Her yıl bilmem kaç bin kişi evlenme müracaatında bulunurken, yine binlerce kişi mahkemelerde boşanma, boşanabilme mücadelesi veriyor. Evlilik iki kişinin evet demesiyle çok kolay başlayan bir süreç gibi görünse de, boşanmalar oldukça sancılı, çekişmeli, kavgalı gürültülü oluyor. Hele ki çocuk varsa bu süreç çok uzadığı gibi ilişkinin tam olarak bitirilmesi de pek mümkün olmuyor.
Boşanma sürecine giren çiftlerin çocuklu ya da çocuksuz olmaları süreci de sonucu da etkileyen en önemli etmen.
Çocuklu evliliklerde boşanma süreci ve sonrası bizim toplumumuz için tam bir trajedi.
"Biz çocuğumuzun iyiliğini, onun huzurlu ve güvenli bir ortamda büyümesini düşündüğümüz için boşandık" gibi lafları çok duyuyoruz. Ya da kötü giden bir evlilikte "çocuğum için katlanıyorum" cümleleri çok kullanılıyor. Bir evlilik çocuk için sürdürülüyorsa da kötüdür, çocuk için bitiriliyorsa da doğru değildir.
Boşanma, sürekli yer değiştiren hafta içi bir evde hafta sonu başka evde, ayrı ayrı hayatlarla bocalayan, kime nasıl davranacağını bilemeyen, suçluluk duygusu yüksek, sosyal ortamda çekinik ya da davranış sorunlarıyla baş edemeyen çocuklar ortaya çıkıyor.
Bunlar görünenler, görünmeyen ise "çocuk" ya da çocuklar, daha iyi olsun diye başlayan serüven çoğunlukla da daha kötü oluyor. Boşanma süreciyle yetişkin bir şekilde baş edebilse de çocuğun bununla baş etmesi pek te kolay olmuyor.
Boşanmış ebeveynler, çocuklarınızın ne düşündüğünü ne hissettiğini biliyor musunuz?
Psikolog Anıl Şen'e, konu ile alakalı merak ettiklerinizi sorduk.
--Merhaba. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Psikolog Anıl Şen, Aydın ile içerisinde Aydın Psikoloji Merkezi adıyla bir klinik kurdum ve 6 yıldır burada çocuklar (0-18 yaş) ile çalışıyorum. Klinik olarak okul öncesi kurumlara ve özel okullara danışmanlıkta sağlıyoruz, bu sayede yılda ortalama 300-400 arası çocukla çalışma fırsatı buluyorum. Aynı zamanda çocuk kitapları yazarıyım. Şu anda hali hazırda piyasada 5 çocuk kitabım bulunuyor.
--Aile içi geçimsizlik varsa ve çift mutlu değilse, "boşanma" kararı nasıl verilmeli?
Eşler birbirlerinin hayatına olumlu yönde etki ettiklerinden daha fazla olumsuz yönde etki ediyorlarsa, beraberken tek başına olduklarından çok daha olumsuz ve streslilerse, artıları eksilerini geçmiyor ve birbirlerine sadece yük oluyorlarsa bu kararı almanın vakti gelmiş olabilir. Bu karar tabii ki tek taraflı olmamalı fakat bazen iki tarafta olayı bu kadar anlayışla karşılamayabilir.
Boşanma kararı alınmadan bir aile terapistine gidilebilir ama gidilmesine rağmen hala düzlen bir şey yoksa ne yazık ki boşanmak en uygun olanı olacaktır.
--Çocuğa boşanma kararı nasıl anlatılmalı? Bu karar anlatılırken genel olarak çocuklardan ne çeşit tepkiler ve sorular geliyor?
Şartlar el veriyorsa anne ve baba çocuklarına bu kararı birlikte açıklamalılar. Bu nokta çok önemli; birlikte açıklanması ve aynı cümlelerin kullanılması. Bu sayede çocuklarda karmaşık düşüncelerin oluşması ve bir tarafın içten içe suçlanması engellenecektir. Durumu açıklarken karı-kocalık ve anne-babalık rolünün birbirinden farklı olduğu vurgulanmalı, çocuklarına karşı olan tutumlarının asla değişmeyeceğini net bir şekilde iki tarafta belirtmeli. Çocuğa anlatım sırasında, çiftler belirli ve önceden konuştukları ortak cümleleri kullanabilirler. Konuşmayı yaparken çocuğun yaş grubuna uygun ve anlayacağı cümleleri kullanmak çok önemli. 5-6 yaş altındaki çocuklar için resimlerden faydalanabilirler.
