Kıbrısta çözüme yeni bir adım niteliğinde takdim edilen Eylem Planının açıklanmasından bu yana üç hafta geçti. Anılan planın 2006 Mayıs-Haziran ayına kadar BM Genel Sekreterinin himayesinde Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında müzakeresi öngörülüyor. Türkiyenin açıklamasından sonra GKRY derhal planı reddetti. Cılız bir iki destek ifadesi dışında hiç bir olumlu tepki de alınmadı. Söz konusu planda KKTC yerine Kıbrıs Türk tarafı ifadesinin kullanılmışsı da bir kısım vatandaşımızın tepkisine neden oldu. Eylem Planında; limanlarını, havaalanlarını ve hava sahasını şartlı olarak Rumlara açacak olan KKTC nerede? 24 yıldır hükümranlık haklarını kullanan, bütün müesseseleri ile kurulmuş bulunan KKTC ifadesine planda niçin yer verilmedi? Tabii ki, ne Türkiyenin KKTC'ni gözden çıkardığını, ne de bir hata yapıldığını bırakın kabul etmeyi, düşünmeyi bile içimize sindiremediğimizi ifade etmek istiyorum. AB'nin planı adeta görmezden gelerek, bize Rumlar için taahhüt edilen hususları hatırlatmaları da, planın ölü doğduğunun bir işareti olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca iki de bir yeniden sözü edilmeye başlanan Annan Planının kadük olduğu, bu planı canlandırmak yerine; yeni bir anlayışla, Türkiyenin ve Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatlerini koruyan, Kıbrısta barış ve huzuru devam ettirecek yeni bir plan hazırlanması gerekli görülmektedir. Kıbrıs sorununda insiyatifi elde bulundurarak, dünya kamu oyunda Rumlar lehinde oluşmuş kanaati sarsmak ve değiştirmek için yapılan teşebbüsler desteklenmeli, asıl planın ana hedefleri olarak; Rumların uzlaşmazlığı, haksızlıkları ve kötü niyetleri; her fırsatta dünya kamu oyunun önüne çıkarılmalıdır. İngiltere Dışişleri Bakanının GKRY hakkında basında yer alan ifadelerinin AB içinde yaygın hale getirilmesi ile önemli fırsatlar yakalanabileceği hesabı içinde olmalıyız. Ve ortaya konacak yeni teşebbüslerin Türkiye, Yunanistan, KKTC ve GKRY arasında sürdürülmesine de özen göstermeliyiz. Bölgesinde yıldız gibi parlayan Türkiyenin, Kıbrıs meselesini, kendi hak ve menfaatleri doğrultusunda çözecek her şeye sahip olduğu unutulmamalıdır. Türkiye bölgedeki önemli gücüne yakışan bir kararlılık ve KKTC ile en ileri seviyede işbirliği içinde teşebbüslerini ısrarla sürdürmelidir. Kararlı ve güçlü Türkiye karşısında Rum balonlarının bir bir patladığı görülecektir.