Toprak Ana ile akrabaydı onlar, ırmağın akmaya yeni başladığı zamanlarda bu topraklarda oturuyorlardı. Yüreği Kızılderili doğan yerliler, doğanın muhteşem dengesine inanıyorlardı. Susquehanna nehrinin kollarından bir olan Swatara çayı boyunca yaşayan yerlilerin buzdolabı olarak kullandıkları mağara nehrin çekilmesi ile ortaya çıkar. “İndians” olarak anılan Kızılderililer, dere ağzı üzerinde olan mağaraları bir sığınak olarak kullanmışlar. PA, Hummelstown, Middletown yolu üzerinde bulunan ‘Indian Echo Caverns’in iç sıcaklığı yaz kış 52 fahrenhaytta sabit. Dışarıda 40 derece sıcak havadan bunalan, mağaranın 11 derecelik soğuğundan dışarı serinleyerek çıkıyor. Susquehannock; Susquehanna “nehir insanları” anlamına geliyor. Yerliler mağara ve çevresindeki bölgeyi 1670 yıllarında terk etmişler. Dilleri 1760’larda yok olduğundan ölü diller arasında yerini almış. Köy ve kabileleri, isimleri de tek tek kayıp olmuş. Mağarayı keşfeden bir vatandaş ormanlık araziyi satın alarak halka açmış. Ticari turları yaklaşık bir saat sürüyor. Vadiye inmeden girişte bulunan tahta baraka ve su değirmeni, arktan akan suda altın arayıcıları betimlenmiş. Yabancılardan çok yerli turistler tahta elekler ile suda altın arıyor. Milyonlarca yıllık mağarada çeşitli figürler; insan, hayvan ya da bitki izlenimi veriyor. Yeraltısularının genel özellikleri, içeri giriş şekilleri, hareketleri ve mağarayı oluşturan kayacın fiziksel-kimyasal yapısına göre çeşitlenen damlataşlar, fil formasyonu olan ayaklar. Şekli ve büyüklükleri tavandan düşen suyun akış şekli ve miktarı ile içerdikleri karbontrioksid oranına bağlı olarak değişen dikitler, sarkıtlar, karbondioksit kaybı nedeniyle üst üste yığılanlar. Yer çekimine aykırı olarak değişik yönlerde ve şekillerde gelişmiş, karbonatlı ve sülfatlı çökeller, saydam şekiller kah pamuk tarlasını kah ormanı andırıyor. Beyazdan kahverengi tonları arasında derinlere doğru gidildiğinde suların biriktiği masmavi bir gölet bulunuyor. Karanlık mağarada belki de göz yanılsaması bir Susquehannock eğilmiş su içiyor ve belki de şu sözleri fısıldıyor: “Beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarıma öğrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve yaprakların arasına gizlediğin derslerini anlayabileyim. En büyük düşmanım olan kendimle savaşıp kendi içimdeki gücü bulabileyim. Ve temiz ellere, saf gözlere sahip olayım. Öyle ki yaşam bir günbatımı gibi solmaya başladığında ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin.”