BİR TELEVİZYON PROGRAMI ÜZERİNE
Cumhur EVCİL
10 Şubat 2006 günü KANALTÜRK televizyonu CEVİZ KABUĞU programında Türk siyasi hayatında çok önemli görevler ve hizmetler yapan Sayın Bülent ECEVİT ile Sayın Mehmet DÜLGER'i ve Sayın Erol TUNCER'i siyasi partilerin finansmanı konusunda gerçekten yararlanarak kısmen de hayretler içinde kalarak izledim.
Siyasi partilerin parasal kaynakları, yönetim ve finansman ilişkileri, uygulanan çeşitli usullerde meşruiyetin önemi, denetim usulleri muhtelif ülkelerden örnekler verilerek izah edildi. Bu arada milletvekili maaşları ve harcamaları da gündeme geldi.
Her ne ise.
Program akışı içinde bugün bir milletvekili maaşının bir albay maaşı seviyesinde olduğunun ifade edilmesi üzerine; bir dinleyicinin de albayın 2500, milletvekilinin ise 6000 YTL ücret aldığını belirtmesi ortada kaldı.
Ayrıca yine bir dinleyici de; gazi olduğunu, devletin bu yıl 200 YTL olan ücretine sadece 6 YTL zam yaptığını, sağlığının iade edilmesi halinde, verilen ücreti bağışlayacağını acı bir şekilde dile getirdi.
Gazi vatandaşımızın bu acı serzenişine sayın parlamenterimizin, devletin imkânının ancak bu kadar olduğunu bildirmesi, programı izleyen gazileri oldukça üzdüğü kanaatindeyim. Zira sayın parlamenterimizin bu tokat gibi cevabına program yapımcısı Sayın CEVİZOĞLU da şaşırdı gibi geldi bana.
Sevgili Okuyucularım;
Oysa konu ile ilgili Anayasamızın 61 nci maddesinde çok açık ve net hükümler vardır.
Md 61- Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
.
.
.
.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
Anayasamız bu açık hüküm ile; TC ve büyük Türk Ulusunun ilelebet varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ve dünya milletler topluluğunun seçkin ve şerefli bir üyesi olarak yaşaması için; fedakârlıklar yapmış, gözünü kırpmadan hayatını kaybetmiş ve elini, kolunu, bacağını veya bir kısım uzvunu feda etmiş vatandaşlarımıza karşı devlete görevler vermiştir.
Devletimiz, bu anayasanın emrettiği görevlerin ne kadarını, nasıl yapmaktadır?
Bir teşkilat kurmuş veya kurdurmuş mudur?
Şehit ailelerinin bakım ve korunmaları, sağlık hizmetleri, şehit çocuklarının öğrenimleri için ne gibi özel önlemler alınmıştır?
Malul gazilerin maluliyetleri ile ilgili tedavileri nasıl yapılmaktadır? Bunları hangi teşkilat takip etmektedir? Bakıma muhtaç olanlar nasıl, hangi şartlarda yaşamaktadır?
Malul gazilerin bir rehabilitasyon programı var mıdır? Kim, ne zaman, nerede, nasıl rehabilite edileceğini bilmekte midir?
Çok değerli okuyucularım;
2005 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 1974'te mağlup ve perişan olan Rum askerlerine madalya dağıttı.
Kıbrıs Barış Harekâtını gerçekleştiren muzaffer ordumuzdan kaç kişiye madalya verildiğini biliyor musunuz?
Cumhurbaşkanları ve TC Hükümetlerinin yararlı hizmetleri olan yurttaşlara, madalya verdiğini biliyorsunuz. Bu yüce makamların madalya tevcih ederek onurlandırdığı bir şehit ailesi veya bir malül gazi hatırlıyor musunuz?
Güney doğuda amansız teröre yıllarca göğüs geren, kahramanca çarpışarak şehit olan veya uzuvlarını kaybederek hayatın kalan bölümünü inanılmaz acılar ve ızdıraplar içinde geçirmekten başka çaresi olmayanların taltif edilenler arasında olmaması dikkat çekmiyor mu?
Kolu veya bacağı veya gözleri veya daha başka uzuvları olmayan gencecik bir malul gazinin, hastalandığında, köyünden kentinden hastaneye nasıl gideceğini, ilacını alıp evine nasıl döneceğini, sapasağlam insanları çileden çıkaran bürokratik engelleri bu kadersiz kahramanların nasıl geçtiklerini nerede yatıp kalkacaklarını, ne yiyip içeceklerini tahayyül ediyor musunuz?
Daha neler, neler.
Adeta kendi kaderlerine terkedilmiş çaresizlik içinde kıvranan bu kahraman insanlarımızın dertlerine çare bulunmalıdır.
Yorumlar