılarının sonucudur.

Verdiği paranın tam karşılığını alamadığını düşünen yayıncı kuruluş, alttan yukarı gelen takımların da katılımıyla, düşmenin de kaldırılmasıyla çok daha fazla maç oynanmasını sağlayıp, parsayı toplama arzusunda. Uygulamaya konulan bu kararla da isteğine kavuşan beIN Sports’un etekleri zil çalıyordur umarım.

Üstelik Süper Lig’de yer alan 18 takım artı aşağıdan gelen üç takım yani toplam 21 takımlı ligin de ötesinde, finalde Karagümrük’e penaltılarla elenerek kaybeden Adana Demirspor’un da Süper Lig’e alınması söz konusu. Her hafta bir takımın bay kalarak maç oynamaması yerine 22 takımın 11 maçla haftayı tamamlaması fikri hayli ağır basıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, 21 yerine 22 takımlı bir lig daha doğru olur diye düşünenlerdenim.

Tabi ki ister 21, ister 22 takım, hangisi olursa olsun bu durum hayli sıkışık bir program oluşturacak. Bu sıkışıklığın içinde bir de Ziraat Türkiye Kupası serüveninin olduğunu, ayrıca milli maç programını da düşündüğümüzde insanın kafası karışıyor değil mi?

Ancak federasyon yönetiminde yer alan ve de tabi ki ismini veremeyeceğim bir değerli dostun verdiği bilgiler doğrultusunda Ziraat Türkiye Kupası’nın alışılageldiği gibi iki maçlı eleminasyon sistemi yerine, tek maçlık bir modele dönüştürülmesi söz konusu. Bu duruma, kupanın yayıncısı olan Tukuvaz Medya Grubu’nun bir başka deyişle ATV’nin ne yanıt vereceği de ayrı bir merak konusu.

Sonuçta, hayli ilginç bir hale bürünen bu durumun ilerleyen süreçte neler götürüp, neler getireceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz bakalım.

Hoşçakalın…