SÜLEYMAN  EFENDİ  HAZRET’LERİ  HAKKINDAKİ,  YALAN,  İFTİRA  VE  BUHTAN’LARA CEVAPLAR!...  ( 72 )

Müslüman erkeklere farz-ı Ayn olan Cum’a Namazı, ancak cemaatle kılınabilir.Hanefî Mezhebine göre, Cum’a Namazının sahih olabilmesi  için imam(dan başka en az üçkişinin bulunması şarttır. Şâfi’î Mezhebine göre ise, imam’dan başka en az kırk kişinin bulunması şarttır.Cum’a Namazından başka, Hanefî Mezhebine göre, vaciup olan, Ramazan ve Kuurban Bayramları Namazları da ancak cemaatle kılınabilir. Ramazan Ayı’nın gecelerinde kılınan ve Sünneti Müekke’de olan, 20 reka’tlık Teravih Namazının cemaatle kılınması,Hulefâ-i Râşidîn’in sünnetidir. Sevgili Peygamber’imizin ebediyyete intikalı üzerine,Ramazan aylarının geceleriende kılınması Sünnet-i Müekke’de olan Teravih Namazı hususunda, Ashab-ı Güzîn arasında, tekâsül ve ihmal görülüdüğünde, İkinci Halife Hazreti Ömer radiya’llâhu anh Efendimiz, bundan sonra teravih Namazının Mescid-i Nebeviyye’de, Ravza-i Mutahhare’de cemaatle kılınmasını emretmiş, uygulama, Hazreti Osman radiya’llâhu anh Efendimizin hilafet yıllarında da ayne devam ettirilmiştir. Hazreti Ali Kerreme’llâhu anh Efendimiz, Teravih Namazının cemaatle kılınması emrini veren ve başlatan, Hazreti Ömer radiya’llâhu anh Efendimiz için,” Allahım! Teravih Namazının cemaatle kılınması uygulamasını başlatarak, Mescid’lerimizi nurlandıran, Ömer’in kabrini nurlandır,” diye du’a etmiş veuygulamayı aynen devam ettirmiştir. Peygamber’imizden sonra, 30 yıllık Hilafet-i Kâmile döneminin son altı aylık dönemini tamamlayan,aslında, 5. Ve son Halife, Hazreti Hasan bin Ali, radiya’llâhu anh Efendimiz de kendisinden önceki halife’lerin uygulamaylarını aynen devam ettirmiştir.Ramazan Ayı geceleriende Teravih Namazı, yatsı namazından sonra, Vitr namazından önce kılınır,Teravih Namazı cemaatle kılınabildiği gibi,Ramazan ayına mahsus olmak üzere, Hanefî  Mezhebine göre, vacib olan Vitr Namazı da cemaatle kılınır. Ramazan Ayı’nın gecelerinde kılınan Sünneti Müekke’de Teravih Namazı’nın akabinde kılınan Vitr namazının cemaatle kılınması yukarıda ifade edildiği gibi, bir Hulefâ-i Râşidîn sünnetidir. Sevgili Peygamber’imiz bir hadis-i Şerif’lerinde; “Benim Sünnetim ve Hulefâ-i Râşidîn’in Sünnetlerini yerine getirmeniz üzerinize yüklenmiş bir vazifedir,”buyurmuştur.

Vakit namazları ferden kılınabilinirse de, cemaatle kılınması çok faziletlidir. Peygamber’imiz salla’llâhu aleyhi vesellem Efendimiz: Cemaatle kılınanbir vakit namazının ferden kılınan vakit namazlarına göre 27 derece daha faziletli olduğunu buyurmuştur..

Beş vakit kılanan farz namazların evvelinde ve sonrasında kılınan, müekked- gayr-i Müekked,revâtip sünnetlerle muvakkat- vakte bağlanmış- Teheccüd,( Gece yarısı, herkesin uykuda olduğu vakitte kılınan namaz),Duha,( ortalık iyice aydınlandığı kuşluk vaktinde kılınan namaz),Evvâbîn,( Akşam ile yatsı vakitleri arasında kılınan namaz) cemaatle kılınmaz, ancak ferden eda edilebilirler.

Sünnetler arasında, Cemaatle kılınabilseydi, ancak, SABAH Namazından önce kıldığımız iki rek’at Sünnet-i Müekke’de kılınırdı.Zira, Hanefî Mezhebine göre, Sabah Namazının sünneti, vacib derecesinde çok kuvvetli bir Sünnet-i Müekke’de’dir. Cemî’Î Fukahâ, Böylesine vacib derecesinde kuvveetli Sünneti Müekke’de olan Sabah Namazının Sünnetinin Cemaatle kılınmasına cevaz vermemişlerdir.

