Bilindiği gibi 27 Aralık günü, İstiklâl Marşımızın Şaîri, Millî Şâir Mehmed Akif Ersoy merhumun edebiyyete intikal ettiği gündür. Merhum, her 27 Aralık’ta milliyetçi-muhafazakâr çevrelerce, İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Ankara’daki Cebeci-Taceddin Dergahında, İstanbul’da medfûn bulunduğu Edirnekapı Şehitliği’nde kabri başında anılmaktadır. Mehmed Akif Merhumu her hatırladığımda, hemen aklıma derin inkisarı, derin gönül ve kalp kırıklıkları gelir. Tıpkı Mehmed Akif gibi bir başka derin gönül ve kalp kırıklığına uğrayan Hasan Basri Çantay Hocamızı hatırlarım. Merhûm Hasan Basri Çantay Hocamızla müşerref olmuş kısa müddetlerde de olsa sohbet etmek imkânına kavuşmuştum. Üstazımız, Süleyman Hilmi Silistrevî (Tunahan) Efendi Hazretleri, kendilerinin hazırlamış olduğu, “Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerim” adlı Kur’ân Meâl ve kısa tefsirini çok beğenir, her fırsatta takdirlerini beyan buyururdular. Bu bakımdan hepimizin Hasan Basri Çantay Hocamıza husûsi bir hürmetimiz vardı. Ahirete intikalinden sonra da mahdumları, Merhûm Mürşid Çantay Bey ile de karşılıklı münasebetlerimiz, muhabbet ve hürmetimiz devam etmiştir. Üstazımızın, “Merhabâ,” dedikleri bizler için ebed-müddet, “Merhabâ,” denilecek dostluğa, hürmet ve muhabbete lâyık insanlardır. Zaman zaman Fakirhânem’de bulunan, husûsî arşivim, evrak-ı metrûkem arasında bir sörf yaparım-internet kullanan gençler, nasılki siteler arasında sörf yapıyorlarsa, benimkisi de buna benzer bir şey, bendeniz de evrak-ı metrûkem arasında şörf yapıyorum.- 20 Ağustos 1964 tarihini taşıyan bir gazete küpürü, bu gazete küpürü zamanın Tercüman Gazetesi’nin Merhum Ahmed Kabaklı Hocamızın “GÜN IŞIĞINDA” köşesine ait bir küpür... Merhum Ahmed Kabaklı Hoca, köşesinde Merhum Hasan Basri Çantay Hocamızın şiirlerinden bahsediyor, şiirlerinden bazı örnekler veriyor. Şöyle diyor: “Pek muhterem din bilgini ve edip Hasan Basri Çantay’ın şiirleri oğlu Mürşid Çantay eliyle toplanıp “Babamın Şiirleri” adıyla yayınlanmıştır. Hasan Basri Çantay, Mehmed Akif’e gönüldaşlık ve milletin çocuklarına yazıları, sözleriyle mürşidlik etmiştir. Şimdi 78 yaşında dinlenmeye çekilen Üstada uzun bir ömür dilerim- Üstad Hasan Basri Çantay, bu yazının neşrinden 104 gün sonra 3 Aralık 1964 günü İstanbul’da, Ebedî Âleme intikâl etmiş olup, vasiyeti üzerine Edirnekapı Şehitliği’nde defnedilmiştir. İnşâ Allah! Ebedî âlemde aziz ruhu, Mele-i Âlâ’da ferahnâkdır, “-İnşâ Allah kendileriyle sohbet etmek dileğimdir. Üstad Çantay, şiirlerini hep gizlemiştir ama ben bilirim. Bir vakitler Harekette-Milliyetçi-Mukaddesatçı-biraz Türkçü bir dergiydi.