Tabir-i caizse bu dünyada öyle insanlar var ki, eskiciye versen karşılığında mandal bile alamazsın! İşte tam da onlardan bahsediyorum. Herkesin etrafında çokça vardır, sadece kendisini düşünen, kendine odaklı bir dünyada yaşayan. Yeni jenerasyon, devir değişti savsatası ardına düşmüş, Türkiye’de yaşayan insanların büyük bir kısmı, bu insan grubuna girmektedir. Mesela en basit örneği bir adam düşünün, çoluğu çocuğu karısı evde perişan, dolap bomboş ama o çalışmak, işe girmek yerine kahvelerde ya da ismi lazım değil her bir yerde. Ya da bir ana düşünün, çocuğu deli gibi içeride ağlıyor, o ise arkadaşları ile dedikodu derdinde telefonda ya da sosyal medyada. Ha bir de canım Ülkemi düşünün sosyal medya akımı peşinde. Ne moda olsa da hemen icraata geçirip yapıversek pür telaşı içinde. Baksan kendine faydası yok. Boş beleş yaşayan yaramaz insan topluluğu da cabası… Duyarsız, sorumsuz, gereksiz bir jenerasyon geliyor. Bağıra bağıra bir daha söyleyeyim bu Ülkenin çok büyük sorunları var!

Usta ne de güzel söylemiş “Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?” Konuyu o kadar çok açabilirim ki bununla ilgili arkadaşlık konusunda da böyledir. Yakın arkadaşım dersiniz, şu gün buluşur şuraya gideriz diye plan yaparsınız, evde hazırlanırsınız mesaj atarsınız o unutmuş başka bir plan yapmış olur. Kabahatlerini örtmek için suçu hep başkalarına atmaya çalışan, bağırarak haklı olunduğunu zanneden zavallılardır. Günlük yaşayan, günü kurtarmaya bakan insandır. Hiç bir şeyi kafasına takmaz, sorun etmez, devamlı rahat olan insandır. Böylelerinin çoğu zengin ailelerden gelme olur ama zengin olmayıp ta böyle insanlara rastlamak mümkündür. Hiç bir zaman gelecek için plan yapmaz, gamsız insandır. Ne kadar konuşursanız konuşun bir kulağından girer diğer kulağından çıkar laf dinlemez. Devamlı aykırı olmaya çalışır, bir yer edinme isteği içini kemirir durur. Verdiğiniz işlerin hiçbirini doğru düzgün yapmazlar, sözünün eri değildir. Hep bir eksik bırakırlar, sonra da sorulduğunda hep bir bahaneleri de vardır ve onlar hep haklıdır arkadaş ben bu kadar haksız olduğu halde bu kadar haklı olan başka insan grubu daha tanımıyorum çeneniz değil eliniz çalışsın dediğinizde hemen yine çeneler çalışmaya başlar. Eminim kendinizden bir kesit buldunuz. Diyeceğim bu tür sorumsuz, gayesiz insanlara bakışım hiç olumlu yönde değil!

İşlerim sebebiyle bu hayatta birçok insan tanıdım. Disiplinlisinden en sinirlisine kadar ancak insanlığa en büyük zararı veren yine sorumluluk sahibi olmayan insanlar oldu. İnsanlar öfkeli olabilir anlayabilirim, takıntılı olabilir bunu da anlarım, mükemmeliyetçi olabilir, kuralcı olabilir, patavatsız da olabilir. Lakin bu insanlarla çalıştığın sürece işlerin tıkır tıkır yürür hiçbir sıkıntı yaşamazsın. Lakin bir insan sorumsuzsa, umursamazsa, üşengeçse olmuyor arkadaş. Siz onun yerine de çalışıp çabalıyorsunuz. Yani sevmediğimiz insanlar olsa hayatımızdan uzaklaştırabiliriz fakat aileden ya da çok sevdiğiniz ve kaybedersem üzülürüm dediğiniz insanlar olunca çok zorda kalıyorsunuz. Son zamanlarda gördüğüm en büyük sorunlardan biri ise duygusal ilişki sorumsuzluğu. Bir taraf seviyor, istiyor ancak karşındaki insan yokuş aşağı frenleri patlamış bir araba gibi gidiyor. Sorumluluk sıfır, umursama, karşısındakini düşünme, emek verme sıfır. Öyle büyük bir sevgiyle seviyorsunuz ki onunla bir hayat kurup aile olmayı diliyorsunuz. Acı çeken, üzülen, sinir krizi geçiren yine siz oluyorsunuz ama onlara kalsa "hiçbir şey yok ortada".

Kısaca “İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri, sorumlulukları ve inançlarıdır.” der ünlü düşünürler. Tabi artık yeni jenerasyon o ünlü düşünürlerin hiç birini umursamıyor. Sorsan şu yazar kim şu gazeteci hatta kendi adını söylemeyecek durumda yazık! Her platformda uzak olsunlar bu denli sorumsuz insanlar. Çok zor da kalınca iyilik istememesi bile gereken insandır. Bu tip insanlara iyilikte bulunmak, yardım etmek ayrı bir sorumsuzluktur bilin isterim.