Revâtip Sünnetler, Muvakkat Sünnetler, hattâ, vacip derecesinde çok kuvvetli, Sünneti Müekke’de, Sabah Namazının sünneti ve Ramazan ayı dışında, Vacib  Namaz  Vitr,  cemaatle  kılınamazken, Teheccüd  naımazı,  tesbih  namazı, Reğâib, Berâ’et, Kadir ve Velâdet geceleri ve gündüzlerinde kılınan nafile namazlar cemaatle kılınabilinir mi?!...

Uzun,uzun izaha hacet yoktur: İmam-ı Rabbânî,Müceddid-i Elf-i Sânî,Ahmed-ü el- Faruk, el- Sirhindî (K.S.) Efendi Hazretleri, Mektubât-ı Kudsiyye’sinde, Seyyid Enbiya el-Menkepûrî’ye gönderdiği Mektubunda,( Mektubat,  Cild 1, Mektup, 288, Sahife , 327)  “ Onlar ki,aşura günlerinde, berâ’etgecelerinde ikiyüz-üçyüz kişilik büyük cemaatle kılarlar ve bu namazı böylece toplanarak cemaatle kılmayı  çok güzel bir ibadet yaptıklarını zannederler.Oysaki, bütün fakihlerin ittifakıyle tahrimen mekruh olan bir kabahati irtikap etimiş oluyorlar.Tahrimen mekruh olan kabahatleri güzel görmek( ecri ve mükafatı olduğunu zannetmek) kabahatlerin en büyüğüdür. Haram olan bir şeyin mübah olduğuna i’tikad etmek küfre müncer(dir. Tahrimen veya tenzihen mekruhu güzel görmek( mekruh olan bir şeyden ecir ve sevab ummak) haramı helal addetmekten bir mertebe aşağıdadır,Layık olanı,( Ehl-i  Sünnete yakışanı) bu  fil’in  şenâ’atini  çok ciddî  bir şekilde    yeniden mülahaza edip,bu şen’î  hareketten a’zamî derecede tevakki ve hazer etmelidir.

“ Efendim, biz buraya cemaati sala vererek, ezan okuyarak, şu camii’de,şu veyabu yurtta-kurs’ta Cemaatle tesbih namazı, cemaatle teheccüd namazı kılınacak, “ diye da’vet etmedik, fakat, cemaat toplanınca da aralarında, tesbih namazının bilmeyenlerin çoğuhlukta olduklarını dikkate alarak cemaatle kılıverdik, demelerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur, bu durum asla bir ma’zeret teşkil etmez.

Mübarek gün ve gecelerde, insanlardan ba’zıları ağızdan ağıza,ba’zıları, ba’zılarına, Falan yerdeki  camii’de, falan yerdeki yurtta-kurs’ta falanca şeyh veya falanca alim tarafından cemaatle tesbih namazı veya teheccüd namazı kıldırılacaktır, tarzındaki da’vetler, ezan, kâmet ve sala ile da’vetten çok daha te’sirlidir.

Çok iyi bilinmelidir,ki nafile ibadetlerin gizlilik içinde ve hiçbir kimseye görünmeden eda edilmesi, riya (görsünler,duysunlar)  mazannesinden kurtulmak için esastır. Cemaatle kılmak, niyyeti halis bile olsa bu mazannaden ari değildir.Resûl-i Ekrem, salla’ll$ahu aleyhi ve sellem Efendimiz, ki, Ümmetine nafile olan Teheccüd namazı, Allah’ın Resûlü’ne, Hasâis-i Resûl’den olmak üzere, Farz’dı.Resûl-i Ekrem, Kendisine farz olan gece namazı Teheccüd için uyandığında, yanındaki eşlerini rahatsız etmeden, yavaşça kalkar, Teheccüd namazını eda eder sonra yatağına dönerdi.Aişe Validemiz, yanımızdan kalkar, teheccüd namazını eda eder, tekrar yanımıza döner,bizim ruhumuz bile duymazdı,” buyurmuştu.

Farz namazların cemaatle kılınması, açıktan, sala,ezan ve kâmet ile ilan edilmesi esastır. Zira, Cum’a, Bayram ve farz namazlarda riya ( görsünler, duysunlar şaibesi yoktur...