-çıkan şu kıt’ası, hâlâ ezberimdedir.” Bu şiirlere geçmeden, şiirleri daha iyi anlayabilmek için Merhûm Hasan Basri Çantay Hocamızın hayatından bir kesit sunmamız gerekiyor. Hasan Basri Çantay, Milâdî 1887’de Balıkesir’de doğmuştur. Babası Balıkesir tüccarından ve ulema’dan Çantayoğlu Halil Cenâbî Efendi, annesi Sincanoğullarından Kepsutlu Hatice Hanım’dır. İlk tahsilini İbtida-i Kebîr Mektebi’nde gördükten sonra Balıkesir İdadî’sine (Lisesine) girdi. İdadî’nin dördüncü sınıfında iken babasının vefatı üzerine (1903) ailesinin geçimini tek başına sağlayabilmek için mektebi bırakmak zorunda kaldı. Kendisine Nâfia Dâiresinde (Bayındırlık Müdürlüğü’nde) bir me’muriyet verildi. Bu arada Müftü Osman Nuri Efendiyle Müstecâbîzâde Âdil Efendi’den Farsça öğrendi. Balıkesir Mevlevîhâne’sinde Ragıpzâde Ahmed Nâcî Dede’den Arapça okudu. Babasının yakın dostu olan bu zât, ona hem hocalık hem de manevî babalık yaptı. Bir taraftan Arapça ve Farsçasını ilerletmeye çalışırken diğer taraftan edebiyat, hukuk ve felsefe ile meşgul oldu. 2. Meşrûtiyetin ilanından sonra Balıkesir’de neşredilen Nasîhat ve Balıkesir adlı gazetelerde makaleler yazdı, Mutasarrıf Mümtaz Bey’den hukuk iktisad ve maliye okudu. Sâmih Rifat Bey’in mutasarrıflığı zamanında Yıldırım Gazetesi’ni çıkardı. Balıkesir Özel İdaresinin ilk teşkilatlanmasında (1913) Balıkesir Daîmî Encümeni’nin Başkâtipliğini yaptı. Daha sonra, mutasarrıf Reşid Bey’in emriyle bütün mes’ûliyyetini yüklendiği Karasi adlı bir gazete neşretti. Balıkesir’in matbuat hayatının gelişmesinde önemli roller oynadı. Lise dengi Dârulhilâfe Medresesi’nde Türkçe, edebiyat, yazı ve Arapça muallimliği yaptı. 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru ise Ses Gazetesi’ni çıkardı. Mütâreke yılları boyunca Türk Milletinin haklarını savunan en hür ve cesaretli yazıların yayın organı olan Ses’in kapatılarak sahibinin İstanbul’a celbedilmesiyle alakalı emir geldiği zaman Hasan Basri Balıkesir’i temsilen 1.İzmir İktisad Kongresine katılmak üzere şehirden ayrılmış bulunuyordu. 9 aydan fazla bir zaman Burhaniye, Kepsut Dursunbey kasaba ve köylerinde dolaştı. Oralarda, Millî Mücadele’nin başlatılması ve halkın silahlanması mevzuunda mühim faaliyetler gösterdi. 1.Büyük Millet Meclisi’ne Karasi-Balıkesir meb’usu olarak girdi, fakat hiçbir gruba temâyül göstermeyip sonuna kadar bağımsız kaldı. Yine 1.Büyük Millet Meclisi’nde, kendisi gibi meb’us olan Şâir Mehmed Akif Bey’le yakın arkadaş oldu, ondan Arap Edebiyatı okudu. Mehmed Akif Bey, Bursa ve Balıkesir çevrelerinden gelen Yunan Mezâlimi haberlerinin te’siriyle yazdığı “Bülbül” şiirini H.Basri Çantay Hoca’ya ithaf etmişti. Hazindir ki, Mehmed Akif ve emsâli gibi Merhûm Hasan Basri Çantay Hoca da bir daha meb’us olarak intihap olunmadılar. Bütün dünyada geçerli olan bir kural işlemiş, inkılap kendi yavrularını yemiş, büyük bir iman ve coşkuyla Millî Mücadele’de başta nefisleri (canları) olmak üzere herşeylerini, hiç bir makam-mevki beklemeden ortaya koyanlar 2.Meclis’ten itibâren tasfiye edilmişlerdir. Bundan sonra da, İnkılap, bütün