Örnek birkaç cümle kullanacak olursak: Biz annenle/babanla anlaşamıyoruz. İkimizde seni çok seviyoruz hep sevmeye devam edeceğiz. Ama annenle/babanla birbirimizi artık eskisi kadar sevmiyoruz ve ortak kararlar almakta zorlanıyoruz. Seninle annen/baban olarak çok mutluyuz ve çok eğleniyoruz ama biz karı koca olarak birbirimizle mutlu değiliz ve eğlenemiyoruz bu yüzden artık ayrı evlerde yaşayacağız. Sen bizim için her şeyden önemlisin, istediğin zaman annenle/babanla kalabileceksin.
Anne-babanın ev içi tutumlarına göre boşanma durumuna çocuğun vereceği tepkiler ve bu konuda soracağı sorular değişiklik göstermektedir. Örnek verecek olursak, çocuğun yanında çok sık kavga eden çiftlerin boşanmaları sırasında çoğunlukla çocuklar kendilerini suçlu hissediyorlar. ‘‘Benim yüzümden ayrıldılar, benim yüzümden kavga etmişlerdi, ben oyuncaklarımı toplamadığım için annem babama bağırdı, babam bu yüzden evden gitti.’’ Gibi cümleler kullanıyorlar, aynı cümleleri soru kalıbıyla beraber ebeveynlerine yönelttikleri de oluyor tabii ki… ‘‘Anne ben oyuncaklarımı toplamadığım için mi kavga ettiniz, babam bunun için mi gitti?’’
--Boşanmalar çocuğu nasıl etkiliyor?
Boşanmanın çocuk üzerindeki etkileri ailenin birlikteyken ki yaşantısına göre farklılık göstermektedir. Bazı durumlarda çocuk rahatlamış, bazı durumlarda suçlu, bazı durumlarda ise kızgın hissedebilir. Bunu ailenin birlikteyken sergiledikleri tavırlar belirler. Ama genel olarak, boşanma kararını öğrenen çocuk, ağlar, şaşırır, korkar, endişelenir, öfkelenir, merak eder. Aslında birçok duyguyu beraber yaşar. Yetişkinlerde olduğu gibi boşanma bir kayıptır ve yası tutulur. Tutulan yas doğal ve olması gereken süreçtir. Tüm bu karmaşık duyguları yoğun şekilde iç içe yaşarken, çocuğun duygularını ifade etmesini cesaretlendirmek, desteklemek önemli ve gereklidir.
--Boşanmış ailelerin çocukları her zaman bu durumdan etkilenir mi? Toplumumuzda genel olarak çocuğun her olumsuz davranışını boşanmaya mal etmek gibi bir eğilim var. Bu ne derece doğru? Boşanmamış bir ailenin çocuğu da aynı davranışları gösteremez mi?
Boşanmış bir ailedeki çocuğun bu durumdan etkilenmeme şansı yok fakat bu her zaman olumsuz bir etkilenme olacak diye bir kaide de yok. Aile içi fiziksel, sözel şiddet varsa anne-baba gürültülü tartışmaları çok yoğun bir şekilde yaşıyorsa boşanma eylemi aslında çocukta meydana gelecek olası davranış problemlerinin ve travmaların önüne geçilmesini sağlayabilir. Yani olumlu etkilediği durumlarda ne yazık ki söz konusu… Çocuklar olumsuz davranışları her yerden edinebilirler ve anne-babası birlikte yaşayan çocuklarda fazlasıyla olumsuz davranışa sahip olabilirler hatta boşanma süreci iyi yönetilmiş bir ailenin çocuğundan çok daha fazla probleme sahip olan yüzlerce boşanmamış ailelerin çocukları mevcuttur. Sadece anne-baba ayrı çocuklar problemli olurlar diye genel geçer bir yargıya sahip olmak büyük bir yanılgıdır.
--Boşanma durumunda çocuk psikolojisi açısından ne gibi tedbirler alınmalı?
İmkanlar el veriyorsa en iyi tedbir bu süreçte çocuğa profesyonel destek alınması olacaktır.
Süreçte taraflar birbirlerini suçlamamalı çocuğu diğer ebeveynle ilgili olumsuz düşüncülere sebebiyet verecek konuşmalardan kaçınmalı.
Boşanma sürecinde sürekli ağlama ya da öfkeli olan ebeveyn bu dönemi çocuğun daha travmatik yaşamasına sebebiyet verebilir. Duygular muhakkak çocukla paylaşılmalı, özlem, üzüntü fakat abartıya kaçılmamalıdır.
