Geçtiğimiz hafta Muhteşem Kurtuluş Savaşı’nda düzenli ordumuzun Yunan Ordusuna karşı İnönü’de kazandığı ilk zaferin, BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ’nin 90 ncı yıldönümünü sessiz sedasız geçirdik. Ne gazetelerde bir haber ne de televizyonlarda bir program vardı. Hiç bir yetkili de bu konuya uzaktan yakından değinmedi. Ve ne garip tesadüftür ki, Türk ve Yunan birliklerinin, ağır kış şartlarında İnönü mevzilerine doğru hızla koştuğu günün doksanıncı yılında, yunan Başbakanı Papaendreu’yu Erzurum’da ağırladık. 9 Ocak 1921’de iki ordunun göğüs göğüse muharebelerinin ardından 10 Ocak günü de çok sisli havanın Yunan kuvvetlerine sağladığı avantaja rağmen, gücünü yitiren Yunan ordusu gece geri çekilmek zorunda kalmıştı. Böylece Ordumuz, Yunan Ordusunu Bursa’ya doğru geri çekilmeye mecbur etmişti. Her ne kadar Birinci İnönü Zaferi Yunanlıların bir keşif taarruzu niteliğinde, küçük bir muharebe de olsa, Yunan Ordusunun binbir zorlukla yeni teşkil edilen Türk Ordusu karşısındaki ilk başarısızlığıdır. 15 Mayıs 1919’dan beri Yunan Ordusu ilk defa İnönü’de yenilmişti ve o günlerde bu küçük başarının, içerde ve dışarda çok olumlu etkileri oldu. Batı cephesinde Yunan tehlikesi bir süre atlatılmış ve asi Ethem’in ortadan kaldırılması kolaylaşmıştı. Birinci İnönü Zaferi ile Türk Ulusu’nun varlığı ve vatanını koruma azim ve kararlılığı ispatlanmış, zaferin hemen ardından 20 Ocak’ta Anayasamız ve Milli Marşımız kabul edilerek Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolda önemli bir aşama gerçekleştirilmişti. Yine bu Zaferden sonra İtilaf Devletlerince TBMM Hükümeti, 21 Şubat’ta Londra Konferansına davet edilerek hem tanınmış oldu, hem de itibarı arttı. Ve yine bu Zafer’le TBMM Hükümeti İstanbul’a karşı üstünlüğü ele geçirmiş, 1 Mart’ta Afganistan’la Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasını, 16 Mart’ta da Sovyet Rusya ile Moskova Anlaşmasını imzalamıştı. Birinci İnönü Zaferinden sonra devlet mekanizması çalıştırılarak kaynaklar kullanılmaya başlanmış, asker alma işleri de bir düzene sokulmuştur. 10 Ağustos 1920’de İstanbul Hükümetince kabul edilen Sevr Antlaşmasını Türklere kabul ettirmek için görevlendirilen Yunan Ordusunun Bursa’dan sonra hedefi Eskişehir ve Ankara olarak belirlenmiştir. İnönü Mevzileri de bu stratejik istikameti, Eskişehir’in 40 km kadar batısından kapatan önemli bir savunma hattıdır. Kurtuluş Savaşı boyunca Türk ve Yunan Orduları arasında cereyan eden beş önemli muharebe bu stratejik istikamet üzerinde ve Eskişehir etrafında, bunların ikisi de İnönü’de cereyan etmiştir. Kurtuluş Savaşında ümitleri yeşerten, Milli Mücadeleye büyük bir güç katan İnönü Zaferlerinin ilki olan BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ tarihimizdeki önemli yerini almıştır. Bize bu mirası bırakan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi şükranla anıyorum. Mekanları cennet olsun.