hızıyla Azîz Milletimizin manevî değerlerini yok etmeye, ortadan kaldırmaya teveccüh etmiştir. Tabiîdir ki, bu durum Mehmed Akif Bey, Hasan Basri Hoca gibilerin çok derin bir inkisâra uğratmıştır. Mehmed Akif Bey’in Mısır’a, Necef Çöllerine hicretinin sebebi bu inkâsarıdır. TBMM’si tarafından kendisinden istenen Kur’ân Meâlinden vazgeçip, hazırladığı metinlerin yakılmasını vasiyet etmesinin, kendisine bu iş için ödenen cüz’î miktardaki paranın kuruşu kuruşuna Devletimize iade etmesinin sebebi de bu derîn inkisarıdır. Hasan Basri Çantay Hocamızın şiirlerinde de bu inkisârı bulmak mümkündür; “Tanırım bir yüce üstad-ı Faziletti baban, Sen onun yaptığı mihrabı temelden yıktın. Bir kulak versen eğer kabrine, kükrer şu sedâ; - Atmadım böyle tohum, hergele nerden çıktın?” (Merhum Ahmed Kabaklı’nın Notu: “Bu zarif nükteyi üstüne alacak ne kadar çok kişi vardır kim bilir? Ama üzülmesinler, Üstad onu sadece “Bir ahlâk hocasının oğlu için yazmıştır.” Hasan Basri Çantay Hocamızdan “Bir deyiş, aşağıda sunacağım beyitler, hem şiirdir, hem nasîhattır, hemde bilenler için en dehşetli yergidir. (zemdir.) “Sapmam ne tuzluya ne de ekşiye Erkeklik yaraşır erkek kişiye İblis’in öptüğü o pis eşiğe Ömrümde ben bir kez ayak basmadım. * * * Aman vermedim hiç sefil arzuma Kendi ekmeğimi bastım tuzuma Haram yedirmedim hatta kuzuma Dikenli hülyalar kurup yasmadım. * * * Din-ü Milletimi sevdim Hakk için Hakk’a bende oldum, sırr-ı aşk için Kavuk sallayamam ben alçak için Elimle boynuma lâle asmadım. Merhûm Hasan Basri Çantay Hocamızdan söz edilmişken, O’nun henüz aşılamamış, muhalled eseri, “Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm.” adlı Meâlî Tesirinden bahsetmemek olmazdı. İlk baskısı, İstanbul’da 1953 yılında üç cilt olarak çıkan bu mühim meâl, daha sonraki yıllarda def’atla basılmıştır. “Açıklamalı bir Kur’ân Tercümesi” olan bu eserin dibâcesinde (önsöz), Hasan Basri Çantay Hocamız, “Kur’ân gibi her yönüyle eşsiz olan bir Kitab-ı Kadim’in tercüme edilmesinin neredeyse imkânsız olduğunu ifade eder, Hoca, bu zorlukları dile getirdikten sonra, kendi çalışmasını üç madde halinde şöyle sıralamıştır; - Eserin hemen hemen her sahifesinde bol dipnot vardır. Yer yer, âyetlerin tercümesi hacmine ulaşan dipnot açıklamalarında, umumiyetle Zemahşerî, Râzî, Beyzâvî, Celâleyn, Medârik ve Hâzin tefsirleriyle muteber hadis kitapları ve Arapça sözlükler kaynak olarak kullanılmıştır. - Âyetlerin tercümesinde tercih edilen manaların kaynakları gösterilmiş, farklı anlayışlara dayanan anlamlar da kaydedilmiştir. - Kur’ân-ı Kerim’in daha iyi anlaşılması gayesiyle açıklayıcı ve destekleyici bilgiler verilmiştir. Mühim mevzular hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere de, takdirle yâdettiği Merhûm Elmalı’nın, Hak Dini Kur’ân Dili adlı tefsiri tavsiye edilmiştir. Hasan Basri Çantay Hocamızın ruhu şâd olsun!..