Çocuğun bu olayda hiçbir suçu olmadığı, boşanma kararının onunla ilgili olmadığı her iki ebeveyn tarafından da çocuğa hatırlatılmalıdır.
Çoğu çocuk anne-babanın barışacağını düşünür ve bunu düzeltmek için çözüm yolları arar. Bu durumun yetişkinlerin arasında olduğu ve kendilerinin beraber olmak için çok çabaladıkları anlatılmalı buna rağmen çözümlenemediği belirtilmedir. Çünkü bazen çocukların buldukları çözüm yolları ve kurguları problemlere yol açabilir.
Çocukla olan ilişkinin değişmediği her iki ebeveyn tarafından da anlatılmalı aynı zamanda bu davranışlarla da yansıtılmalı.
Çocuklar kiminle ne kadar nasıl ve nerede yaşayacaklarını bilmelidirler. Bu konuların bilgilendirmesi muhakkak yapılmalı. Hangi ebeveynle ne kadar süreli görüşecekleri konusunda da net bilgilendirmeler yapılmalıdır. Bu onların bu süreçteki kaygılarını azaltmalarına yardımcı olacaktır.
Ebeveynler bu dönemde suçluluk duygusuna kapılarak çocuklara olağan dışı tavizler verebilirler. Bu süreçte tavizlerden kaçınılmalı normal hayatın döngüsünde yaşamaya özen gösterilmelidir.
--Boşanmanın gerçekleşmesinin ardından anne-baba ilişkisi nasıl olmalı?
Bu süreç genelde ülkemizde medeni bir şekilde yürütülemiyor. Anne-baba ilişkisi ile karı-koca ilişkisini aslında yetişkinler bile birbirinden ayırt ederken zorluk çekiyorlar. Bu süreçte anne-baba olarak karı-koca rolünden çıkmalılar. Karı-koca olarak birbirlerine karşı hissettikleri duyguları bir kenara bırakarak anne-babalık rolüne önem vermeliler. Karı-koca olarak öfkelerini-nefretlerini-üzüntülerini yansıtırken anne-baba olarak çocukla ilgili önlemler almamak ya da çocuğu koz olarak kullanmak çocukların hayatlarında travmalar oluşmasına neden olabilir. Çiftler boşanmış ve karı-kocalık rolleri son bulmuştur. Çocuklarına karşı anne-baba olma sorumlulukları bakidir. Bu süreçte amaçları çocuklarının süreç sırasında en az hasarı alması en sağlıklı şekilde atlatması olmalıdır. Bunu sağlamanın en etkin yolu ise anne-baba olarak ortak kararlar alarak ilerlemektir.
--Boşanmış bir çift ne kadar süre sonra tekrar başka bir ilişkiye sıcak bakmalı?
Öncelikle çocuğun boşanma sürecini ve boşanma sonrası süreci atlatılması beklenilmeli. Her çocuk için farklılık gösterecektir yas ve iyileşme süresi. Net olarak şu kadar zaman diyemeyiz. Bunun kararını bu noktada yine anne-babalar vermek zorundadır. Çocuklarının boşanmaya verdikleri tepkileri ve boşanma sonrasında ki duygu durumlarını gözlemleyerek bu konuda fikir sahibi olabilirler. Tabii ki çocuğun yaş aralığı azaldıkça kabullenme süreci artacaktır bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var.
--Boşanmış bir anne veya baba tekrar evlenmeyi düşündüğünde bu çocuğa nasıl anlatılmalı?
Çiftlerden birinin tekrar evlenmesi çocukta kendi ebeveynini kaybedeceği korkusuna, yeni bir ebeveynim mi olacak kaygısına neden olabilir. Süreç olabildiğince soğukkanlılıkla yönetilmelidir. Karar çocuğa anlatılırken baş başa olmaya dikkat edilmeli. Çocuğun rahatlıkla kendini ifade edebileceği bir ortamda olması da bir o kadar önemli. Evlenilecek kişi ile emri vakiler üzerine tanıştırma ya da bu karar açıklanırken o kişinin ortamda olmamasına dikkat edilmeli. Bu süreçte evlenecek olan kişinin anne-babalık rolünde olamayacağı kesinlikle belirtilmelidir. Çocuk bu olaya tepki verebilir, tepkileri dinlenmeli ve gerekli açıklamalar yapılmalı. Hızlı bir alışma evresi ya da bunu hoş karşılamasına dair beklentiler içerisine girilmemeli. Bu kararı anne-babadan hangisi aldıysa diğer ebeveynde bu konuda çocukla muhakkak konuşmalı. Olumsuz söylemlerden kaçınmalı yine ortak bir dille konuşma yapılmalı. Çocuğun ebeveynlerinin, boşanmış olan anne-babası olduğu vurgulanmalı ve rol dağılımları üzerine konuşmalar yapılmalı. Yeni eşin bu rol dağılımında çocuk üzerinde yaptırım gücünün olmadığı belirtilmeli. Anne-baba diyeceksin gibi çocukta rol karmaşasına sebebiyet verecek baskılamalarda yapılmamalı.
