Ecevit, Türk Milleti'nin ulusal kahramanıdır. Ecevit ve Erbakan olmasaydı, bugün ne Kıbrıs ne de Kıbrıs diye bir davamız olurdu.

Şimdi Kıbrıs'a sahip olduğumuz için bazı çevreler adeta üzüntü içinde!?

Kıbrıs'a sahip çıkılmasaydı, Kıbrıs Rumlar'a teslim edilseydi, şimdiki yöneticilerin önünü kesen bir mesele olmazdı!?

Anlı-şanlı iş adamımız Rahmi Koç da en sonunda büyük bir vecize yumurtladı ve o da Kıbrıs engelini(!) gündeme getirdi.

Batı dünyası (AB ve ABD) kendi gençliğine sahip çıkmazken, dine gerekli özeni göstermezken, ülkemizi Hıristiyanlaştırmak için, hummalı bir yarış içine girmişlerdir.

Avrupa Birliğine uyum yasaları nedeniyle, misyonerlik propagandasını engelleyen bir yasa yok şu anda.

Batı, Türkiye'ye dayattığı şartların açtığı yoldan, şimdi rahatlıkla ilerlemektedirler.

Türkler tarih boyunca diğer inançlara saygılı olmuşlardır. Bunun en son örneklerinden biri de Darül Aceze (Düşkünler Evi)'nin bahçesinde bulunan, üç inanca ait cami, kilise ve havra'nın varlığı halen canlı bir örnektir.

Darülaceze Abdülhamid II devrinde 1806'da bundan 200 yıl kadar önce açılmıştır.

Şu sıralarda suni senaryolarla halkın umutlarını AB'ye endeksleyen mütareke basını, Ecevit'e saldırmayı ve onu Tİ'ye almayı marifet bilmektedir.

ABD, Irak'ı işgal planlarını 3 yıl önce yaparken, Ecevit'in kendilerine destek vermeyeceklerini bildikleri için; "Bu harekât yapılırken Ecevit Türkiye'de Başbakan olmayacak" demişlerdi.

Ecevit'i düşürmek için her türlü senaryo ortaya kondu.. Onlar yetmez diye Ecevit'i zehirlemeyi de ihmal etmediler...

Ama öldürmeyen Allah öldürmez. Ecevit ilerlemiş yaşına rağmen, yine sağlığına kavuştu ve onun ikazları, ulusal hedeflerimizde bize yol göstermektedir.

Hıristiyan misyonerlerin, Ankara'nın göbeğinde alenen İncil dağıtmaları, Türkiye'ye açık bir saldırı ve büyük bir psikolojik savaşın başlangıcıdır.

Dinler arası değil ama medeniyetler arası diyalog bu değildir.

Bu tavır, diğer bir medeniyete saygısızlık ve savaş açmak demektir.

Bu tavır, ilişkileri gerer ve Türk Milleti AB havucunu artık görmez ve sonucu iyi olmaz.

Hıristiyanlığın kökten dinci (fundamentalist) mezhep ve fraksiyonları, şu sıralarda teslimiyet içinde gördükleri yönetime bakıp yanılmasınlar.

Türk Milleti aç kalır ama inançlarından taviz vermez.

Dehanın ilk ve en büyük şartı, hakikati sevmektir.

Goethe