--İkinci evlilik gerçekleştiğinde çocuk özellikle evlenen ebeveyn ile yaşıyorsa, çocuğa yaklaşım evde nasıl olmalı?
Olağan hayat yaşanmaya devam edilmeli ve rol dağılımları net şekilde yapılmalı. Yeni gelen kişinin ebeveyn olmadığı yeni gelen kişi tarafından da kabul edilmeli ve bu süreçte çocuk istemedikçe geri bildirim vermemeli. Evlenen ebeveyn bu dengeyi kurabilmeli. Günümüzde çocuk istismar vakalar oldukça yoğun görülmekte bu yüzden evlenen ebeveyn her zaman çocuğu ile açık iletişimde olmalı ve çocuk yeni gelen aile üyesi ile ilgili konuşmak istediği zaman etkin dinleme ve yargılamalar yapılmamalı. Anne-baba ve karı-koca rolleri birbirine karıştırılmadan süreç yönetilmelidir.
--Evlenen ve evlenilen kişilerin ilk evliliklerinden çocukları varsa denge nasıl kurulabilir ev İçerisin de? Ne gibi sorunlar çıkabilir?
Sadece bu soru için sayfalar dolusu cevaplar yazılabilir. Ama temel mantıkta çok hassas bir terazi kullanılmalı. Adalet kavramı ev içerisindeki temel ilke olmalı. Yaş grubu küçükse özellikle somutlaştırılarak anlatımlarda fayda var. Yani bak şimdi seninle 10 dakika resim çizelim, seninle de 10 dakika resim çizelim. Dakika kavramını anlamayacak kadar küçükse eğer yaş grubu renkli saatler kullanılabilir. Kardeş kıskançlığı bile başlı başına büyük bir konu iken bu durum onun da biraz ötesinde.
Evdeki en ufak adil olmayan davranış problemlere yol açabilir. Basit bir harçlık bile büyük bir olaya sebebiyet verebilir. O yüzden çok hassas davranılması kişiler kendi çocuklarına sergiledikleri maddi manevi davranışları diğer çocuğa da eşit bir şekilde göstermeye çaba sarf etmelidirler.
--Son olarak, konu ile ilgili eklemek istedikleriniz var mı?
Aile kavramı toplumumuzu ayakta tutan dinamiklerden en önemlisi belki de fakat bazı durumlarda boşanmak çocuklar açısından çok daha olumlu. Ben bu noktada daha önemli bir şeye değinmek istiyorum aslında; evlilik öncesi ve çocuk sahibi olma öncesindeki döneme. Evlilik, çocuk sahibi olmak, bunlar kompleks gözüken ama bir o kadar kolay eylemler. Bu eylemleri yaparken sorumluluklarını iyi düşünmek gerekiyor. Ani kararlar vermemek, toplum baskısından etkilenmemek, yaş geçiyor diye aceleye getirmemek gerek diye düşünüyorum.
Evlenmeden önce çiftlerin birbirini tanıması gerektiğine, evlilikten en az 2-3 yıl sonra çocuk sahibi olmaları gerekiyor bana göre. Çünkü 3 ay aynı evin içinde kaldığınız insanı henüz tanıyamamışsınızdır. Onun enlerini ve gizillerini bilmiyorsunuzdur. Daha alışma süreci bile geçmiş sayılmaz ki her çiftin muhakkak bir iki yıl alışma süresi olur. Farklı iki insan farklı öğrenilmişlikler aynı çatı altında çokta kolay değil aslında.
Genç arkadaşlara tavsiyem birbirlerine zaman tanımaları, birbirlerini tanımaları, birbirlerini hazmetmeleri ve gerçekten anlaştıklarında çocuk sahibi olmaları olacaktır. Çünkü boşanmak kolay bir eylem gibi görülebilir ama çocuklar varsa bunun sorumluluğu o kadar kolay olmayacaktır.